H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Normalleşme Nasıl Olur?

Normalleşme Nasıl Olur?

Kıymetli okurlarım alışkanlıklarından vazgeçmeyi hiç sevmeyen bir toplum olarak zor bir sürece daha girmiş bulunuyoruz; NORMALLEŞME.

Temelinde; duruma göre şekil almak, değişim, yeni bir salgına karşı toplumu bilinçlendirmek var. Ve bu süreç evde kalmak kadar önemli…

Geçen yıl bu zamanlar, İsveç’teydim. Üç ay kadar orada kaldım. Sosyal hayatın nasıl şekillendiğini ve toplum kurallarının nasıl işlediğini görmüş, sizlerle paylaşmaya karar vermiştim. Kısmet bugüneymiş.

Tam da bugün tanık olduğum bazı konuların altını çizmekte yarar var.

Kendi işini kendin yap.

İsveç’te insanlar özel işlerini kendileri yapıyorlar.  Bu yüzden çoğu boya, badana, marangozluk ve bahçe işlerinde çok becerikli. Ülkenin her yanında ikinci el satış mağazaları var.  En zengin İsveçliyi bile ikinci el mağazalarında görebilirsiniz. Tasarruf artık kültürlerinin bir parçası haline gelmiş. Böyle olunca toplumda, “sadelik ve paylaşım” ön plana çıkmış.

Gördüklerimden sonra, “Kapitalist sistem ülke insanımın aklını ve zamanını almadan önce bizlerde böyleydik !” diye düşünmüştüm.

Kuaförlerde hijyen ve sosyal mesafe var.

İsveç’te kuaförler randevusuz iş yapmıyor. Öyle çat kapı gidip, “bir fön çektirebilir miyim ya da saç kestirebilir miyim? ” deme şansınız yok. Çünkü günlük müşteri sayısı belli.

Her kuaförün internet sayfası var ve o sayfaya girerek kendi randevunuzu kendiniz oluşturabiliyorsunuz. Manikür dâhil kullanılan bütün malzemeler tek kullanımlık.

Şimdi ülkemizde de, aynı ortamı kurabilir miyiz? Elbette.

Virüsün en fazla kuaförlerden ve AVM’lerden yayılabileceğinin bilinmesi insanlarımızı sağlık ve hijyen konusunda daha bilinçli olmaya sevk edecektir.

AVM’lere sadece işi olan gitsin!

Şahit olduğum diğer bir konu ise İsveç’te insanlar vakit geçirmek için AVM’lere gitmiyor.

Boş vakitlerinin adresi; piknik, spor alanları ve de müzeler. Yani AVM’LER değil.

 Ve kafeler…

İsveç’te insanlar kafelere kahve içmek, arkadaşlarıyla muhabbet etmek ya da yemek yemek için gidiyorlar. Öyle saatlerce boş boş oturan yok.

En çok hoşuma giden; özellikle turizm alanlarında, kafeler ve restoranların self servis olarak hizmet veriyor olmasıydı. Garson yok. Marka kafeler hariç birçoğunun kapanma saati 17.00.

Ülkemizde bugün, sosyal mesafe tartışılırken insanların, “kendi göbeklerini kendilerinin kesmesi” konusunu yeniden düşünmeleri gerekir. Mutlaka bazı alışkanlıklarımızı değiştirirken, yeni alışkanlıklar için de çaba sarf etmeliyiz.

 Elbette bazı alışkanlıklarımızı değiştirirken ortaya çıkan maliyet cebimizi yakacak!

Özellikle “otellerde, otobüslerde, kuaförlerde, okullarda ve kafelerde” TEK KULLANIMLIK malzemeler yeni bir TÜKETİM ALANI olarak karşımıza çıkacak. Önemli olan o alanı bilinçli kullanmak.

Kısacası sosyal hayatımızı yeniden şekillendirirken; sadeleşeceğiz… Kendi işlerimizi kendimiz yapmak konusunda becerilerimizi geliştireceğiz. Zamanı iyi kullanacak, ihtiyaç fazlası alışveriş yapmayı terk edeceğiz. Hizmet aldığımız yerlerin en büyük denetleyicisi olurken, bütün bunları da, kültürümüzün bir parçası haline getireceğiz.

İnsanların içinde bulunduğu topluma katkı sunması ancak, toplum sağlığını ve kurallarını içselleştirmesi ile olur. İşte asıl normalleşme de budur.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!