Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Milli Eğitim Çıkmazda

AKP düşüncesi her kurumumuz gibi milli eğitimimizi de çıkmaza soktu. Zaten Siyasal İslamcı, çağ dışı ve kindar zihniyetten başkası beklenemezdi.
 
AKP düşüncesi kendisine engel olarak gördüğü milli kimlik ve eğitimimizi çiğnemek için sıkça “Müfredat ve Bakan” değiştiriyor. Her seferinde çöküyor, bizi de çökertiyor.
 
AKP liselere yeni bir sistem getiriyor. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk önümüzdeki yıllarda daha iyi olacağımızı söylüyor. İnanmayın. Akılcı, üretici, çağdaş, milli ve Atatürkçü olmayan bir eğitim sistemi bizi daha kötüye götürür. Zaten Milli eğitim bakanı ve çevresindekiler Atatürkçü, milli, çağdaş ve akılcı değiller. Hatırlayın, Ziya Selçuk göreve geldikten hemen sonra: “İdeolojik Atatürkçülüğe karşıyım” anlamında bir söz söylemişti. Bu sözün tefsiri: “Ben Atatürkçülük ve çağdaşlık çizgisinde bir Milli Eğitim Bakanı olmayacağım” demekti.
 
İyi niyetli ve fakat iktidara muhalif bazı kesimler: “Ziya Selçuk bir akademisyen. Aynı zamanda özel okulları (deneyimi) var. Türkiye için yararlı olur” demişlerdi. Yanıldıklarını kısa sürede gördük. İster Prof., ister general, ister zengin ne olursanız olun; AKP’nin tepesinden buyruk aldığınız sürece Türkiye’ye yararlı olamazsınız. Bu kural Ziya Selçuk için de geçerlidir.
 
Ziya Selçuk önümüzdeki yıllarda, Liselerde uygulanacak eğitim-öğretim usulleriyle ilgili bir takım ipuçları verdi. Hürriyet’ten Nuran Çakmakçı’ya 20.05.2019 günü yaptığı açıklamalarından hareketle iddialarımı temellendireyim.
 
1-Önce Ziya Selçuk’un şu açıklamalarını okuyalım: “Bugünkü ders mantığı geleneksel, çok KONVANSİYONEL..”, “Sistemi etkileyen tüm bileşenleri SENKRONİZE ve kendi doğasına ..”, “Öğrencilerin isterse AKREDİTE farklı kurumlarda..”


 
Dikkat ederseniz Ziya Selçuk’un açıklamalarında anlamadığımız yabancı sözcükler var. Bu sözcüklerin anlamını ben dahil, yurttaşlarımızın ve öğrencilerimizin yüzde 95’i, belki daha fazlası anlamaz. Sözler ve yazılar anlatmak ve anlaşılmak içindir. Ziya Selçuk bizim anlamadığımız bir dili niye kullanıyor? Sen bir bilimsel bildiri sunmuyorsun; Milli Eğitim Bakanı olarak 80 milyona hitap ediyorsun. Böyle konuşmak bize karşı bir ayıp, bir saygısızlıktır. Bu ayıbı Milli Eğitim Bakanı bakan olarak yapıyorsun. Bir Milli Eğitim Bakanı’nın milli dilini kullanması, Türkçeyi yeğlemesi aynı zamanda yasal görevidir. Sadece bu yönü bile Ziya Selçuk’un Milli Eğitim Bakanı olamadığını gösteriyor. Bize milli olmayan kişilik ve kültür lazım değil; bize, milli olan kişilik ve kültür lazım. Şairimizin dediği gibi: “Güzel dil Türkçe bize / Başka dil gece bize.”
 
2-Ziya Selçuk milli eğitimden söz ederken: “Temel mesele öğretmen. Asgari bir senelik eğitim planlıyoruz. Önce öğretmen eğitimine yatırım yapacağız, şu kadar saatlik sertifikasyon çalışmaları ile öğretmenlerimizi yeni milli eğitim sistemine hazırlayacağız” diyor. Ziya Selçuk’un bu söylediği kısmen çaredir ama sorunu tümden çözmez. Bir kişi 100-120 saatlik bir çalışma ile iyi öğretmen olmaz. Öğretmenlerimizi, öğretmen yapan yükseköğretim kurumlarında 4-5 yıl öğretmenliğe hazırlarsak sorunu çözeriz. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığı’nın YÖK ile birlikte çalışması, vakit geçirmeden YÖK’ün devreye sokması gerekir.
 
3-Ziya Selçuk, öğrencilerin yetiştirilmeleri ve geleceğe hazırlanmaları gibi konularda diyor ki: “Çocuk matematikçi ise başka alandan almıyor, oysa denge olmalı. Seçmeli dersleri kimin vereceği ile ilgili problem söylendi. Bu konuda farklı modeller üzerinde çalışıyoruz. Öğrencilerin isterse akredite farklı kurumlarda yüz yüze, isterse uzaktan öğretimle ders alabilmesi söz konusu olabilir… Halk Eğitim Merkezi’nde aldığı bir kurs da öğrencinin seçmeli dersleriyle ilişkilendirilebilir.”
 
Görüldüğü üzere Ziya Salçuk’un kafası net değil. Bu kafayla örgün öğretim sistemimiz ve eğitim disiplini çökertiliyor, öğrenciler okul dışı yerlere yönlendiriliyor. “FARKLI KURUMLAR” dediğiniz yerler neresi? Tarikat-Cemaat Okulları mı? Bunun arkasından yandaş kurumlar, MEDRESE sistemi yahut ARAPLAŞMA modeli çıkmasın? Ziya Selçuk’un Bakanlığındaki Cumhuriyet Liseleri bir yerlere peşkeş çekilecek ama şimdilik oralar gizli!
 
Ziya Selçuk konuşmalarında ikiye bir Liseli öğrencilerimiz için “çocuk” sözünü kullanıyor. Haksız ve alelade bir söz bu. Lise öğrencileri çocuk değil gençtir. Bir Bakan olarak Ziya Selçuk, sözcükleri yerli yerinde kullanmalıdır.
 
4-Ziya Selçuk açıklamalarında şunu da söylüyor: “2023’e kadar sınıf öğretmenlerimizin üçte birine atölye yan alan ve sertifika planlaması yapıyoruz. Bu sertifikalar ellerinde olursa ücretlerini alıp derse girebilirler.”
 
Bu düşüncelerin altından uyduruk sertifika ve para felsefesi çıkar. Bu düşünceler hedefe ulaşmamızı engeller. İyisi mi biz cumhuriyet kuşağını yetiştiren köy enstitüleri modelini güncelleyerek uygulamaya koyalım yeter…
 
Ziya Selçuk ve milli eğitimimizi anlatmayı sürdüreceğim. Bir sonraki yazımın başlığı Zavallı Ziya.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!