Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Her Yerde Mustafa Kemal Var

Her Yerde Mustafa Kemal Var

Arşivimde uzun zamandır duran bir kart postal/resim var. Dumlupınar Çalköy Şehitliği’ne ait. O şehitliğin bugünkü adı, Şehit Sancaktar Mehmet Anıtı.

Mustafa Kemal 31 Ağustos 1922 günü savaş alanını gezerken, düşmanın top mermisiyle şehit olmuş sancaktarımızın elindeki sancağın yere düşmediğini, ölü bedendeki kolun sancağımızı dik tuttuğunu görmüş. Orada emir vermiş, Zamanı gelince buraya bir anıt yapalım.”

Temeli 1924’te atılan anıt, 1927’de Atatürk’ün katıldığı bir törenle Kurtuluş Savaşımızın İlk anıtı olarak açılmış. Sonra birisi o anıtın bir fotoğrafını çekmiş. Bakmışlar ki, bulutların arasında Mustafa Kemal’in bakışları var.

Diyanet’in Başkanlık koltuğuna oturtulan Ali Erbaş’ın Ayasofya’da Mustafa Kemal Atatürk’ü “lanetli” ima ettiği hutbesini izledikten, haddini bilmez dört çeyrek akıllı “müftü, hoca” bozuntusunun Atatürk’e saldırısını duyduktan sonra o kartpostala iyice baktım. Dedim ki:

Atatürk ölmemiş, yukarılardan aşağılardaki şeytanlara bakıyor.

***

Mustafa Kemal Türkiye’nin tabiatında bir kere görünmüş, sonra kaybolup gitmiş değil ki! O, sırf bulutlarımıza değil; dağlarımıza ve kayalıklarımıza da girmiş, oralarda da var, sürekli görülüyor, sürekli bize bakıyor, biz de sürekli O’nu görüyoruz.

Mustafa Kemal’i tabiat ve coğrafyamızla bütünleştiren, O’nu dağ ve kayalıklarımıza “nakşeden”, bulutları Atatürk ile süsleyen biz değiliz, bizim gücümüz buna yetmez. Buna güç yetiren, bunu yapan yüce Allah’tır. Çünkü bulutların seyir ve biçimlerini düzenleyen, dağ ve kayalıklara biçim veren, tabiatın coğrafî ve fizikî yasalarının koyucusu Allah’tır.

Mustafa Kemal sırf bulutlarda, dağlarımızda ve ovalarımızda değil ki. O öncelikle bizim kalplerimizdedir. Esas olan, olması gereken de budur. Dört şaklaban Mustafa Kemal’i sevmezmiş, sevmesinler, ne çıkar? Dört kara vicdanlı Mustafa Kemal’e hakaret etmiş, etsinler bakalım kazançları ne olacak?

Bir Arap atasözü var; “Köpeklerin havlaması bulutlara zarar vermez” der. Köpekler gerçekten bulutlara zarar veremezler, tabiatın yasası şöyle işliyor: Bulutlar sıcaklarda gölge olup köpeklere rahat nefes aldırtırlar. Bulutlar yağmur da olurlar ve bu kez köpeklerin de kirini yıkarlar, köpekleri de doyururlar.

Mustafa Kemal yalnız bizim coğrafyamızda, sadece Türk milletinin kalbinde var değil ki! Hindistan’dan Fas’a kadar zulüm görmüş tüm Asya ve Afrika halklarının da kalbinde var.

Hindistan’ı bağımsızlığa kavuşturan Mahatma Gandhi’nin şu sözlerini çoğumuz duymuşuzdur: “Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar Tanrıyı da İngilizlerin yanında zannediyordum.” Demek Gandhi ve Hintlilere İngilizlerin yenilmez bir güç olmadığını öğreten Mustafa Kemal’dir.

O bununla da kalmadı, tüm İslam ülkelerinin İngilizlerden kurtarılmasına öncülük etti, İslam dünyasının namusunu kurtardı. Tunus devlet başkanı Habib Burgiba Atatürk için şunları söyledi:

“Biz O’nun kişiliğinde; savaş alanlarında büyük bir asker olduğunu ispat ettikten sonra, her şeyin büsbütün kaybolduğu sanıldığı bir anda, ulusundan umudunu kesmeyi şiddetle reddeden Tanrı’nın seçtiği büyük insanı kutluyoruz.

Atatürk böylece, ölümü köleliğe üstün tutan bir ulusun neler yapabileceğini hayretler içinde kalan dünyaya göstermiştir. Bu örnek unutulmayacak. O’nun ölmez eseri, egemenliklerini elde etmiş ulusların kaderine hükmedenler için ışıklı bir ilham kaynağı olarak kalacaktır.”

Mustafa Kemal sırf Afrika ve Asya’da değil; Amerika’da da var. Örnek mi, işte Küba Devlet Başkanı Fidel Kastro’nun şu itirafı:

“Devrimce Kemal Atatürk, bizim ilham/esin kaynağımız oldu. 1919’da Anadolu’dan emperyalistleri atmak için, Bandırma gemisiyle Samsun’a çıktı. Büyük bir zafer kazandı. Biz de tam 40 yıl sonra, ülkemizden faşistleri kovmak için Granma gemisiyle Havana’ya çıktık. Biz de zaferle kucaklaştık.”

***

Görüldüğü gibi her yerde Mustafa Kemal var. Birçok kişi O’nu örnek almış. Bu yüzden O sırf bizim değil, tüm dünyanın lideri.

Türkiye’deki dört çeyrek kafalı nankörün Mustafa Kemal’e yaptığı saldırı Atatürk’ü küçültmez; büyütür. Bir örnek de buna vereyim.

Yunan orduları kaçarlarken Trikopis Kütahya’da esir alınır, Mustafa Kemal’in karargâhına getirilir. Yunanlıların vahşet ve insanlık dışı davranışlarına rağmen Atatürk Trikopis’e insanca davranır; Eşine telefon et. Senden haberi olsun. İhtiyaçlarını karşılamak bizim görevimizder.

Savaş biter. Esirler karşılıklı olarak değiştirilir. Trikopis Atina’daki evinde yaşamaya başlar. Evinin salonuna bir Atatürk resmi asar, gösterdiği insanlıktan dolayı gider Atatürk’ün önünde ikiye bir saygı duruşunda bulunur.

İnsanlık budur işte. Bizim çeyrek kafalı dört zebaninin yaptığında bırakın İslamlığı, insanlık bile yok.

Çeyrek kafalı dörtlü diyorum ya, dört çeyreği toplasak bir tam etmez. Böylesi kafaların 400’ünü toplasan bile bir tam kafa etmez, zebanilik insanlığa dönüşmez.

Atatürk için söylenenlere bir cevabım olsun diye bilgisayarın karşısına geçince sözümü bitiremedim. Konu ile ilgili olarak, biri sosyal ve tarihî, diğeri dinî olmak üzere iki yazı daha yazacağım.

Yazımın girişindeki iddiama delil olmak üzere birkaç resim koyuyorum. Hoşça kalın.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!