Kafkas Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretim görevlilerinden Gökmen Mor’un daha önce Haluk Şahin ile birlikte hazırladıkları “Kafkas Folkloru, Yöremizin Dedebaba Sözleri ve Fıkralarından seçmeler ”isimli kitabını okumuştum. Unutulmaya yüz tutmuş, binlerce yıllık geçmişimizden süzülüp gelen “dedebaba sözlerimizi ve fıkralarımızı” yazının “ebedi koruması” altına almışlardı.
Gökmen Hoca, atamız Bilge Kağan’ın dediği gibi “Gündüz oturmamış, gece uyumamış” yeni bir çalışma daha ortaya koymuştur.
Kitabı elinize aldığınızda, bir sonraki hikâyeden hangi dersleri çıkarabilirim düşüncesiyle dalıp gidiyorsunuz. Bu nedenle bir nefeste okudum. Yani Kitabın adında söz edilen “Kahve molasını ”bile vermeye vakit bulamıyorsunuz.
Gökmen beyin yeni kitabının adı da içi gibi insana keyif veriyor “BİLGELERDEN KAHVE MOLASI”
“Bilgelerden Kahve Molası”, Şeyh Sadi ŞİRAZİ’nin ünlü manzum eserleri “Bostan ve Gülistan’ı hatırlatıyor.
Sadi, Bostan ve Gülistan’da anlattığı hikâyelerde daha çok dini mesajlar doğrultusunda toplumu eğitiyor “iyi insan, iyi toplum nasıl olunur”u hedefliyor.
Gökmen Hoca’nın kitabının ise daha farklı bir özelliği var. Kitap adeta milli kültürümüzü harmanlamış. Dini nasihat ve hikâyeler de var, tarihi ve siyasi olanlar da. Sadece geçmişte yaşanmış ve ibret almamız gerekenleri değil, yakın tarihimiz ve günümüzün de ilginç hikâyelerine yer vermiş. Mustafa Kemal Atatürk’ün örnek davranışlarını unutmaması da ayrıca takdire şayandır.
Kitabı değerli ve önemli kılan bir başka yönü de, girişimcilerin ve gençlerin okuyup faydalanacağı iş dünyası ve kişisel gelişim hikâyelerine de değinilmiş olması.
Kısacası Gökmen Mor, yediden, yetmişe herkesin payını ayırmış. Eserini her yaştan insanı motive edecek, eğitecek hikâyelerleler donatmış.
Hikâyelerin hepsi güzel, hele bir var ki günümüzün kutuplaştıran, ayrıştıran, ötekileştiren anlayışına adeta meydan okuyor.
Özetini aktarayım; Adamın biri haram yoldan kazandığı bir ineği Hacı Bektaş Veli dergâhına bağışlamak ister. Hünkâr Bektaş veli “Kirli işlerden kazanılan para helal değildir” diyerek kabul etmez.
Adam Mevlana’ya gider ona teklif eder ve Mevlana ineği kabul eder.
İki farklı tavır karşısında şaşıran adam Hacı Bektaş’ın kabul etmemesinin sebebini Mevlana’ya sorar. Mevlana Hacı Bektaş’ı kastederek şöyle der “Biz bir karga isek o bir şahin gibidir öyle her leşe konmaz”
Adam şaşkın bir halde Hacı Bektaş’a gider ve Mevlana’nın tavrını sorar. Hacı Bektaş “Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir, ama onun engin gönlü kirlenemez. Bu sebepten dolayı o hediyeni kabul etmiştir.” diye cevap verir.
İşte size bizim kültür ve mana dünyamızın büyükleri. Günümüzde barış ve hoşgörü iklimini yaratabilmek için başka referans aramaya gerek var mı?
Bu anlattığım daha ne ki. Kahve molasında neler var neler.
Varol Gökmen hoca, eline, yüreğine, kalemine, emeğine sağlık.
