H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Atakan’ların Akıllı Büyüklere İhtiyacı Var!..

Atakan’la birlikte bir kez daha, sosyal medyanın siyaset dâhil, ekonomik, kültürel ve toplumsal yaşam içerisinde önemli bir role sahip olduğunu gördük. Toplumsal yapımız ve eğitim sistemimizle yüzleştik.
 
Tüketim kültürü yine iş başında!
Sadece on yaşında olan bir çocuğu, önce idol yaptık sonra da, yerin dibine sokmaya çalıştık. Onu anlamaya çalışmak yerine büyükleri gibi davranmasını bekledik. Nihayetinde uzaydan gelmedi, Atakan bu milletin bir evladı… “Ne doğrarsan aşına o gelir kaşığına!”
 
En genel anlamıyla Atakan bize, bir insanı iki günde nasıl savurup tüketeceğimizi gösterdi. Eğitimden aile kurumuna kadar, bireyler arasındaki ilişkilerin hangi noktalarda olduğunu gösterdi. Bu halimizle, kültür ve sosyalleşme konusundan, bireylerin taşıdığı rol ve statüsüne kadar hiçbir bütünlüğümüzün olmadığını, insani ilişkilerimizin bir bütünlük içerisinde yürümediğini, dengeli bir toplum yapısına sahip olmadığımızı gördük.
 
Toplumun iyiyi, doğruyu, güzeli ve çirkini tanımla­mak için koymuş olduğu, toplum üyelerini birbirine yaklaştıran ve toplumun devamını sağlayan değerlerimiz artık bir güç olmaktan çıkmış vaziyette. Ortada ne değer var ne de bu değerleri yaşatma gayretinde olan insanlar.  Kendi eksiklerimizi görmeden, on yaşında ki çocuğa bile en ağır sözler sarf edebiliyoruz. Unuttuğumuz bir şey var;  kişi “vatanse­verlik, misafirperverlik, büyüklere saygı gibi” toplumsal de­ğerlerle doğduğu an tanışır. Toplum da varsa eğer bu değerlerle de büyür.
 
Bu kadar yozlaşmış, uyumsuz ve parçalanmış bir yapıda el kadar çocuktan kendi yaşına uygun davranış bekleyen büyükler acaba siz üstlendiğiniz hangi rolün örneği olabildiniz? Öğretmen, anne, baba, yönetici, siyasetçi, esnaf hangi biriniz sosyal ilişkilerinizde yaşadığınız toplumla bir bütünlük içindesiniz?


 
Çocuklar olaylara verecekleri tepkileri ebeveynlerinden öğrenir.
Öğrenmenin merkezinde merak vardır. Hangi öğretmen bu bilinçte ve çocuklarında yeni şeyler öğrenme hevesi geliştiriyor? Ya da bu farkındalığı olan çocuklarımız keşfedecek, bilgiye ve donanıma sahip.
 
Asıl gündemimiz “varlık nedenini bilmeyen, hedefsiz, ilkesiz, kendini tekrar etmekten öteye gidemeyen, aynılaşmış” çocuklar yetişmesine neden olan gayriciddî toplumsal yapımız ve eğitim sistemimiz olmalı.
 
Türkiye’de ilkokul, ortaokul ve lise çağlarında tahminen 500-600 bin üstün zekalı, 5-10 bin de dahi çocuk var. Önemli olan onları arayıp bulmak, kendilerini fark ettirmelerini sağlayacak eğitim sistemine sahip olmak.
.
Maalesef dahi çıkartamıyoruz. Ancak yurt dışına giderse oralarda yetişirse dahi olabilen insanlarımız var, Aziz Sancar gibi. Oysa gelişmiş ülkeler beşeri sermayesini yani sadece üstün zekasını değil, zekasını da kullanabilen, değerlendirebilen ülkeler olduğu için bizim çocuklarımızı alıp değerlendiriyorlar.”
 
Atakan bugün popüler kültürün acımasız çarklarının eline düşmüşse, bunun birinci sorumlusu, eğitim sistemimiz ve toplumsal yapımız içinde sıradanlaşmış olan büyükleri…
 
Sosyal medyadan evvel eğitimciler Atakan’ı keşfetmeli, onunla gerektiği gibi ilgilenmeli, ona özgü eğitim desteği çoktan vermeliydi.
 
Bugün Atakan gibi birçok özel yetenekli çocuğumuzun sosyal yaşamla, eğitim arasında oluşan uyumsuzluk yüzünden toplum dışına savrulduğunu görüyoruz.
 
Cehalet sadece öğrenmek ve diploma sahibi olmakla geçmiyor.
Çocuklarımızın yaşadığı toplumsal yapıdan ve onun değerlerinden haberdar olmaları gerekir.  Yoksa gelecek vadeden çocuklarımız POPÜLER kültürün kurbanı olarak sönüp gidecekler. Küreselleşmenin de etkisiyle, pek çok şeyin aynılaştığı; kültürden, siyasete kadar farklılıkların yok olduğu bir dönem yaşıyoruz. Türkiye’nin, beşeri sermayesine ve özel yetenekli çocuklarına sahip çıkması gerekir.
 
Kısacası; bütün bunlar için Atakan’ların en önce, akıllı büyüklere ihtiyacı var.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!