Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Vatan Partisi ve Ulusal Kanal (I)

featured

Bazen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve arkadaşlarının Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesindeki konuşmalarını dinlerim. Dinlediklerimden yanlış veya eksik gördüğüm birkaçı üzerinde duracağım.

Doğu Perinçek diyor ki: “Recep Erdoğan şimdi Amerikancı değil, millî ve Atatürkçü. CHP Atatürkçü değil, Amerikancı, Avrupacı. Ümit Özdağ İsrailci. AKP ve MHP olmadan millî bir hükümet kurulmaz. Erdoğan düşmanlığı kalabalıkların gözünü kör ediyor. Erdoğan düşmanları Atlantik planlarında figüran konumundalar.” Bu sözlerin aynısını Perinçek’in arkadaşları da söylüyorlar.

Recep Erdoğan uyguladığı politikalarla hâlâ Amerikancıdır. Erdoğan; bağımsız, millî ve Atatürkçü bir politika izleyemez. Amerika’nın yörüngesinden çıktığı an siyaseten biteceğini bildiği için susuyor.

Bakın, Erdoğan daha Erbakan’ın partisinde iken Amerika’ya gitti geldi, orada üst düzey politikacılarla görüştü. Sonra, Abdullah Gül gibi kişilerle Erbakan’ın partisinden ayrıldı, AKP’yi kurdu, iktidar oldu.

Amerika’nın bir BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) projesi var. Bu projeye göre Türkiye dahil, 24 İslam ülkesinin harita ve rejimleri değiştirilecek. Erdoğan bu kapsamda 16.2. 2004’te: “Şu anda Amerika’nın da Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez, bir yıldız olabilir” dedi. 8 Haziran 2005 günü: “Geniş Büyük Ortadoğu Projesi’nde bir görev üstlendik ve bu görevle bize eşbaşkanlık verildi.” İtirafında bulundu. 4.3.2006 günü: “Biz Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanlarından biriyiz, bu görevi yapıyoruz” dedi.

BOP sürecinde Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin öldürüldü, Irak bölündü. Libya Cumhurbaşkanı Muammer Kaddafi de Öldürüldü, Libya bölündü. Bu süreçte Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat zayıflatıldı, Rusya’ya kaçmak zorunda kaldı, Suriye’yi kaos bürüdü. Bu üç gelişmede de Erdoğan’ın rolü var.

Amerika bir taraftan BOP’u gerçekleştirmek için uğraşırken, bir taraftan da İsrail’i korumak, Türkiye-İran-Suriye’den koparılacak topraklar üzerinde kukla Kürdistan’ı kurmak için çalışıyor. Ne var ki, İncirlik gibi yerlerdeki NATO/Amerika üstleri yetersiz kalıyor, Türkiye’de yeni radar üstlerinin kurulması gerekiyor. Amerika/NATO, Erdoğan yönetimindeki Türkiye’ye: “Kürecik’e bir üst açacağım” deyince, Erdoğan “tamam” dedi, o üst 2012’de açıldı.

Türkiye’de Rahip Brunson adında bir ABD casusu vardı. Türkiye onu hapse atınca Amerika iadesini istedi. Erdoğan; “ölürüm de vermem” deyince, Trump Erdoğan’a, “akıllı ol, mal varlığını açıklarım ha” dedi, rahip salındı.

Irak bölündükten sonra Barzani kuklasının petrollerini taşıyacak bir hat lazımdı. Bu hattın Türkiye’den geçmesi gerekiyordu, öyle yapıldı. İsrail’in ihtiyaç duyduğu petrol, maden, gıda gibi ürünlerin Kuzey Irak ve Türkiye’den sağlanması en uygun olanıydı. Erdoğan bir taraftan “katil İsrail”e sataştı, bir taraftan da içlerinde bazı oğlanlara ait olduğu bilinen gemiler, İsrail’in ihtiyacı olan ürünleri İsrail’e taşıdı.

Medya’nın verdiği haberlere göre yönetimlerinde Recep Erdoğan’ın kız ve oğlunun da bulunduğu Türgev ve Ensar Vakfı 2019 günü Amerika’da 2,5 milyon dolara bir arazi satın aldılar. İddialara göre bu araziye bina yapılıyor.

Doğu Perinçek’in yukarıdaki sözlerini bu gerçeklere göre değerlendirelim.

1-Erdoğan BOP’ta görev alarak Amerika’nın işini kolaylaştırdı. Şu yıllarda BOP görevini dillendirmiyor ama Amerika’yı rahatlatacak işler yapıyor. BOP ile ilgili sessizliğinin, politik hesaplara bağlı olduğunu sanıyorum. Erdoğan gerçekten Amerikancı değilse: “BOP kötü imiş. Amerika ile ilgili tüm projelerden çekiliyorum. Yaptığım yanlışlıklardan dolayı Türk milleti ve komşu ülkelerin halklarından özür diliyorum” demelidir. Erdoğan bunu yaparsa Perinçek haklı çıkar ve o zaman Türk halkı Erdoğan’a güvenir.

2-Perinçek’in AKP’ye muhalif partileri; “Amerikancılar, Avrupa Birlikçiler” diye suçlaması sakıncalıdır. Türkiye ve komşuları tehlikeli bir süreçten geçiyor. Böylesi zamanlarda birliğe, dayanışmaya ihtiyacımız var. Birbirimizi kötüleyerek Türkiye’yi güçlendiremeyiz. Her partinin eksiklikleri vardır. Söylenmesi ve yapılması gereken samimi ve uyarıcı diyaloglarla eksikliklerimizi gidermektir. Biz birbirimize düşünce; kaybeden Türkiye, kazanan İsrail ve Amerika olur.

3-İslamcı, milliyetçi, devrimci gibi ideolojik partilerde liderin putlaştırıldığını, çevresindekilerin liderde eridiklerini, oradaki gençlerin birer dolma tüfeğe dönüştüklerini görürüz. Bu çok tehlikelidir. Böylesi partilerin liderleri bu tehlikeyi önlemeliler, gençlerimize kişilik kazandırmalılar.

4-Erdoğan 9 Kasım 2020 günü Balıkesir’de yaptığı konuşmada Amerika’nın yönetim sistemini övdü, dedi ki: “Türkiye bir anonim şirket gibi yönetilmeli.” Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anonim şirket gibi algılanması, devletimizin alış-veriş mağazasına dönüştürülmesi yanlıştır. Erdemli ve deneyimli bir yönetici böyle konuşmaz. T.C. Erdoğan’ın 22 yıllık iktidarında 80 yıllık birikimlerini bitirdi. Buna rağmen bütçe açığı ve borcumuz artıyor. Artık dönüm, dönüm tarlalarımız satılıyor. İsrailli, Suriyeli, Afganistanlı insanlar yurdumuzun ortağı oluyorlar. İsrailli gebe kadınlar Güneydoğu Anadolu bölgemizde doğum yapıyor, çocuklarını “T.C. yurttaşı” kimliğini alarak İsrail’e dönüyorlar. Bir yabancı 250 bin dolara aldığı bir daireyle yurttaşımız oluyor. Ben bunları yapanları sevemem, kültürümüzü yozlaştıranlara saygı duymam. Bu suç değil erdemdir, yurttaşlık görevidir.

5-Bir bayram daha geldi. Bazı parti başkanları bazılarına “bayramlaşma” kapısını kapattılar, “ben sana gelmeyeceğim, sen de bana gelme” diyorlar. Bu huyun “insanlık, milliyet, mukaddesat, devrim” gibi değer ölçülerinde yeri yoktur. Herkes yaş, konum ve davasının adamı olmalıdır.

Devamı var

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!