Yusuf Dülger
Yusuf Dülger
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Silleli Mustafa Amca

Silleli Mustafa Amca

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 Yusuf Dülger, Sille’de karşılaştığı 93 yaşındaki Mustafa Amca ile yaptığı sohbeti ve gözlemlerini aktarmaktadır. Mustafa Amca, Atatürk sayesinde ayakkabı ve bez fabrikaları kurulduğunu ve bu sayede insanların giyinmeye başladığını belirtir. Atatürk’ün “gâvurlarla savaştığını ve onları kovduğunu” söyleyerek, “Atatürk gâvur olsa bunu yapar mı?” diye sorar ve Atatürk’e yönelik eleştirilere karşı çıkar. Yazar, Sille Müzesi’ndeki Lozan Antlaşması’yla ilgili bir yazının, Atatürk’ün Türk halkının hayatını nasıl kurtardığının bir kanıtı olduğunu belirtir. Ayrıca, Balkanlardan gelenlerin “kan ve din kardeşi” olduğunu ve Lozan’ın katkılarının önemini vurgular. Yazar, Sille’nin tarihi dokusunu bozan yeni binaların yapımını ve belediye başkanının astırdığı büyük fotoğrafların israfa yol açmasını eleştirir.

 

11 Ağustos 2025 günü akşam 5-6 kişiyle oturduk. İçimizden biri genç kızların evlenmediklerini, oğlanların Suriye, Fas gibi ülkelerin kızlarıyla evlenmeye başladıklarını söyledi. İnsanlık ayrı uluslardan oluşuyor, nesiller karışırsa sıkıntılar yaşanır. Devlet, aile ve ulus kimliğimizi koruyacak önlemler almalı dedim.

Bir iki kişi hafiften tepki verdi, konuyu değiştirdiler; “Osmanlı’yı yıktılar. Kuran düşmanlığı yaptılar. Alfabe ve ana dilimizi değiştirdiler, cahilleştik. Balkanlardan gelen yabancılar bizi bozdu” gibi iddialarda bulundu Söz aldım, “Osmanlı’da okur yazar oranı yüzde 6-7 iken bugün yüzde 90-95. Arap alfabesi zordu. Bugünkü alfabe kolay öğrenilir, yazılır. Balkanlardan gelenler Türk ve Müslüman. Osmanlı fethettiği yerleri koruyabilmek için Türkiye’den birçok kişi ve aileyi götürüp yerleştirmiş. Balkanlardan gelenler bizim kan ve din kardeşimiz. Biz Türk’üz, Türkçe konuşuyoruz. Osmanlı yönetimi bizim kimliğimizi bozdu” dedim. İtirazlar çoğaldı, sohbetimiz tatsız bitti.

12 Ağustos 2025 günü Sille’ye gittim. Bir camiden çıkan yaşlı bir insana, gel biraz sohbet edelim dedim. Adının Mustafa, yaşının 93 olduğunu söyleyen kişi inşaat ustalığı yaparak yaşamış. Güzel ve ilginç şeyler söyledi. Birkaçı özetle şöyle:

İmam yok. İstediği zaman gelir. Onlara laf söylenmez. Dedem 25 yıl askerlik yapmış. Cepheden cepheye koşmuş, unutulup gitmiş. Sille’de Tarlamız, bahçemiz yetersizdi. Eskiden ayakkabımız, elbisemiz yoktu. Atatürk ayakkabı, bez fabrikaları yaptırdı. Ayakkabı, elbise giyer olduk. Eskiden Sille’nin yarısı Türk, yarısı Rum, Ermeni imiş. Yunanlılar Afyon’a geldiklerinde Müslümanları öldürmeye başlamışlar. Büyüklerimiz Atatürk’e gitmişler, korkuyoruz, bize yardımcı ol demişler. Atatürk buradakilerin bir kısmını Selanik’e göndermiş. Savaş kazanıldıktan sonra geri getirilmişler. Şimdi Atatürk’e gâvur diyorlar. Atatürk gâvurlarla savaştı, onları kovdu. Atatürk gâvur olsa bunu yapar mı? Gâvur gâvurla savaşmaz…”

Mustafa amcanın bunları kendiliğinden söylemesi, kara propaganda ve iftiradan çok rahatsız olduğunu gösteriyor. Kendisini dinlerken akıllı ve bilge bir kişiyle sohbet ettiğimi anladım. Kendisini dinledikçe heyecanlandım, ellerini sıktım, teşekkür ettim.

Mustafa amcaya veda ettikten sonra Sille’nin eski evlerini, kayalara oyulmuş tarihi yerleşkeleri izledim. Aya Elenia Kilisesi’ni gezdim, fotoğraflar çektim. Önceki yıllarda Sille Kültür Merkezi olarak kullanılan binanın Sille Müzesi yapıldığını görünce içeri girdim. Müzenin içinde Lozan Antlaşması’nda esasları belirlenen nüfus mübadelesi (değişimi) ile ilgili kısa bir yazı yar. Fotoğrafını çektiğim o yazıyı bilgilerinize sunuyorum. Bunu, hem Atatürk ve arkadaşlarının Müslüman Türk halkının hayatını nasıl kurtardığına bir vesika ve hem de Selanik ve Balkanlardan gelenlerin bizden olduklarının bir kanıtı olsun, Atatürk, Cumhuriyet ve Lozan düşmanlarına da bir ders olsun diye yapıyorum.

Burada Sille ve Konya ile ilgili yaşadığım, duyduğum ve gördüğüm birkaç gerçeği de anlatayım.

Konya Aydınlar Ocağı geçmiş yıllarda bugünkü Sille Müzesi’nde konferanslar düzenler, konuşmacılardan bazısı Atatürk ve ailesi ile T.C. aleyhinde iddialar ortaya atar, Lozan kötülenirdi. Bugün oraya Lozan’ın Türkiye ve halkımız için sağladığı katkıyı anlatan bir yazının konmasına sevindim.

Mustafa Güçlü’nün başkan olduğu Konya Aydınlar Ocağı’da, Konya Ticaret Odası Üniversitesi ve Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi gibi yerlerde hâlâ, zaman zaman bazı akademisyen, kırık-çıkıkçı, tarihçi, ilahiyatçı kişiler Atatürk, Lozan ve T.C. karşıtlığı yapıyorlar. Üst düzey birkaç sorumlu bunları ara sıra bir yerde toplasa, Silleli Mustafa amca ve benzeri kişiler bunlara din, tarih, Atatürk, Cumhuriyet gibi konularda konuşmalar yapsalar çok iyi olur. Böylece tarihimizi daha doğru öğreniriz, kırık çıkıklarımız çabuk iyileşir, aramızdaki kutuplaşmalar azalır.

Sille’de yeni yapılmaya başlanan iki üç katlı büyük binalar yapılmaya başlamış. Sille’nin tarihi yapısı bozuluyor. Bu durdurulmalı. Selçuklu Belediye Başkanı yol kenarları ve yörenin değişik yerlerine büyük boy fotoğraflarını astırmış. Bu durum hem görüntü kirliliğine sebep oluyor ve hem de israf oluyor, kul hakkı yaratıyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.