Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Araplar-Türkler-Perinçek

Araplar-Türkler-Perinçek

17 Ağustos 2017 akşamı Ulusal Kanal’da biraz Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i dinledim. Mustafa Kemal Atatürk ile Taliban’ı eşleştirdi/benzeştirdi, Suud ailesinde Türklerin olduğunu, Arapların Türkleri sevdiğini, Suud yönetiminde Türklerin önemli görevlerde bulunduğunu söyledi.

Doğu Perinçek geçen yıllarda yaptığı konuşmalarında; Türklerin Müslüman olduktan sonra bilim ve uygarlığa katkıda bulunduğunu, Müslüman olmadan önceki Türklerin kaybolup gittiklerini, bilime katkı sağlamadıklarını, Arapların uygar olduklarını, uygarlığa hizmet ettiklerini söylemişti.

Perinçek ile tanışıklığımız, oturup sohbet etmişliklerimiz var. Kendisi ile fiili bir hasımlığım olmadığı gibi kavga niyetim de yok. Kendisinin yukarıdaki iddialarının gerçek olmadığına, bu iddialarla Türk tarihi ve Türk milletinin hakkının yendiğine inandığım için bu iddialar hakkında bildiklerimi kısaca açıklayacağım. Atatürk-Taliban konusunu ayrıca yazacağım.

“Tarih Sümerlerle başlar” diye bir söz var. Bu söz, yazıyı ilk bulan ve kullananların Sümerler olduğu kanaatinin sonucu olarak söylense gerek. Sümerler Müslüman değil Türk’tür, Müslümanlık Sümerlerden çok sonradır.

Uygurlar Türk’tür ve Uygurlar da Müslüman değildir. Moğolistan, Çin, Tibet gibi yerlerde yapılan arkeolojik kazılar göstermiştir ki, Uygurlar bilinen ilk alfabeyi bulan, sert ağaçlardan alfabe harflerini yapan, bu alfabe ile kitaplar yazan, alfabe/kitap/kültür gerçeğini başka uluslara aktaran ulus Türk/Uygur ulusudur. Uygur sözünün “Uygarlık”tan geldiğini savunan çok görüş var. Yani eski Türkler uygarlığa hizmet ettikleri için “uygar millet” adını almışlar.

Sadece bu gerçekten hareket etsek bile, Türkler Müslüman olmadan önce uygardılar. Türkler için, “Müslüman olmadan önce başarıları yoktu, dağılıp gittiler, unutulup gittiler” demek tarihi bir yanlıştır. “Türkler, Müslüman olduktan sonra bilim ve uygarlığa hizmet ettiler” iddiası, “dinci” çevrelerin ürettiği bir iddiadır ve bu iddiaya kanmak hatadır.

Bu noktada benim şöyle bir düşüncem var, yeri gelmişken bunu belirteyim: Türkler Müslüman olmamadan önce daha bilimsel düşünürlerken, daha çok düşünce üretirlerken, uygarlığa daha çok katıda bulunurlarken, Müslüman olduktan sonra bilim ve uygarlıkta gerilediler. Türklerin gerilemesine neden olan bu durum kendilerini dine çok vermelerine (çok dindarlık yapmalarına) bağlıdır. “Nasıl olsa öleceğiz. Bu dünya geçici. Öbür dünyaya ne kadar çok yönelirsek o kadar karlıyız” gibi bir anlayış Türkleri Müslüman olduktan sonra geriletti. Aynı durum diğer İslam ülkeleri için de geçerlidir ki, bugün dünyanın en geri, en kaba, en yobaz ülkeleri İslam ülkeleridir.

Ben burada, “İslamiyet iyi din değil. Müslümanları İslamiyet geriletti” demiyorum, burada şuna dikkatinizi çekmek istiyorum: Din felsefesinde fizik ötesi bir duygu/inanç/hayat olduğu için, insanlar dindarlaştıkça dünyadan koparlar. Dini düşünce ve hayattaki yoğunluk uygarlaşmanın hızını keser. Burada şuna da dikkatinizi çekeyim:

İslam dini esasta “din-dünya” ayırımı yapmaz, Yaratan, “Durmaksızın çalışın, dünyadan yararlanın”, “Bu dünya-Öbür dünya ayırımı yapmayın” der ama, İslam dünyasında, İslam’ın bu önemli ilkesini kavrayan, öğrenen, duygu ve çevresinin etkilerinden kurtularak dünyaya hakkını veren İslam bilginleri ve hocalar yok, olsa da sayıları çok az.

İslamiyet dünyaya yayıldıktan ve Türkler Müslüman olduktan sonra, Arap ülkelerine uzak Türkler bayağı bilginler yetiştirirlerken, uygarlığa hizmet ederlerken, Araplara yakın veya Arapların içine giren Müslüman Türkler beyinlerini ve uygarlıkçı kişiliklerini kaybettiler. Çünkü Araplar bedevi hayatı yaşıyorlar, ilkel düşünüyorlardı. Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’nden sonraki siyasi ve kültürel faaliyetlerini gözümüzün önüne getirirsek, Türklerin 16. Yüzyıldan sonra nasıl kimliksizleştiklerini, bilim, düşünce ve uygarlığa nasıl düşman kesildiklerini rahatlıkla anlarız.

Doğu Perinçek geçmişteki konuşmalarında Arapların uygarlığa yaptıkları katkılardan söz etti. Araplar hangi dönemde, hangi buluşlarla uygarlığa katkı sağladılar? Yok böyle bir şey. Bedevileri uygar göstermek bize mi düştü, biz niye kendi soyumuzun uygarlıklara yaptığı katkıyı değil de Arapların yapmadığı uygarlıktan söz ediyoruz?

Her ulusun mutlaka uygarlıklara katkısı olur, Arapların da olmuştur. Ama Arapların uygarlığa katkısı övülecek kadar önemli değildir, basittir. Arapların uygarlığa katkıları dönemseldir, mesela Abbasiler döneminde, Memun ve Mutasım’ın Devlet Başkanı oldukları dönemlerde, Mutezile’nin revaç bulduğu yer ve yıllarda Araplar uygarlığa katkıda bulunmuşlardır.

O dönemler kapandıktan sonra Arap dünyası uygarlık yaratmamış, uygarlık düşmanlığı yapmıştır. Arapların bu dönemdeki katkıları da Mutezile’nin akılcı yapısına, eski Yunan düşünürlerinin kitaplarının Arapçaya çevrilmesine bağlıdır. Endülüs’te yahut Arap coğrafyalarında, uygarlığın bir parçası olan bazı mimari yapılar var ama bunlar esasta Arap mimarların değil, başka uluslardan insanların katkılarıyla ortaya çıkan yapılardır.

Doğu Perinçek diyor ki: “Araplar Türkleri sever. Geçmişten beri Arap yönetimlerinde etkinliğimiz ve ağırlığımız var. Arapların içine yerleştik, hizmet ettik, Araplarla dostuz…”

Tarihe saygılı olalım. Böyle bir şey yok! Bu Araplar değil miydi I. Dünya Savaşında İngilizlerle ve Fransızlarla bir olup Osmanlı’ya ihanet eden, dedelerimizin karnında altın arayan, askerlerimizin ayağına at nalı çakan? Daha yeni, başta S. Arabistan olmak üzere bazı Arap ülkeleri Amerikalılarla ve İsrail ile bir olup aleyhimizde ittifaklar kurdular. 2000’in başından itibaren 3-4 kez Arabistan’a gidip geldim, Türklerden kalma ne kadar tarihi eser varsa, isterse cami olsun, hepsini yıktıklarını, bazılarını yaktıklarını gördüm. Arapların gözünde Türkler hala “işgalci.” Araplar diğer Arap ülkeleri ve Müslüman ülkelerle kız alışverişinde bulunurlar ama Türklere asla kız vermezler! Arapların Türk sevgisi bu mu? Araplar bazı Türkleri istihdam ederler ama Araplaşan Türkleri istihdam ederler.

Öyle ise Doğu Perinçek’in Arap övgüsü nedendir? Arapçı bir kafanın, siyasal İslamcı bir ekibin Türkiye’de söz sahibi olmasından mıdır, ekonomik, kültürel ve siyasal hesaplardan mıdır, Doğu-Batı dengesini oluşturmada yapılan yanlış hesaplardan mıdır, neden? Türk milleti zaten bir süredir milliyetsiz milliyetçiler tarafından avutuluyor, şimdi bir de başka kutup tarafından avutulursa büyük tehlike yaşar. Buna dikkat edeceğiz.

Burada bir de Perinçek ve benzeri başka düşünsel kişi ve oluşumların etrafında toplanarak, ne söylenirse hepsini olduğu gibi kabullenen, teyp kaydı gibi ses veren, “Amincik çocuğu” gibi bağıran gençlerimize bir sözüm var:

Yiğit ve onurlu kişiler her söyleneni kabul etmezler, sorgularlar.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!