Asıl olan, yasaları değiştirmek değil, sorumluluk makamında olanların yasaları uygulaması ve öncelikle onların uyması. Sanırım ülkenin temel ve acil ihtiyacı bu…
“İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa”
Sayın Cumhurbaşkanı böyle buyurmuşlar. “Milletin çeşitliliği ve zenginliği“nden ne anlamalıyız?
82 Anayasasının değişmeyen ilk dört maddesinden başka bir şeyi kaldı mı? Yoksa rahatsızlık o maddelerden mi?
Asıl olan, yasaları değiştirmek değil, sorumluluk makamında olanların yasaları uygulaması ve öncelikle onların uyması. Sanırım ülkenin temel ve acil ihtiyacı bu…
TARIM MI DEDİNİZ?
Türkiye, Avrupalıyı doyurmak için tahıl koridoru diye çabalıyor ancak Toprak Mahsulleri Ofisi Türk çiftçisinin buğdayını, yok pahasına bile olsa almamak için bin bir dereden su getiriyor. Devletin üst fiyatı 7,5 lira ve bu, çok az kişiye nasip oluyor, buğdayını bu fiyata satabilen kendini çok şanslı görüyor. Genel fiyat, 6,5 lira ancak bu fiyatı da gören pek az. Alınan buğdayın önemli bölümü yemlik sınıfından alınıyor ve sanırım fiyat daha düşük. Çok büyük bölümü ise kapıdan döndürülüyor. 30-40 km uzaklıktan bir sefer kamyon nakliye fiyatı 10 bin lira.
Geçen yıl 3 kilo buğday ile bir litre mazot alan çiftçi, bu yıl 6 kilo buğday ile bir litre mazot alabiliyor ancak yine de buğdayını devlete satamıyor, tüccar, kan emici sülük gibi köşede pusuya yatmış elini ovuşturarak çiftçinin devlet eliyle kendi ağına düşürülmesini gözlüyor. O da ağına düşen garibanın buğdayını bin bir naz ile 5 lira civarında alıyor. Tüccarın verdiği fiyat, 8 kilo buğday bir litre mazot. Neymiş efendim “Tahıl koridoru“.
Kendi çiftçisini böyle ekmeğe muhtaç duruma getirip Ukrayna ve Rusya çiftçisi için uğraşmanın nedenini elbette devletliler biliyordur ama biz cahiller bunu çözemedik…
İzlenen bu politika ile önümüzdeki yıl gerçekten tahıl koridoruna ihtiyacınız olacak, aman koridoru kapatmayın…
