Prof. Dr. Vahit Türk, 160 yıl önce Ali Suavi Bey tarafından ortaya atılan, daha sonra Hüseyinzade Ali Turan Bey ve Ziya Gökalp Bey tarafından geliştirilen “Türkleşmek, İslamlaşmak, Çağdaşlaşmak” formülünü tekrar hatırlatıyor. Bu formül, Türk olmanın gereğini yerine getirmek, Hz. Peygamber’in ahlakıyla ahlaklanmak ve çağın bilgisiyle donanarak insanlığa faydalı olmak anlamlarını taşımaktadır. Yazar, aydınların ve devletin bu kavramlardan uzaklaştığı düşüncesiyle bu ilkeyi bir kez daha haykırmanın önemini vurguluyor.
Türkleşmek, İslamlaşmak, Çağdaşlaşmak formülü bundan yaklaşık 160 yıl önce ilk Türkçülerden Ali Suavi Bey tarafından kullanıldı. Daha sonra Türkçülüğün düşünce önderlerinden Hüseyinzade Ali Turan Bey kullandı, ardından büyük mürşit Ziya Gökalp Bey, bu formülü açıkladı, kitaplaştırdı. Bu büyük öncüler, bunu devletin ve özellikle de aydınların bu kavramlardan uzaklaştığını, bunların özünü yitirdiğini, görüntüsüyle yetindiğini düşündükleri için söylemişlerdi?
Bir kez daha haykıralım ve gereğini yapalım: TÜRKLEŞMEK, İSLAMLAŞMAK, ÇAĞDAŞLAŞMAK…
Türk’ün Türkleşmesi; gerektiği gibi Türk olmak, Türk olmanın gereğini yerine getirmektir. Görkemli Türk tarihinin bütün yükünü omuzlamaktır, göze almaktır.
İslamlaşmak; “Ben, güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” diyen Hz. Peygamber’in ahlakıyla ahlaklanmak, hak ettiğinin mücadelesini vermek, hak etmediğine tenezzül etmemek, Yezitleşmemek, bugünkü Yezitliklerden uzaklaşmak demektir.
Çağdaşlaşmak; hakka hukuka, insana, doğaya, varlığa saygı göstermek, çağın bilgisiyle donanmak, uygar olmak, yeni bir uygarlığın bilgisini üretmek, kişioğluna yararlı olmak, vicdan sahibi olmak demektir…
Bir kez daha Hatırlayıp haykıralım “TÜRKLEŞMEK, İSLAMLAŞMAK, ÇAĞDAŞLAŞMAK…”
