Prof. Dr. Vahit Türk
Prof. Dr. Vahit Türk
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Bir Dilin Başka Bir Dilden Aldığı Sözler

Bir Dilin Başka Bir Dilden Aldığı Sözler

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu köşe yazısı, Prof. Dr. Vahit Türk’ün diller arasındaki söz alışverişine dair bir incelemesi ile Mustafa Kemal Atatürk’ün  ardından yazılmış, Türk milletinin özelliklerini öven kısa bir metni bir araya getirmektedir. Vahit Türk, bir dilin başka bir dilden kelime almasını iki ana kategoriye ayırır: bilgi alıntıları (gereklilikten doğan) ve özenti alıntıları (dildeki züppelikten kaynaklanan). Yazar, özellikle özenti alıntılarının Türkçe sözcüklerin dilden düşmesine neden olduğunu ve din değişikliği, moda veya teknik gelişmelerin alıntıların ana etkenleri olduğunu belirtir. Diğer metin ise, Atatürk’ün sözlerine atıfta bulunarak Türk milletinin yüksek karakterli, zeki ve çalışkan olduğunu vurgular ve onun Türk düşmanlarının hayallerini yıktığını ifade eder.

 

Bir dilin başka bir dilden aldığı sözler ikiye ayrılır:

  1. Bilgi alıntısı
  2. Özenti alıntısı.

Bilgi alıntıları, öğrendiğimiz yeni bilgilerle ilgilidir ve yeni karşılaştığımız bir bilgi ile ilgili sözleri, kendi dilimizden üretmeyi beceremeyince ya o bilgiyi üretenin ya da ilişkide olduğumuz başka bir halkın dilinden alırız. Bu tür sözlerin dil için gerekli olduğu söylenebilir ama elbette en iyisi ve doğrusu bunların da Türkçe köklerden Türkçenin ekleriyle türetilmesi ya da var olan sözcüklere yeni anlamlar yüklenmesidir. Bunun en güzel örneği bilgisayar terimleridir.

Özenti alıntısı ise bir kavramın karşılığı olan sözcük, dilimizde olduğu halde eş anlamlısını yabancı bir dilden almakla oluşan durumdur. Buna, dilde züppelik de diyebiliriz. Türkçedeki alıntı sözcüklerin çok büyük bir bölümü özenti dolayısıyla, yani okumuş yazmış züppeliği yüzünden Türkçeye girmiştir.

Alıntılar önce yalın biçimde, bir süre sonra yardımcı eylemlerle, daha sonra eş anlamlı Türkçe sözlerle ikilemeler kurarak, sonra Türkçenin addan ad ya da addan eylem türetmekte sık kullanılan ekleri yanında ad çekim ve işletme eklerini de alarak dile yerleşir ve yerleştiği anlam alanındaki Türkçe sözleri kısa sürede bir kenara iter. Çünkü dilde eş anlamlı sözcükler uzun süre bir arada yaşayamaz. Yani söz, kuma kabul etmez. Kenara itilen bu canım Türkçe sözler bir süre sonra ya bütünüyle unutulup dilden düşer ya alıntı sözle ikileme oluşturur (yazık günah, akıllı uslu, ilgi alaka, birlik ve beraberlik vb.) ya da anlam değiştirip yaşama uğraşı verir… Bu yolla ölen binlerce Türkçe söz vardır.

Bu konudaki ana etkenler; din değişikliği, uygarlık çevresi değişikliği, teknik gelişmeler ve modalardır.

ATATÜRK’ÜN ARDINDAN

“Türküz,

Türk milleti, yüksek karakterlidir.

Türk milleti, zekidir.

Türk milleti çalışkandır.”

Bu kadar çok Türk deyince düşmanın, sevmeyenin, saygı duymayanın elbette çok olur. Bütün Türk düşmanlarının sana düşman olması da senin yaptıklarının sonucudur, çünkü hayallerini yıkıp yok ettin. Ruhun şad olsun

Ne mutlu Türk’üm diyene…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.