Makale, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın babaların çocuk yetiştirme sorumluluğunu daha fazla üstlenmesi yönündeki çağrısının, Türkiye’deki ağır ekonomik şartlar ve uzun çalışma saatleri nedeniyle gerçek hayatta karşılık bulmakta zorlandığını öne sürmektedir. Metin, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında en uzun çalışma saatlerine sahip ikinci ülke olmasını ve asgari ücretin açlık sınırının altında kalması nedeniyle milyonlarca babanın ikinci bir işte çalışmak zorunda kalmasını temel engel olarak göstermektedir. Bu “gece-gündüz mesai ekonomisi” koşullarında, babaların çocuklarına ayıracak enerjisi ve zamanı kalmazken, kadınların üzerindeki ücretli ve ücretsiz iş yükü görülmemiş düzeyde artmaktadır. Kaynak, dijital güvenlik gibi konularda bile sorumluluğun ebeveynlere yüklenmesinin, çalışma saatleri 12-14 saati bulan babalar için imkânsız olduğunu belirtir. Bu nedenle, aile içi rollerin adil dağılımını sağlamak için öncelikle haftalık çalışma süresinin 40 saate düşürülmesi, ücretlerin alım gücüne göre yeniden düzenlenmesi ve ücretli babalık izni süresinin en az 30 güne çıkarılması gibi somut politikaların uygulanması gerektiği vurgulanmaktadır. Özetle, toplumsal adalet için ahlaki çağrılardan önce ekonomik güvence ve sosyal devlet desteği sağlanmasının zorunlu olduğu savunulmaktadır.
Türkiye’de 11 milyonu aşkın asgari ücretlinin tek mesaiyle ev geçindirmesi imkânsız hale geldi. Çalışan saat 18.00’den sonra inşaatçılık ya da taksicilik yapıyor [1]
🔴🔴
Cumhurbaşkanı’nın söylediği “baba daha fazla sorumluluk alsın, yükü paylaşsın” çağrısı kâğıt üzerinde doğru bir prensip.
Ama gerçek hayat, özellikle de büyük şehirlerde çalışan milyonlarca aile için bambaşka.
Bugün Türkiye’de geniş bir kesimin gerçeği. Böyle bir ekonomik ortamda annelerle babaların rol paylaşımı yapmak bir tercih değil, çoğu zaman imkânsıza yakın bir talep hâline geliyor.
Baba Sorumluluğu Çağrısı, Gerçek Hayat ve Ekonomik Gerçeklik: Türkiye’de Aile Yükünü Hafifletmek İçin Ne Yapmalı?
Türkiye’de aile içi sorumlulukların adil paylaşımı uzun süredir tartışılan bir konu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta tekrarladığı “babaların çocukların eğitimi ve yetiştirilmesinde daha fazla sorumluluk alması” çağrısı kağıt üzerinde doğru, toplumsal açıdan desteklenmesi gereken bir hedeftir.
Ancak mesele yalnızca “iyi niyetli bir çağrı” değildir.
Gerçek hayat, özellikle büyük şehirlerde yaşayan milyonlarca aile için çok daha karmaşık ve ağırdır. Bugün Türkiye’de ailelerin büyük kısmı ekonomik yoksunlukla, uzun çalışma saatleriyle ve ağır güvencesizlikle baş etmeye çalışıyor. Bu şartlar altında ebeveynlere “daha fazla destek olun” demek, çoğu zaman hayatın gerçeklerine temas etmeyen bir öneriye dönüşüyor.
- Ekonomik Gerçeklik: Çalışma Saatleri Avrupa’nın Neredeyse İki Katı
Türkiye, OECD ülkeleri içinde en uzun çalışma saatlerine sahip ikinci ülkedir.
OECD verisi:
Türkiye’de yıllık ortalama çalışma saati: 1.928 saat
Almanya’da: 1.340 saat
Hollanda’da: 1.363 saat
Aradaki fark 600 saatten fazla.
Bu tablo bize şunu söylüyor: Türkiye’de çalışanlar yılda 3 ay fazladan çalışıyor. Bu koşullarda bir babanın eve geldiğinde çocuk bakımı, eğitim takibi, ev içi emek gibi alanlara katkı sunacak enerjisi ve zamanı kalmıyor.
- Geçim Sıkıntısı Aile Yapısını Doğrudan Etkiliyor
Türkiye’de 11 milyonun üzerinde çalışan asgari ücretle geçiniyor.
TÜİK verilerine göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı asgari ücretin üzerinde seyrediyor.
Sonuç:
Birçok baba tek mesaiyle evi geçindiremiyor ve ikinci bir işe yöneliyor.

Gerçek sahadan tablo:
Gündüz tekstilde makineci → Akşam inşaatta usta yardımcısı
Gündüz fabrikada → Gece taksi durağında vardiya
Hafta içi çalışıp hafta sonu garsonluk yapan babalar
Hafta sonu ev temizliğine giden kadın işçiler
Bu çalışma biçimine artık “gece-gündüz mesai ekonomisi” diyebiliriz.
Bu şartlarda “babalık sorumluluğu paylaşımı” yalnızca bir temenni olabiliyor.
- Kadınların Yükü Tarihte Görülmemiş Oranda Arttı
Türkiye’de kadınlar:
Ev işlerinin %80’inden fazlasını üstleniyor (TÜİK zaman kullanım araştırması),
İş gücüne katılımları artmasına rağmen,
Aynı anda hem ücretli hem ücretsiz iş yapıyor.
Üstüne bir de geçim derdi eklenince kadın işçilerin büyük bölümü:
İzin günlerinde temizlik işine gidiyor,
Evde bakım ve çocuk takibini tek başına yürütüyor.
Böyle bir sistemde “baba da daha çok katkı sunsun” çağrısı yerinde ama sorunun zeminini çözmeden bir anlam taşımıyor.
- Dijital Tehditler, Çocuk Güvenliği ve Ebeveynlik
Cumhurbaşkanı’nın dikkat çektiği dijital riskler konusunda haklılık payı var.
Çocuklar:
Ortalama günde 4 saate yakın ekran karşısında,
Sosyal medyaya 10 yaş altı giriş oranı hızla artıyor,
Siber zorbalık, istismar, zararlı içerik riski büyüyor.
Ancak burada da sorumluluk yalnızca Güvenliği yüklenemez.
Bir baba günde 12–14 saat dışarıda çalışırken çocuğunun dijital güvenliğini takip etmesi fiilen imkânsızdır.
Peki Ne Yapılmalı? Eleştirel Değil, Gerçek Çözüm Odaklı Yaklaşım
Sorumluluk dağılımını değiştirmek için önce yaşam şartlarını iyileştirmek gerekir. İşte uygulanabilir politikalar:
Çözüm 1: Çalışma Saatlerinin Kısaltılması – “Aile Dostu İş Yasası”
Avrupa’da babaların çocuk bakımına daha çok katılmasının nedeni “kültür” değil, çalışma saatlerinin kısa olmasıdır.
Türkiye’de yapılması gerekenler:
✔️Haftalık çalışma süresinin 45 saatten 40 saate düşürülmesi
✔️Fazla mesai denetimlerinin sıkılaştırılması
✔️Gece-gündüz mesaisi zorunluluğu yaratan düşük ücret döngüsünün kırılması
Çözüm 2: Ücretlerin Alım Gücüne Göre Yeniden Düzenlenmesi
Yük paylaşımından önce hayat pahalılığı yükü hafifletilmeli.
Açlık sınırı → asgari ücretin altına hiçbir zaman düşmemeli
Vergi dilimleri gerçek enflasyona göre ayarlanmalı
Aile yardımı, çocuk yardımı ve kira desteği gibi Avrupa’daki uygulamalar benzer şekilde genişletilmeli
Çözüm 3: Kreş ve Çocuk Bakımı Altyapısının Güçlendirilmesi
Kadınların yükünü hafifletmenin ilk adımı:
Her işyerine zorunlu kreş
Belediyelerde ücretsiz/indirimli mahalle kreşleri
Çocuk bakımında babaların kullanımına özel “babalık izni” süresinin artırılması
Çözüm 4: Dijital Güvenlik İçin Devlet Destekli Programlar
Ebeveynlere tek başına yüklemek yerine:
MEB ve BTK işbirliğinde ulusal dijital güvenlik eğitimi
Okullarda velilere düzenli bilinçlendirme programları
Çocuklara yönelik güvenli internet rehberleri
Çözüm 5: Gelir Kaybı Olmadan Ebeveyn İzinleri
Ekonomik kaygı yüzünden babalar izin kullanamıyor.
Oysa babalık izni aile içi rolleri doğrudan değiştiriyor.

Öneri:
10 günlük babalık izni → en az 30 güne çıkarılmalı
İzin döneminde ücretin tamamı devlet tarafından karşılanmalı
Sonuç: Çağrı İyi Niyetli, Ama Gerçekçi Olması İçin Önce Koşullar Değişmeli
Babalara yönelik sorumluluk çağrısı değerli bir toplumsal mesajdır.
Ama gece-gündüz çalışan, borç içinde yaşayan, yoksulluk sınırında yaşam mücadelesi veren milyonlarca ailenin gerçekliğini görmezden gelerek bu çağrı karşılık bulamaz.
Aile içi yükün adil paylaşılması için:
✔️Daha yüksek ücret,
✔️Daha düşük çalışma saati,
✔️Daha güçlü sosyal devlet,
✔️Daha yaygın kreş hizmetleri,
✔️Ekonomik güvence
Olmadan “baba daha çok destek olsun” demek sadece bir temenniden ibaret kalacaktır.
Son söz:
Gerçek adalet, gerçek yaşam koşullarıyla başlar. Ve adil olan, ailelerin yükünü hafifletecek politikaları hayata geçirmektir.
[1] https://www.nefes.com.tr/sabah-makineci-aksam-insaatci-82763