Safter Tanık
Safter Tanık

2024 Yerel Seçimlerinin Bilimsel Analizi

featured

“Seçimin sonucunu belirleyen ekonomidir. İttifaklar, aday tercihi, adayların projeleri, belediye başkanlarının performansı, emekliye zam-taahhüt, güvenlik, skandal, Suriyeli-Afgan göçmenler, karşıtlık siyaseti vb konular hep bunun gölgesinde kaldı.

Halk; iktidardan 2023’teki genel seçimler sonrasında, otoritesini kullanarak piyasaları disipline etmesini, özellikle gıda fiyatları ile kiralardaki anormal artışa son vermesini bekledi.  

Gıda fiyatları ile kiralardaki anormal artışın devam etmesi, iktidarın muktedirliğini sorgular hale getirdi. İktidar ülkeyi yönetemiyor ya da sermayeye hükmedemiyor denildi. Zira sermayeye hükmedemeyen ülkeyi yönetemez, gıdaya hükmeden topluma hükmeder.  

Bu durum; halkın iktidara duyduğu umut ve güvene darbe vurdu, bir uyarıyı gerekli kıldı. Emekliye yönelik zam ve taahhüdü boşa çıkardı. Kadro-seçmenini pasifize etti.  Başarılı olduğu güvenlik ve savunma sanayi konusunu ikinci plana attı. Seçmeninin seçime katılmamasını ya da muhalif bir partiye oy vermesini getirdi.

Siyasetinin ana konusu olan Kentsel Dönüşüm Projesi’nin getirisi değil, götürüsü oldu. Bunu deprem riskinin olduğu İstanbul-İzmir’de de görüyoruz. Zira geçim sıkıntısı çeken insanlarda, sahip olduğu evi kaybetme korkusu doğurdu.

CHP’nin DEM ile yaptığı örtülü ittifak, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarının İYİ Parti üzerindeki etkinliği, karşıtlık siyaseti, seçmeni ile muhalif seçmeni birleştirdi.

CHP siyasetinin ana konusunun yolsuzluk-yoksulluk ve enflasyonun olması, iktidara tepkili seçmeni tarafına kazandırdı.   

İYİ Parti; aday gösterdiği Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde, seçmeninin neredeyse tamamını CHP’ye kaptırdı. Bu, izlediği siyaset stratejisi ile ilgilidir. Zira siyasetin iki altın kuralı vardır. Biri; merkez partiler, başarıyı sürekli yakalamak zorundadır. Diğeri ise; iki merkez partisi arasında sıkı bir bağ varsa,  yarışta seçmeni güçlü önde olanı tercih eder.  

DEM; ittifak yaptığı büyükşehirlerde, CHP listelerinden aday gösterdi. Bu; ittifak yaptığı büyükşehirlerde, daha fazla belediye başkanı-meclis üyesi kazanmasını sağladı. Haliyle batı-güneydeki büyükşehirlerde bir güvenlik riski doğurdu.      

DEM’li kadro-seçmen, CHP’lileşiyor diyenler var. Bu görüş; kadro-seçmenin başka partide yer alması-lehine oy kullanması alışkanlık yapar diyen, bir siyaset teorisine dayanıyor. Ancak bu merkez partisi kadro-seçmeni için geçerli, etnik-ideolojik partilerin mensupları için ise geçersizdir.

YRP; AK Parti’den hoşnutsuz, AK Partili seçmenin ilk yöneldiği parti oldu. AK Parti’den aday gösterilmeyen başarılı belediye başkanlarını aday göstermesi ise O’na ek kazanç sağladı.

Gerek cumhurbaşkanlığı gerekse belediye başkanlığı seçimlerinde; oyların, AK Parti (İktidar)-CHP(Ana muhalefet) adayında toplandığı görülüyor. Bu da ikili siyasi parti sistemine mi geçiliyor şeklindeki bir soruyu akla getirdi.”.

31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin kazananı CHP-DEM-YRP olur iken, kaybedeni AK Parti-MHP ve İYİ Parti oldu. İYİ Parti’nin ağır darbe alması ise dikkati çekti.

Cumhur İttifakı’nın kaybetmesini, kimi; “seçime katılımın düşmesine”, kimi; “emeklilere”, kimi; “enflasyona”, kimi; “il ve ilçe teşkilatlarının yeterli çalışmayı göstermemesine”, kimi; “yanlış adaya”, kimi; “YRP’nin yükselişine”, kimi de “AK Parti-MHP’nin çekişmeli olduğu il-ilçelerde aday göstermesine” bağladı. İYİ Parti’nin ağır darbe almasına ise “CHP ile ittifaka gitmeyişidir” dendi.

 

Seçim Süreci

AK Parti; büyükşehirlerde MHP ile ittifak yaptı, Manisa ve Mersin’de aday göstermezken, diğerlerinde MHP’nin desteğini aldı. YRF ile olan ittifakı, YRP’den gelen aşırı talepler nedeniyle sona erdi. Diğer iller ile ilçelerde ise; eski Cumhur İttifakı bileşenlerinin desteğinden yoksun, adayı ile seçime girdi. Başarılı bulsa da bazı belediye başkanlarını aday göstermedi.

Propaganda çalışmasında; alışılmışın dışında bir şey yapma, farklılığını ortaya koymaya çalıştı. Bu; en basitinden insanların dikkatini çekecek, anlatabilecek yeni bir hikâyeyi gerekli kıldı. Kentsel Dönüşüm Projesi de yeni hikâyesi oldu.

Her ne kadar sosyal ve ulaşım projelerinden söz etti ise de, Kentsel Dönüşüm Projesi ile dikkati çekti. Bu, özellikle deprem riskinin olduğu İstanbul ve İzmir’de en çok kullandığı enstrüman oldu. Yani Kentsel Dönüşüm Projesi, propagandasının temelini oluşturdu.

“Belediyecilik AK Parti’nin işidir” sloganını kullandı, örnekler vererek Ak Partili belediyelerin başarılarından söz etti.  CHP’li İzmir-İstanbul-Ankara büyükşehir belediye başkanlarını, çalışma kapasitesi-faaliyeti açısından eleştirdi.

CHP-DEM örtülü ittifakı, “ülke güvenliği için bir tehdittir” dedi.

CHP İstanbul İl Binası’nın alımı ile ilgili skandaldan çok söz etti.

Ülkenin iç-dış güvenliği ve milli savunma projeleri üzerinde durdu.

Emeklilere bayram ikramiyesi zammı müjdesi verdi, emekli aylığı ile ilgili düzenlemenin Haziran’da yapılacağını söyledi.

Görsel medyayı yoğun bir şekilde kullandı,  sosyal medyada sesini duyan olmadı. Alanda; il bazındaki büyük mitingler dışında, fazlaca gözükmedi.

MHP; büyükşehirlerden Mersin ve Manisa’da kendi adayı ile seçime giderken, diğer büyükşehirlerde AK Parti adayına destek verdi.  Diğer il ve ilçelerde ise kendi adayı ile seçime girmeyi tercih etti.

“Devletin ve milletin bekası” sözü, propagandada en çok kullandığı enstrüman oldu. Yani güvenlik, propagandasının temelini oluşturdu.

CHP-DEM örtülü ittifakına, Anayasa Mahkemesi’nin HDP hakkında karar alamamasına eleştiriler getirdi, emekli aylıklarının artırılması gerektiğini söyledi.

Görsel medyada görülse bile, sosyal medyada etkisiz kaldı.

Alanda; AK Parti’ye destek verdiği büyükşehirlerde birlikte gözüktü, kendi adayı ile seçime girdiği il-ilçelerde düzenlediği mitinglerle sesini duyurmaya ve gücünü göstermeye çalıştı.

BBP; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı’na destek verdi ise de genelde kendi adayı ile seçime gitti.

Propagandada; farklı kılan, akılda kalan bir söylemi olmadı.

Görsel ve sosyal medyada yok gibi idi. Alanda, Sivas gibi bazı yerlerde göze çarptı.

YRP; hemen-hemen her yerde, kendi adayı ile seçime girdi.

Kadrosu dışında, AK Parti’nin aday göstermediği başarılı belediye başkanlarını aday gösterdi.

Propagandada, “önce ahlak” sloganı öne çıktı. AK Parti’yi İsrail ile olan ticareti kesmemekle suçladı.

Görsel medyada muhalif kanallar dışında görülmedi, sosyal medyada yok gibi idi. Sokaktaki ekip çalışması dikkati çekti.

CHP; İstanbul, Ankara, Kocaeli, Bursa, Manisa, Mersin, Adana, Hatay gibi büyükşehirlerde örtülü de olsa DEM ve TİP ile ittifak yaptı.

Millet İttifakı ile sempatisini kazandığı, özellikle İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerindeki kadrolaşmayla kendisine bağladığı İYİ Partili kadro-seçmeni üzerinde etkili olmaya çalıştı. Eski Millet İttifakı bileşenlerin tabanını kazanmada, Erdoğan karşıtı siyasete başvurdu.

Özellikle büyükşehir belediye başkanlarının uygulamaya koyduğu sosyal yardımlar ile dar gelirli kesimi tarafına çekmeyi hedefledi.

Propagandada; DEM ile yaptığı örtülü ittifakı sürekli reddetti, genel olarak DEM’i koruyan-kollayan, milliyetçi-muhafazakâr kesimin güçlü olduğu yerlerde ise milliyetçi bir söylem ortaya koydu.

CHP’li belediyelere yönelik eleştirilere cevap vermekten kaçındı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu icraatı ile ilgili sorularda demagojiye başvururken, ABB Başkanı Mansur Yavaş suskun kaldı. Sosyal projeler dışında bir konuya girmedi.

İktidarın yumuşak karnı olan, yolsuzluk-yoksulluk ve gıda fiyatları ile kiralardaki anormal artışları sıkça dile getirdi. Bunlar en çok kullandığı enstrümanlar oldu. Bu da propagandasının ana konusunu oluşturdu.

“Suriyeli-Afgan Karşıtlığı” ile hem mülteci karşıtlarını yanına çekmeye çalıştı, hem de Zafer Partisi’nin elindeki kozu almayı düşündü.

Sahip olduğu-kendisine destek veren TV kanallarını parti propaganda aracına dönüştürdü, sosyal medyayı etkin şekilde kullandı.

Belediye imkanlarından istifade ederek alanda en çok görünen, hane halkı ile ilişki kuran,  seçmenini konsolide ederek sandığa sürükleyen parti oldu.

İYİ Parti; seçime, en dezavantajlı giren parti oldu. Parti içindeki kavga-suçlama-ayrışma-tasfiye ve istifalardan, yakasını bir türlü kurtaramadı. Bu nedenle; seçime kadar, “ittifakla mı, tek başına mı gireceği” konusu bir bilmece oldu.

Özellikle; büyük şehirlerde, CHP ve AK Parti kökenli popüler adaylar ile seçime girdi.

CHP ve imalı olarak CHP’li İstanbul-Ankara büyükşehir belediye başkanlarına yönelik eleştirileri dikkati çekti. AK Parti’yi yolsuzluk- yoksullukla suçladı, gıda fiyatları ile kiralardaki anormal artışı dile getirdi. Haliyle hem CHP’nin ulusalcı kesiminden, hem de AK Parti seçmeninden oy almaya çalıştı.

Propagandada; partiden ziyade, adayları öne çıktı.

Görsel medyada; programı değil, parti içindeki siyasi mücadele tartışıldı. Sosyal medyada, CHP’lilerin yoğun saldırısına maruz kaldı. Alanda, bazı il-ilçe mitingleri dışında görülmedi.  Kadro-seçmenindeki ilkesizlik-ilgisizlik ve sorumsuzluk dikkati çekti.

DEM; seçim sonucunun belirsiz olduğu büyükşehirlerde, CHP’ye destek verdi. Diğerlerinde ise kendi adayı ile seçime gitti.

CHP ile olan örtülü ittifakına, “ne evet, ne de hayır” dedi. Yani saklı kaldı.

CHP ile olan örtülü ittifakı, medya konusu oldu. Doğu-güneydoğu il-ilçeleri dışında, alanda fazlaca gözükmedi.

Zafer Partisi; hemen-hemen her il-ilçede, kendi adayı ile seçime gitti.

Suriyeli ve Afgan mülteciler, siyasetinin ana konusu oldu.

Görsel-sosyal medyada, az yer buldu. Daha çok sokaktaki çalışması ile dikkati çekti.

TİP; seçim sonucunun belirsiz olduğu büyükşehirlerde, CHP’ye destek verdi. Diğerlerinde ise kendi adayı ile seçime gitti.

Propagandada, “belediye meclisi, bizim işimiz” sloganı öne çıktı. Daha çok sokaktaki ekip çalışması göze çarptı.

 

Analiz

AK Parti

Cumhur İttifakı’nın Büyükşehirlerdeki Oy Kaybı Devam Etti      

AK Parti’nin MHP ile yaptığı ittifak; büyükşehirlerde beklenen başarıyı değil, umulmadık bir sonucu getirdi.

Aday Tercihi, MHP-YRP ile Yarışı CHP’ye Yaradı

Yıprandığı gerekçesiyle başarılı bazı belediye başkanlarını aday göstermemesi, başarısız belediye başkanlarını aday göstermesi, halkta bir tepki oluşturdu.

Aday göstermediği başarılı belediye başkanları, YRP ve İYİ Parti’nin adayı olarak seçimi kazandı.

AK Parti ile MHP’nin birbirine yakın güce sahip il-ilçelerdeki seçimde, CHP öne çıktı. Bunda YRP’nin etkisi de oldu.

Enflasyonla Mücadeledeki Yöntem ve Söylemi Umut Vermedi

Halk; iktidardan 2023’teki genel seçimler sonrasında, otoritesini kullanarak piyasaları disipline etmesini, özellikle gıda fiyatları ile kiralardaki anormal artışa son vermesini bekledi.

Gıda fiyatları ile kiralardaki anormal artışın devam etmesi, iktidarın muktedirliğini sorgular hale getirdi. İktidar ülkeyi yönetemiyor ya da sermayeye hükmedemiyor denildi. Zira sermayeye hükmedemeyen ülkeyi yönetemez, gıdaya hükmeden topluma hükmeder.

Ne gibi sonuçlar doğurdu?                                                                                       

Halkın iktidara duyduğu umut ve güvene darbe vurdu, bir uyarıyı gerekli kıldı. Emekliye yönelik zam-taahhüdü boşa çıkardı. Kadro ve seçmenini pasifize etti.  Başarılı olduğu güvenlik ve savunma sanayi konusunu ikinci plana attı. Seçmeninin ya seçime katılmamasını veya muhalif bir partiye oy vermesini getirdi.

Kentsel Dönüşüm Projesi’nin Getirisi Değil Götürüsü Oldu   

Siyasetinin ana konusu olan Kentsel Dönüşüm Projesi’nin; getirisi değil, götürüsü oldu. Bunu, deprem riskinin olduğu İstanbul-İzmir’de de görüyoruz. Zira geçim sıkıntısı çeken insanlarda, evi kaybetme korkusu doğurdu.

 

CHP

Seçmeni ile Muhalif Seçmeni Konsolide Etti 

DEM’le yaptığı örtülü ittifak, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarının İYİ Parti üzerindeki etkisi, “karşıtlık siyaseti” seçmeni ile muhalif seçmeni birleştirdi.

Enflasyona Duyulan Tepkiden Yararlandı    

Siyasetinin ana konusu, yolsuzluk-yoksulluk ve enflasyon oldu. Bu da iktidara ders vermek isteyenleri tarafına kazandırdı.

Güvenlik Ekonominin Gölgesinde Kaldı

Piyasalardaki anarşiye duyulan tepki o kadar büyük oldu ki güvenlik ekonominin gölgesinde kaldı. DEM ile yaptığı örtülü ittifak ve Suriyeli ve Afgan göçmenler konusuna görmezlikten gelindi.

CHP’li Belediyelere Yönelik Eleştiriler Dikkate Alınmadı

Özellikle büyükşehir belediye başkanlarının uygulamaya koyduğu sosyal yardımlar, dar gelirli kesimde etkili oldu. Bunların icraatı ile ilgili eleştirilere ise bakan olmadı.   

İYİ Parti Seçmeni CHP’yi Tercih Etti   

İYİ Parti; 2019’daki yerel seçime göre daha fazla belediye başkanı kazansa da büyük ölçüde oy kaybetti, aday gösterdiği İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde seçmeninin neredeyse tamamını CHP’ye kaptırdı.

Neden?

İYİ Parti; “milliyetçilik ve iktidar hedefi olmama” konusunda MHP’ye eleştiri getirenlerin, MHP’den ayrılarak kurduğu bir parti oldu. Buna; daha sonra, CHP’nin ulusalcı kesimi-liberaller katıldı. Haliyle çatısında milliyetçiler-ulusalcılar-liberalleri barındıran bir merkez partisi özelliği kazandı.

2018 Cumhurbaşkanlığı-milletvekili seçimlerine, CHP’nin milletvekili katkısı ve ittifakı ile girdi.

İstisnalar dışında; CHP’ye sürekli destek verdi, CHP siyasetine paralel siyaset izledi. İstanbul-Ankara büyükşehir belediye başkanları ile olan maddi-manevi bağı da CHP’nin Parti’de nüfuz etmesini sağladı. Haliyle fikir-ideal ve kurumsal kimliği oluşmadı, kadro-seçmeninin aidiyet ile bağlılığı koptu.

Kısaca

Siyasette; iki merkez partisi birlikte hareket ediyorsa, bu büyük olanın lehine, küçüğün aleyhine sonuç verir. Zira seçmen güçlü ve önde olanı tercih eder.

İYİ Parti, dağılır mı?

Merkez partileri, ideoloji partileri gibi değildir. Bu tür partilerin güç kazanması, seçimlerde gösterdiği başarıya bağlıdır. Başarı grafiğinin sürekli yükselmesi gerekir. Aksi halde varlığını korusa da, bir dağılma- küçülme sürecine girer. Siyasi konjonktürdeki ciddi değişiklik dışında, bunu değiştirecek bir olay da yoktur.

DEM Örtülü İttifak ile Batıdaki Büyükşehirlerde Karlı Çıktı

DEM; ittifak yaptığı büyükşehirlerde, CHP listesinden aday gösterdi. Bu; ittifak yaptığı büyükşehirlerde, fazladan belediye başkanı-meclis üyesi kazandırdı.

DEM’li kadro-seçmen CHP’lileşir mi?

Kadro ve seçmenin bir partide yer alması ya da lehine oy kullanması, “alışkanlık yapar” diye bir siyaset teorisi var. Bu; merkez partisi kadro- seçmeni için geçerli olsa da, etnik-ideolojik partilerin mensupları için geçerli değildir.

YRP, Hoşnutsuz AK Partili Seçmenin İlk Başvurduğu Adres Oldu

YRP; AK Parti’den memnun olmayan AK Partili seçmenin, ilk yöneldiği parti oldu. AK Parti’de aday gösterilmeyen belediye başkanlarını aday göstermesi ise O’na ek kazanç sağladı.

İkili siyasi parti sistemine mi geçiliyor?

Gerek cumhurbaşkanlığı gerekse belediye başkanlığı seçimlerinde; oyların, AK Parti (İktidar) ve CHP(Ana muhalefet) adayında toplandığı görülüyor. Bu da “İkili siyasi parti sistemine mi geçiliyor?” sorusunu akla getiriyor. Bizde böyle bir sistem yok, düşünülmüyor da. Haliyle bu siyasi mücadelenin doğurduğu bir durumdur.

 

Sonuç

Seçimin sonucunu belirleyen ekonomidir. İttifaklar, aday tercihi, adayların projeleri, belediye başkanlarının performansı, emekliye zam-taahhüt, güvenlik, skandal, Suriyeli-Afgan göçmenler, karşıtlık siyaseti vb konular hep bunun gölgesinde kaldı.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!