Rıza Tahir Yel
Rıza Tahir Yel
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşetler Gürültü, Mutfaklar Yangın: Türk Milletinden Gizlenen Büyük Soygun!

Manşetler Gürültü, Mutfaklar Yangın: Türk Milletinden Gizlenen Büyük Soygun!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İktidar ve muhalefet “bütçe” ve “bayram” gürültüsüyle gerçekleri gizlerken , Türk milleti mutfakta sefaletle boğuşuyor. Mutfaktaki yangının asıl sebebi, Türk’ün cebinden alınıp “milyonlarca sığınmacıya, kaçağa, işgalciye akıtılan milyarlarca dolar” ve bu “Sessiz İstila” projesidir.

Televizyonları açıyorsunuz; bitmek bilmeyen bir gürültü. Gazeteleri çeviriyorsunuz; cilalı manşetler, cafcaflı Cumhuriyet kutlamaları, bütçe komisyonlarından yüksek perdeden atışmalar… Birileri “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı” diyor, ötekiler “demokrasi açığı” diye bağırıyor. Meclis kürsülerinden birbirlerine laf yetiştiren vekiller, pahalı takım elbiseleri içinde “milletin menfaatini” ne kadar çok düşündüklerini anlatıyor.

Peki, siz bu gürültünün neresindesiniz?

Siz, evine bir kilo kıymayı, çocuğuna bir şişe sütü alırken kırk kez düşünen Türk vatandaşı, bu sahte gündemin neresindesiniz?

Bugün size, bu büyük tiyatroyu, bu organize sessizliği anlatacağım. Bugün size, manşetlerle mutfağınız arasına çekilen o kalın duvarın ardındaki gerçeği, Türk milletinden gizlenen büyük soygunu anlatacağım.

Gündem dedikleri şey, milletin gerçek derdini gizlemek için tasarlanmış devasa bir sis perdesidir. İktidar ve onun yancısı haline gelmiş sarı muhalefet, sizi suni tartışmalarla oyalarken, vatanın kaynakları sistematik bir şekilde yağmalanmaktadır.

Manşetlerde “Bütçe Maratonu Başladı” yazıyor. Güzel. Peki, o bütçenin içinde ne var? O bütçede Türk emeklisine reva görülen sefalet zammı var. O bütçede Türk çiftçisine verilmeyen destek, Türk esnafını ezen vergi var. Ama o bütçede, Türk milletinin asli unsuru olmayan milyonlarca sığınmacıya, kaçağa, işgalciye akıtılan milyarlarca dolar da var.

İşte gürültü burada başlıyor!

Onlar size bütçe açığını, faiz lobisini anlatırken; biz size o bütçeden sığınmacıların sağlık giderlerine, sosyal yardımlarına, barınmalarına harcanan ve Türk milletinin cebinden çalınan parayı anlatıyoruz. Manşetler bunu yazar mı? Yazamaz. Çünkü iktidar gibi, o manşetleri atanların önemli bir kısmı da bu “sessiz istila” projesinin ortağıdır.

Vatandaşın sessizliği ise bir rıza değil, bir çaresizlik çığlığıdır.

Vatandaş sessiz, çünkü sabahın altısında servis beklerken donuyor ve ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor. Vatandaş sessiz, çünkü üniversite mezunu evladı işsiz, evine ekmek getiremiyor. Vatandaş sessiz, çünkü doğal gaz faturasını gördüğünde kombiyi açmaya korkuyor.

Ve siz bu haldeyken, televizyondaki “uzmanlar” size Cumhuriyet’in kazanımlarını veya bütçe tekniğini anlatıyor. Hangi Cumhuriyet? Türk milletinin kendi vatanında ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü, demografik olarak azınlığa düşürülmek istendiği bir düzende hangi kazanımdan bahsediyorsunuz?

Aradaki uçurum, bir gündem farkı değil, bir ihanet farkıdır.

Uçurumun bir tarafında, faturalarını ödeyemediği için intiharın eşiğine gelen Türk milleti vardır. Diğer tarafında ise, o milletin parasıyla sığınmacılara villa yapanlar, “Ensar-Muhacir” masallarıyla bu ihaneti perdeleyenler ve bu düzene ses çıkarmayarak koltuğunu koruyan “kontrollü” muhalefet vardır.

Medyanın gürültüsü, sizin mutfağınızdaki yangının sesini bastırmak içindir. Siyasi polemikler, sizin sokaklarınızda artan asayiş sorunlarını, demografik değişimin getirdiği milli güvenlik tehdidini unutturmak içindir.

Size “ekonomi kötü” diyorlar. Eksik söylüyorlar. Ekonomi sadece kötü yönetildiği için bu halde değil. Ekonomi, Türk milletinin sırtına yüklenen 13 milyon sığınmacı ve kaçağın maliyetini artık taşıyamadığı için bu haldedir. Ekonomi, üretimin değil, ithalatın ve sığınmacı emeği üzerinden dönen rantın öncelendiği bir ihanet politikası yüzünden batmıştır.

Manşetler “29 Ekim Coşkusu” derken, siz o coşkuyu evinizde yaşayamıyorsanız; çocuğunuzun eline bir Türk bayrağı verip sokağa çıkaramıyor, “Acaba başlarına bir şey gelir mi?” diye endişe ediyorsanız, o manşet bir yalandan ibarettir.

Zafer Partisi olarak biz, bu gürültüyü yırtıp gerçeği haykırmaya devam edeceğiz. Biz, manşetlerin değil, mutfağın; sanal gündemlerin değil, sokaktaki Türk insanının sesi olmaya devam edeceğiz.

Onlar bütçe komisyonlarında birbirlerine bağırırken, biz o bütçenin Türk milletine nasıl döneceğini konuşacağız. Onlar sığınmacılara harcanan parayı “insani yardım” diye yutturmaya çalışırken, biz o paranın Türk emeklisinin, Türk çiftçisinin, Türk gencinin hakkı olduğunu söyleyeceğiz.

Bu gürültüye kulaklarınızı tıkayın. Bu sahte manşetlere gözlerinizi kapatın. Sadece mutfağınıza bakın, sokağınıza bakın ve çocuklarınızın geleceğine bakın. Aradaki uçurumun ne kadar derin olduğunu ve bu uçurumun tek sebebinin vatanınıza ve kaynaklarınıza yönelik bu büyük operasyon olduğunu göreceksiniz.

Gerçek gündem, bu sessiz istilayı durdurmak ve Türk milletinin kendi vatanında hak ettiği refaha kavuşmasını sağlamaktır. Gerisi laf-ı güzaftır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.