Ülkede “Kürt sorunu” değil, “Türk sorunu” olduğu iddia edilmekte; bu durumun ülkeyi etnik olarak bölme, milli birliği yok etme ve yeraltı kaynaklarını emperyalist güçlere açma amacı taşıdığı belirtilmektedir. Kürtlerin Türkiye’de hastanelerde, mahkemelerde veya okullarda ayrımcılığa uğramadığı, ticaret yapma, seyahat etme veya seçme/seçilme haklarından mahrum bırakılmadığı savunulmaktadır. Geçmişte İsmet İnönü, Cemal Gürsel, Turgut Özal gibi Kürt kökenli cumhurbaşkanlarının olduğu ve mevcut Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de Kürt olduğu vurgulanarak, Kürtlerin ülke yönetiminde yer almasına engel bulunmadığı ifade edilmektedir. “Kürt hakları verilmelidir” söyleminin federasyon veya toprak taleplerini içerdiği ve kabul edilemez olduğu belirtilmektedir. Ülkenin enerjisinin etnik sorunlara değil, milletin refahına harcanması gerektiği vurgulanmaktadır.
Tutturmuşlar bir “Terörsüz Türkiye Sorunu” masalı.
Bu masal ile ülkenin etnik parçalara bölünmesi, milli birliğinin yok edilmesi, bin yıllık kardeşliğin düşmanlığa çevrilmesi, yer altı ve üstü zenginliklerimizin emperyalist güçlere yem edilmesi ve İsrail’in bölgede daha rahat Müslüman kanı dökmesine hizmet edeceğini, bizi yönetenler bilmiyor mu? BOP projesinden habersiz misiniz?
Nasıl bir Kürt sorunu varmış ki:
Hangi hastanede hangi Kürt’e sen Kürt’sün deniliyor?
Hangi mahkemede hangi Kürt vatandaşa, sen Kürt’sün denilerek farklı hukuk uygulanıyor?
Hangi devlet okulunda, hangi Kürt ya da diğer azınlık yurttaşlarımıza, kimliği sorularak farklı kayıt yapılıyor, okuma hakkından yararlanamıyor?
Kürtler bu ülkede ticaret mi yapamıyorlar, iş yeri mi açamıyorlar?
Kürtler bu cennet vatanda, hangi bölgemize seyahat edemiyorlar, tatil yapamıyorlar?
Hangi Kürt vatandaşımız, seçme ve seçilme hakkından yoksun da hak istiyor.
Eğer amaç iki dil ise kimse kusura bakmasın, iki dil yılanda olur. ABD’de onlarca etnik dil var ama tek resmi dil İngilizcedir. Bu gerçeği de kimse göz ardı etmesin.
Bu ülkede Kürt cumhurbaşkanı mı olunmuyor, bakan mı olunmuyor, bürokrat elçi mi olunmuyor?
Artist, şarkıcı mı olunmuyor?
Akademisyen, Prof. mu olunmuyor?
Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, baba tarafından Bitlisli Kürt kökenlidir. 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel (Cemal Aga), Hınıslı bir Kürt, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Malatyalı bir Kürt değil miydi? (Rahmetli Özal, bir konuşmasında Kürt olduğunu söylemişti)
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka; Türk denir üst kimliği, bu ülkenin çimentosudur. Amacınız çimentoyu patlatmak, direncini kırmak, yapıştırma özelliğini bitirmek midir?
Demek ki Türkiye’de yaşayan Kürt kimlikli hiçbir yurttaşın, Cumhurbaşkanı olmasının önünde bile ne yasal ne etik olarak bir engel yoktur.
“Kürt hakları verilmelidir” yanlışından yola çıkarak hangi olmayan hakkı vereceksiniz?
Bu haktan amacınız, federasyon ya da toprak ise orada bir dakika durmanız gerek. Kimin toprağını kime vereceksiniz?
Bu ülkede Adalet Bakanlığı, Başbakan yardımcılığı ve şu anda da TBMM başkan vekilliği yapan FETÖ hayranı Bekir Bozdağ’ın da aslen Kürt olduğu biliniyor.
Çok gerilere gitmeye gerek de yok:
Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine ve Maliye Bakanı yani Türk hazinesinin anahtarı bir Kürt olan Sn. Mehmet ŞİMŞEK’in elinde değil mi?
Lütfen dolduruşa gelmeyin, baskıya boyun eğmeyin: dün ve bugün emperyalist güçlerin oyununa gelen bir avuç ayrılıkçı Kürt-Ermeni ve onların emrindeki alçak, hain, insan ve insanlık terör örgütünün oyununa gelerek dayatmalarına boyun eğerek, toplumu bölecek, geleceğimizi karartacak, emperyalistlerin oyuncağı olacak yasal düzenlemeler yapmayın, yapmaya kalkışmayın.
Ülkenin Cumhurbaşkanı; “Türk-Kürt-Arap” diyerek etnik bölücülük, Milliyetçi olduğunu iddia eden Bahçeli, “Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun: biri Kürt, biri Alevi” der mi? Bu direkt Sevr’in amacı değil mi?
Ülkede büyük resme bakarsanız bir Türk sorunu var. Bunu bir irdeleyin.
Ülkenin ve TBMM’nin enerjisini; bu asil milletin refahı, mutluluğu, çağdaşlaşması için harcayalım Ülkenin emeklisini, memurunu, çalışanını daha refaha nasıl taşırız ona kafa yoralım.
Büyük huzursuzluklar, geleceğimize problemler yaratmak için değil…
Lütfen yaşı seksen olmuş bir eğitimci olarak rica ediyorum: arkanızdan rahmet okutun, lanet değil.
Esen kalınız.