Müyesser Yıldız
Müyesser Yıldız

Tam Kadro “Kürdistan”a Gitseniz de…

featured

Barzani’nin, “Kürdistan’ın kalbidir” dediği Türkmen kenti Kerkük’te iktidarın “dost” saydığı KDP ile “hasım” ilân ettiği KYB’nin işbirliği yapması… ABD’nin Erbil’de inşa ettiği, dünyanın en büyük konsolosluğunu 2025’te açmaya hazırlanması… Irak yönetimi, ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesini isterken Barzanilerin kalmasını istemesi… Ve ABD Temsilciler Meclisi’nin kimi üyelerinin,  “Kürdistan’ın bağımsızlığının tanınmasından” söz etmeye başlaması, etrafımızdaki kuşatmada hangi aşamaya gelindiğini göstermiyor mu?!

2007 yılında; PKK’nın arkasındaki isimlerden birisi olan Mesut Barzani, “Türkiye yönetimi beni muhatap almıyor ki, oturup konuşalım” dediğinde, Erdoğan şu karşılığı verdi:

“Türkiye olarak bizim muhatabımız Barzani olamaz ki… Türkiye olarak bizim muhatabımız Irak’ın merkezi yönetimidir. Dolayısıyla biz Bağdat’la görüşüyoruz… Kaldı ki Barzani’nin şunu çok açık net ortaya koyması lâzım. Terör örgütüyle ilgili olarak terör örgütüne o bölgede yataklık yapar durumdalar. Olay budur. Uluslararası hukuk noktasında ne anlama geldiği de bellidir.”

2008’de de dönemin AKP’li TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Barzani için “dünün postal yalayıcısı” dedi. Kastı, Barzani’nin geçmişte ancak en alt rütbedeki askerlerimizle muhatap olabilip onlara yalvarmasıydı.

Bu ifadelerden sadece 4 yıl sonra Barzani, Erdoğan tarafından “sayın” konumuna yükseltildi.

Geçtiğimiz 7 Ekim’de Hamas-İsrail savaşı başladığında iktidar medyası, ABD’nin Irak ve Suriye’yi işgâl etmesinin sebebinin bugünler, yani “Arz-ı Mevud”u gerçekleştirmek için olduğunu keşfetti!..

Evet, bu iki işgâl sayesinde Irak’ta “Barzanistan”, Suriye’de “teröristan” kurulmuştu; ama nasıl olduysa, her iki işgâli AKP iktidarının da desteklediğini unuttular!..

Üç gün önceydi; iktidar üzerinde etkili bir kalem, bölgemizdeki “Üç çıbanbaşının büyük İsrail, Şia yayılmacılığı ve Kürt devleti ayartısı” olduğunu vurgularken şunları yazdı:

“Bağımsız Kürt devleti, Kürtlerin de hakkı diye düşünenler, bölgede kurdurulacak Kürt devletinin asla bağımsız olamayacağını bilmiyor olamazlar… Emperyalistlerin güdümünde kurulacak bir Kürt devletinin bağımsız olabileceğini düşünmek ve bunun bölge ülkeleri ve halkları bir yana Kürtler için hayırhah bir girişim olacağını zannetmek bölgede yaşanan sömürgecilik tarihini hiç bilememek demektir!”

ERBİL’İ YOL ETTİLER

Medyası -durmuş saat misali- arada doğruları dillendiriyor da, modası geçmiş F-16 alımı karşılığında gerek bölücü terör örgütünün gerekse Kürdistan projesinin sahibi ABD ile “güven tazeleyen” iktidar neyin, ne kadar farkında? 14-28 Mayıs seçimlerinden sonraki süreci kısaca özetleyelim:

Yeni kabinede Dışişleri Bakanı olan Hakan Fidan’ın ilk işlerinden birisi Bağdat ve Erbil’e gitmek oldu. Ağustos’taki o ziyaretlerin ardından hem Irak yönetiminin hem Barzanilerin, PKK’ya karşı açık tavır alacağı öne sürüldü.

Fidan’ın ziyaretinden 4 ay sonra, Irak’ın kuzeyinde 12 askerimiz şehit edilince Erdoğan, baharla birlikte Irak’ın kuzeyinde yeni üs bölgeleri kurulacağını ve teröristleri bir daha buralara ayak basamayacak hale getireceklerini açıkladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da PKK konusunda KYB ve Bafıl Talabani’yi suçlarken, KDP ve Barzaniler için, “Terörle mücadelede Erbil’le tam bir iş birliğimiz var. Özellikle PKK konusunda bizim hassasiyetlerimizi paylaşıyorlar. Onlarla iş birliği konusunda her geçen gün daha da iyi bir noktaya gidiyoruz.” dedi.

Ama 12 Ocak’ta aynı bölgede 9 askerimiz daha şehit edildi. Bakan Fidan yine KYB’yi işaret edip KYB’ye karşı “bazı ileri tedbirler alınacağını” söyledi.

İktidar medyasına göre; “ABD ve İran, Türkiye ile ilişkileri daha iyi olan Barzani ailesine karşı Bafıl Talabani’yi güçlendiriyor, Talabani de buna karşılık Süleymaniye’de PKK’ya alan açıyordu.”

İktidar da böyle düşünüyor olmalı ki; bu defa MİT Başkanı İbrahim Kalın 23 Ocak’ta Bağdat’a, 28 Ocak’ta Erbil’e gitti.

Kalın’ın Bağdat ziyaretinde Irak’tan, PKK’yı terör örgütü olarak tanımasının istendiği belirtilirken Başbakan Sudani’nin, Türkiye’nin operasyonlarına karşı çıkmayacağı yönünde işaret verdiği kaydedildi.

Erbil’de de Başbakan Mesrur Barzani’nin yanı sıra Mesut Barzani’yle bir araya gelen Kalın’ın, “PKK terörü ile etkin mücadele konularını” görüştüğü bildirildi. Barzani medyasına göre; Mesut Barzani, Kalın’ı “kabul etmişti”.

İktidar medyasının, Kalın’ın ziyaretine ilişkin yorumu şunlar oldu:

“Bu ziyaretin Talabani tarafını tedirgin ettiği görülüyor.”

“Barzani Ailesi, ABD’nin terör örgütünü Kürtlerin temsilcisi yapma planını gördü, doğru yerde duruyor ama Bafıl Talabani yanlışta ısrar ediyor.”

Barzani ailesi Türkiye açısından ne kadar “doğru yerde duruyor”; tek bir örnek verelim.

PKK, 21 günde 22 askerimizi şehit ettiğinde ne Neçirvan Barzani ne de Mesrur Barzani bu saldırıları kınadı. Ama Ürdün’de ABD üssüne düzenlenen saldırıda üç asker ölünce; “Bu zor dönemde ABD halkının yanındayız.” ve “ABD kuvvetlerine yönelik korkakça saldırıyı en güçlü ifadelerle kınıyoruz.” şeklinde mesajlar yayınladılar!..

MESUT BARZANİ KİM VE NEYİNİZ OLUR?

Son olarak geçen hafta Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak’la birlikte Bağdat ve Erbil’deydi.

Önce Güler ve Gürak’ın çok sayıda görüşme gerçekleştirdiği Bağdat ziyaretine bakalım. MSB kaynakları, “son dönemde bölgede yaşanan gelişmeler, terörle ortak mücadele, askeri işbirliği ve Iraklı Türkmenlerin bölgedeki hak ve menfaatleri konularının” ele alındığını duyurdu.

Peki Irak tarafı, PKK’yla mücadele konusunda ne dedi? Cumhurbaşkanı Latif Reşid’in, “Irak’ın egemenliğine saygı gösterilmesi”, “Irak ve Kürdistan bölgesine yönelik askeri ihlallerin son bulması” ve “taraflar arasındaki sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini” söylediği açıklandı.

Demek ki, Fidan ve Kalın’ın Bağdat ziyaretleri bir işe yaramamış!..

Erbil ziyaretine gelirsek; Güler ve Gürak’ı havaalanında Peşmerge Bakanı ile Dış İlişkiler Ofisi sorumlusu karşıladı… Neçirvan Barzani ile Mesrur Barzani’nin yanı sıra Mesut Barzani’yle de görüştüler ve tüm bu görüşmeler yine Barzani medyası tarafından “kabul edildiler” diye sunuldu…

Mesut Barzani’yle ne görüşmüşler? “Bölgesel savunma ve güvenlik konularında görüş alış verişinde bulunmuşlar”… Bir de Bakan Güler, Barzani’ye Erdoğan’ın selamlarını iletmiş!..

İktidar medyasının “kritik temas” diye takdim ettiği bu ziyaret, PKK’yı terör örgütü olarak tanımalarını ve onlarla mücadele kararı almalarını sağladı mı? Görünen, yine hayır.

Öncelikle dikkat çekmek istediğimiz şu:

Neçirvan Barzani ve Mesrur Barzani’yle görüşülmesi “normal” diyelim. Peki şu anda sadece KDP’nin başı konumunda olan Mesut Barzani’nin kapısını aşındırmak neyin nesidir? Dünün “postal yalayıcısı”, bugünün alt tarafı bir parti başkanının hem Dışişleri Bakanı hem MİT Başkanı hem de Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı tarafından muhatap alınması nasıl bir dış politika anlayışıdır?

Diyeceğimiz; ülkemizi yönetenler tek tek değil, tam kadro halinde Erbil’e gitse dahi Barzanilerin, PKK’yı terör örgütü kabul edip, onunla mücadeleye girişmeyeceğini ya anlamadılar ya da işte böyle ziyaretlerle bizi avutuyorlar!..

BU GİDİŞİN VARACAĞI YER Mİ?

Barzani’nin, “Kürdistan’ın kalbidir” dediği Türkmen kenti Kerkük’te iktidarın “dost” saydığı KDP ile “hasım” ilân ettiği KYB’nin işbirliği yapması…

ABD’nin Erbil’de inşa ettiği, dünyanın en büyük konsolosluğunu 2025’te açmaya hazırlanması…

Irak yönetimi, ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesini isterken Barzanilerin kalmasını istemesi…

Ve ABD Temsilciler Meclisi’nin kimi üyelerinin, “Kürdistan’ın bağımsızlığının tanınmasından” söz etmeye başlaması, etrafımızdaki kuşatmada hangi aşamaya gelindiğini göstermiyor mu?!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!