Müyesser Yıldız
Müyesser Yıldız

Milletten Topla ABD Rusya ve Avrupa’ya Saç!..

featured

Savunma harcamalarının denetime tabi tutulmaması, bunu sorgulayanların anında “hain” ilân edilmesi, pıtrak gibi türeyen savunma şirketlerine teşvik yağdırılması bir yana; birilerinin evvela S-400’lerin ve F-35’lerin hesabını vermesi gerekmiyor mu? 750 lira ne ki?! Bu millet vatan savunması için canını verdi, veriyor, yine verir.

Sattılar savdılar, “itibara” harcadılar. Deniz bitti; az kaldı soluduğumuz hava için de vergi koyacaklar.

Şimdilik Deli Dumrul vergilerine, limiti 100 bin lira olan kredi kartlarından 750 lira vererek katkıda bulunmamız isteniyor. Savunma sanayimizi güçlendireceklermiş.

Tepkilere, iktidarın bir küçük ortağı pek öfkelendi.

Bu vergiyi ödemememiz halinde Türkiye’nin sonunun Suriye, Irak, Filistin gibi olacağını söylemekle kalmadı; tepki gösterenler için, “Bunlar milliyetçileri değil DEM’lileri savunuyor. Bunlar Türkiye ile Yunanistan karşı karşıya geldiğinde Yunanistan’ı, Batıyı, Ermenistan’ı savunurlar.” diye buyurdu.

Aynı siyasi, Deli Dumrul vergisini duyan vatandaşların kredi limitlerini 100 bin liranın altına düşürmesi üzerine de tüm “milli bankalara”, bu kişilerin kredi kartlarını iptal etmesi çağrısında bulundu.

Sanırsınız ki, DEM’lilerle tokalaşmayı alkışlayan, Ermenistan’la normalleşmek için can atan, Yunanistan Türkiye’ye hangi tokadı vurursa vursun Başbakan Miçotakis’e toz kondurmayan ve şimdi de Ege’deki sorunları “uluslararası hukuk” çerçevesinde çözmek için masaya oturacağını açıklayan kendi iktidarları değil!..

Erdoğan, daha birkaç gün önce Arnavutluk ve Sırbistan gezisinden dönerken “iyi komşuluk” ilişkilerinden dem vururken, Akdeniz’de kıyısı bulunan 9 ülkeyle (MED-9) Kıbrıs Rum kesiminde toplantı yapan Miçotakis’in ne söylediğini belirtelim.

Kıbrıs’ın üçte birinden fazlasının Türk kuvvetleri tarafından işgâl edildiğini öne sürüp BM Genel Sekreteri’nin Türk ve Rum liderlerle yapacağı gayrıresmi toplantının “Avrupa müktesebatı ve uluslararası hukuk çerçevesinde” müzakere sürecinin yeniden başlamasını sağlamasını beklediğini vurguladı.

S-400 VE F-35 ZARARLARI

Demek savunma sanayimizin desteğe ihtiyacı var, bunun için getirilecek yeni vergiye karşı çıkanlar da hain.

Bunu öne süren “yerli ve millilerin” evvel emirde paketinden çıkarmadığımız, çıkaramadığımız S-400’ler için Rusya’ya ödenen 2.5 milyar doların hesabını sorması gerekmez mi?

Unuttularsa hatırlatalım; S-400’lerden dolayı ABD, Türkiye’ye bir yığın yaptırım uyguladı. Üstüne, parasını ödediğimiz F-35’lere el koydu. Bunun maliyeti ne? Son olarak Erdoğan’ın açıkladığına göre, “1 milyar 450 milyon lira alacağımız var”.

Bununla kalsa iyi. O 1.5 milyar dolar alacağımıza karşı sözüm ona verecekleri 40 F-16 ve modernizasyon için Amerika’ya ödeyeceğimiz para yaklaşık 23 milyar dolar.

Etti mi 25 milyar dolar?!

ABD’nin S-400’lerle ilgili dayatmalarının devam etmesi de cabası.

Evvela, bunları Ukrayna’ya vermemiz için nabız yokladılar.

Ardından Yunan medyası üzerinden; S-400’lerin İncirlik’te bir depoya konup anahtarlarının da ABD’ye teslim edilmesi için pazarlık yapıldığı bilgisini sızdırdılar.

Ankara’dan biri çıkıp bunu gümbür gümbür yalanladı mı?

Hiçbir şey olmasa da bir şeyler olmalı ki; Dışişleri Bakanı Sergev Lavrov, Türkiye’nin S-400’leri başka ülkelere satabilmesi için Rusya’nın onay vermesi gerektiğinin altını çizdi.

EUROFİGHTER’DA DA AYNI AKIBET Mİ?

Bitmedi. Şimdi bir de İngiltere, Almanya ve İspanya’dan 40 tane Eurofighter alımı gündemde. Maliyeti 3.2 milyar dolar civarında.

Söylendiğine göre İngiltere, İtalya ve İspanya onay verdi, Almanya’yı ikna etmeye çalışıyoruz.

Duymuşsunuzdur; Almanya yeşil ışık yaktı, ama şu şartlarla:

Erdoğan, Yunanistan’a yönelik sert açıklamalarını sonlandıracakmış… Ve de bunları Ege’deki adalar üzerinde uçurmama garantisi verecekmişiz!..

Bu iddialara karşılık, geçen hafta MSB kaynaklarının, “Biz müttefiklerin birbirlerine kısıtlama veya yaptırım uygulamasının doğru olmadığını, müttefiklik ruhuna aykırı olduğunu her zaman ifade ediyoruz. Beklentimiz müttefiklerimizin ittifakın ruhuna ve ortak güvenlik perspektifine uygun karar alarak örtülü-örtüsüz tüm kısıtlamaların kaldırılmasıdır. Söz konusu haber hakkında Bakanlığımıza ulaşan herhangi resmi bildirim yoktur.” demesi dışında; var mı, “Kesinlikle kabul edilemez.” diyen biri?

Aksine Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un 19 Ekim’de İstanbul’a gelip Erdoğan’la görüşeceği müjdelendi.

Herhalde babasının hayrına gelmiyordur.

Şuraya yazıyorum; Eurofighter’ların akıbeti de S-400’ler gibi olursa şaşırmayalım. Almanya bunların alımına ancak Ukrayna’ya destek veya İran’a karşı kullanılması için onay verir.

MİLLET VATAN SAVUNMASI İÇİN CANINI VERDİ VERİR

Savunma harcamalarının denetime tabi tutulmaması, bunu sorgulayanların anında “hain” ilân edilmesi, pıtrak gibi türeyen savunma şirketlerine teşvik yağdırılması bir yana; birilerinin evvela S-400’lerin ve F-35’lerin hesabını vermesi gerekmiyor mu?

750 lira ne ki?! Bu millet vatan savunması için canını verdi, veriyor, yine verir.

Mesele başka. Ne gibi mi?

15 Temmuz gazisi emekli Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz’ın önce gün şu yazdıkları gibi:

“Çocukluğumda babamdan dinlemiştim, ben de burada yazayım ki, Türk Millet’inin ordusuna ve yöneticilerine nasıl baktığı ve bunun karşılığında ne beklediği anlaşılsın. Sene 1974, Kıbrıs Barış Harekâtı başlamış. Babam benim de ilkokulu okuduğum Kayseri, Develi, Gazi köyünde öğretmen ve ilkokulun müdürü. Harekât için halktan yardım toplanması isteniyor. Köy imamımız, muhtar ve babam köydeki her hane reisine, harekâtı ve ordumuzun ihtiyacını anlatıyorlar. İmam efendi Cuma vaazında harekâta dair konuşuyor ve ‘Ordumuzun yardımınıza ihtiyacı var.’ diyor. ‘Rabbim Türk Ordusunu muzaffer kılsın.’ diye bitiriyor. Cami çıkışında köyün muhtarı, imamı, ilkokul müdürü babam ve köyün aksakalları köy halkından yardım toplayacakları serginin başına geçiyorlar.”

“Camiden çıkan serginin başına gelip yardımını yapıyor, ‘Allah ordumuzu muzaffer kılsın.’ deyip cami bahçesinde harekât ile ilgili haberleri dinliyorlar. Cami bahçesinde hararetli bir şekilde harekât ve ordumuzun durumu konuşuluyor. Ajanstan gelen haberler değerlendiriliyor. Tüm köy halkı gücü nispetinde yardım seferberliğine katılıyor. Camiden çıkan İbrahim isimli bir köylümüz yardım toplanan alana geliyor. İbrahim amcanın kıyafeti eski, ayakkabılar iyice yıpranmış. Maddi durumu zayıf, çökelek satarak geçimini sağlıyor. İbrahim amca elini cebine atıyor. Cebindeki paradan bir kısmını sergiye bırakacakken bir an duruyor ve paranın tamamını sergiye bırakıyor. Babamların parayı sayıp kayda geçmesini beklemeden dönüp birkaç adım gidiyor. O sırada elini yeleğinin küçük cebine sokunca hatırladığım kadarıyla 5 lira olduğunu fark ediyor. (O tarihlerde bir mermi parası kadar derdi babam) 5 lirayı eline alarak keskin bir adımla geri dönüyor ve babama ‘hoca şunu da al, bir gavur daha öldürür.’ diyor ve kuruşsuz çekip gidiyor.”

“Bölgede en çok yardım toplanan köy olduğu için babama kaymakamlıktan teşekkür yazısı gönderiliyor. Ancak daha sonra gelen haberde toplanan paranın harekât için kullanılmadığı, vilayet ve ordu evi için kullanıldığı söyleniyor.”

“Tüm köylünün suratı asık. Aldatılmışlık hissi içine giriyorlar. Ne kadar hayal kırıklığına uğrasalar da konuyu hiç açmıyorlar. Ancak sonsuz güven duydukları ama güvenlerine layık olmadığını gördüklerini not ediyorlar.”

“Bu millet ceketini satar; ordusuna, devletine sahip çıkar. Yeter ki, güvensin. Limiti 100.000 TL üzerinde olan kredi kartı başına 750 TL almayı planlayan akıl; sizin ihtiyacınız alacağınız para değil güven. Siz ilk adım olarak vergisi silinen holdinglerden, ihale almaktan yapmaya fırsat bulamayan müteahhitlerden ödemeleri gereken ödemedikleri vergilerini alın, bağış da almayın. Ben yine seferber olurum, bu millet yine seferberlik ilân eder.”

Herkesi kafadan “DEM, Ermeni, Yunan yanlısı” ilân edenler, meseleyi anladınız değil mi?!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!