Mehmet Özkendirci’nin “Üslup+18” başlıklı köşe yazısı Cumhuriyet tarihindeki bazı siyasetçilerin kullandığı sert üslup örneklerini incelemektedir. Metin, şu anda siyasi olarak müttefik olan Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin geçmişte birbirlerine yönelttikleri ağır ithamları listelemektedir; Bahçeli’nin Erdoğan’a “Türk düşmanı” ve “alçak” demesi gibi ifadeler ile Erdoğan’ın Bahçeli’ye “kandan beslenen vampirler” ve “çırak bile olmaz” demesi gibi sözler yer almaktadır. Yazar, bu eski kavgalı ifadeleri gündeme taşıma nedeninin, AKP’li siyasetçilerin CHP Genel Başkanı Sayın Özel’i “devlet adabı bilmemekle” suçlaması ve Erdoğan’ın tazminat davası açması olduğunu belirtmektedir. Son olarak, metin, Sayın Erdoğan’ın hem parti başkanı hem de Cumhurbaşkanı olarak konuşmasının yarattığı ikilemi ve tarafsızlık sorununu tartışmaktadır.
Cumhuriyet tarihimizde hiçbir siyasetçiye nasip olmayan üslup örneklerinden birkaçı… Sahnede şimdilerde kanka olan Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli var…
Söz büyüğün deyip Sayın Bahçeli’den başlayalım, görelim yeni kankasına neler demiş:
- Kandil yetiştirmesi Türk düşmanısın.
- Aklı ile ağzı arası açmış klinik bir vakasın.
- Rüşvetçilere kol kanat gerenden Cumhurbaşkanı olmaz…
- Türk tipi değil Tayyip tipi başkan olmak istiyorsun.
- Sen Esad’ın kirli kopyası, Pensilvanya’nın eski sevdalısı, Washington’un daimi tutsağı, Kandilin tavizsiz havarisi, Ermeni hışmı, Türk düşmanısın.
- Tek adam diktatörlüğü peşindesin.
- Alçaksın ve şerefsizsin…
vs.

Sayın Erdoğan’ın kankası Sayın Bahçeli’ye dediklerinden seçmeler:
- Acınacak halin var. Susma özürlüsün.
- Kandan beslenen vampirlersiniz
- Aile nedir bilmez. Onun böyle bir derdi yok. Çoluk çocuk nedir bilmez(sonra yumuşattı)
- Ağzından salyalar akıyor.
- Genel Kurmay Başkanımızın atılacak tırnağının bir paresi olamazsın.
- Şeytani anlayışa hizmet ediyorsun.
- Senden çırak bile olmaz…
vs.
Şimdi “durduk yerde eski defterleri karıştırmanın ne alemi var?” diyenlere nedenini açıklayayım…
Akape vekilleri başta Sayın Erdoğan olmak üzere CHP Genel Başkanı Sayın Özel’i devlet adabı bilmemekle, saygısız üslubu nedeniyle suçladılar. Hatta Sayın Erdoğan kınamakla kalmayıp yüklüce bir tazminat davası bile açtı.
Burada kafaları karıştıran bir durum var. Sayın Erdoğan Akape Genel Başkanı gibi konuşuyor, fakat cevap verilince Cumhurbaşkanına hakaret oluyor. Bizce bir koltuğa iki karpuzun sığmadığı gibi Sayın Erdoğan ya parti başkanlığını bırakmalı ya da imkânsız olsa bile Cumhurbaşkanlık koltuğunu. Tarafsızlık bunu gerektirmez mi sizce de?