Mehmet Özkendirci
Mehmet Özkendirci
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Saraydan Buyruk Geldi: Beş Çocuk Yapın

Saraydan Buyruk Geldi: Beş Çocuk Yapın

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu makale, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2025 yılını Aile Yılı ilan ederek beş çocuk yapılması yönündeki çağrısını eleştiren ve bu talimatın uygulanabilirliğini sorgulayan bir köşe yazısıdır. Yazar, halkın çoğunluğunun yoksulluk sınırında yaşaması nedeniyle üreme kapasitesinin neredeyse durma noktasında olduğunu ve pazar fiyatlarının yüksekliği yüzünden temel beslenmenin bile zorlaştığını belirtmektedir. Makale, çocuk sahibi olmanın zorluklarına ve düşük gelirli ailelerin çocuklarına eğitim ve gelecek sağlama mücadelesine odaklanarak, yoksulluğun çocuk işçiliğine yol açtığını ve mezunların bile siyasi bağlantıları olmayanların iş bulmakta zorlandığını öne sürmektedir. Ayrıca, yazar, Türk gençlerinin yurt dışına kaçışını vurgularken, Erdoğan’ın doktorlara yönelik “giderlerse gitsinler” şeklindeki sözlerinin bu kaçışı hızlandırdığını savunmakta ve Türkiye’deki azalan nüfus açığının Suriyeli göçmenler tarafından kapatılmaya çalışıldığına dikkat çekmektedir.

 

Sayın Erdoğan 2025 senesini Aile Yılı ilan ederken 5 çocuk yapılması talimatı vermişti. Burada asıl ve gerçek sorun YAPIM işinden çok BAKIM sorunu ki milletçe gurur duyduğumuz üreme kapasitemiz çoğunluğu açlık sınırı ve altında nefes alıp vermeyi yaşamak sanan halkımız için hemen hemen durma sınırında. Pazar market fiyatlarının havasından yanlarına bile yaklaşılmazken vatandaş ne yiyip ne içecek ki üremesi mümkün olabilsin.

Velev ki kaza maza birden fazla çocuk sahibi oldu onlara nasıl bir gelecek verebilecek? Aç karnına okula gönderdiği çocuklarının beyin ve beden faaliyetleri yavaşlarken nasıl eğitim öğretim görebilecek mide gurultuları altında utancını gizlemeye çalışırken? Beslenme uzmanlarının verdiği listelerin kaçına bu çocuklar sahip olabiliyor? Zorunlu eğitimi bile zoraki bitirmeye çalışanların dışında yüzbinlerce çocuk işçi sigortasız, emniyetsiz çalışma ortamlarında ölmeseler bile sakatlanıyorlar. Ucuz emek gücüne Milli Eğitim Bakanlığınca sanayi-okul iş birliği dense bile inanan kaç kişi? Özel okul mezunlarıyla hayata on sıfır geride başlayan bu çocuklar yıllarca düz duvara tırmanırcasına üniversite bitirip yüksek puanla işe başvursalar bile, kul hakkını dillerinden düşürmeyen dindar jüri üyelerinin önlerine sunulan barajlarda boğulup yerlerine amcası, dayısı iktidar yanlısı olanlar işe girerler. Onlar ya kasiyer ya da kargocu olurlar şansları varsa. Yoksa yıllarca bakımını yüklenen ailelerinin yüzlerine daha fazla bakamamanın ezikliği altında ya intihar ederler ya da inşaatlardan düşüp ölürler…

Sayın Erdoğan bir zamanlar gençlere yurt dışına çıkın bilgi ve görgülerinizi arttırın şu kahvelerin tadına bakın demişti. Bir kafede cebinde çay simit parası zor olan Türk gençlerine…

Sayın Erdoğan üzülmesin bu konuda Suriye’den ithal edilenler üreme yarışlarında bu açığı fazlasıyla kapatmaya çalışıyor. Bir kâğıt toplayıcısı babanın yedi çocuğu olması ilerisi için umut verici olmalı. Yollar bahçeler bilhassa oyun parkları onların çocuklarıyla dolu. Yolda bir kadın etrafına boy sırasına göre dizilmiş çocuklar görürseniz bilin ki Suriyelidir.

Benim üç çocuğumdan iki torunumun olabilmesi Sayın Erdoğan’ı haklı çıkartabilir. Fakat gerçek bu. Gençler yurt dışına kaçma yarışında. Hele Sayın Erdoğan memleketin en iyi okullarında eğitim görmüş değerli doktorlarımız için, “giderlerse gitsinler” deyip sınır kapısını göstermesi bu kaçış da şüphesiz çok etkili oldu.

Sayın Erdoğan beş çocuk isterken önce bu kaçışlara engel olması gerekmez mi? Yoksa boşluklarını doldurmak için Suriye’den diploması belli olmayan doktorlara muhtaç olursunuz. Suriyeli öğretmenlerden sonra Türk ordusuna subay alımları da başlanacak duyumları inşallah doğru değildir…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.