Yetersiz beslenen çocuklarımızda maalesef zekâ ve beden gelişimleri gerileme seviyelerine düşüyor… Tabi cahil halkın ferasetine güvenen dekanlarımız ve cahil halk bize oy veriyor diyen beyin özürlü siyasetçilerimizden de fazla bir şeyler beklemekte haksızlık olur(!)
Türkiye birçok sorunlarla uğraşırken geleceğimiz olan çocuklarımız büyük bir tehlikenin de altında … Yıllarca milyon, milyar dolar borç batağına bırakılan çocuklarımızın çoğu okullarına ya aç ya da ekmek arası bir dilim ucuz peynirle gidiyorlar. Tuvalet çeşmelerinden şişelerini dolduran çocuklarımız kantin yolunu çoktan unuttu. Bir belediye birkaç okulda içme su çeşmesi yapmış. Allah razı olsun. Her cuma cemaatten para toplayan diyanet bu konuda da duyarlı olsa fena mı olur…
Evet, neslimizi bekleyen en büyük tehlike hızla çoğalan birilerinin muhacir kardeşleri kadar çocuklarımızın yeterli beslenememe sorunu. Her ne kadar Sağlık Bakanımız çocuklarımız için her sabah süt yumurta zeytin peynir yemelerini öneriyor olsa bile yerel halkın%70’i asgari ücret ve altında maaş alıyor. 500 bin liralık Rolex saati takmıyor, istakoz yemek için Monaco’ya bile(!)gidemiyor gramla et alıyorsa da kendileri hangi gezegende yaşıyorlar kim bilir.
Yetersiz beslenen çocuklarımızda maalesef zekâ ve beden gelişimleri gerileme seviyelerine düşüyor… Tabi cahil halkın ferasetine güvenen dekanlarımız ve cahil halk bize oy veriyor diyen beyin özürlü siyasetçilerimizden de fazla bir şeyler beklemekte haksızlık olur(!)
AMERİKA BAŞKANLARI BİZİ NEDEN KISKANIYOR?
Geçen yıl Avrupa ve Amerika’da raflar boş derken gerçekte vatandaşlarının ceplerinin boş olduğunu söylemeyen siyasiler vardı. Hatta eski başbakanlardan Binbirali “Amerika’da bile %100 enflasyon var” derken enflasyonun%3’ten %6 çıktığını övünerek söylüyordu…
Neyse konumuz Avrupa ve Amerikalı halkla ilgili değil. Hani birçok vatandaşımızın dünya lideri dedikleri partili Cumhurbaşkanımızla ilgili. Dünyanın süper güçlerinden Amerika Birleşik Devletleri Başkanları hep bizi kıskanıyor .Nasıl kıskanmasınlar oturdukları Beyaz Saray(İngilizcesi Beyaz Ev) da başkan ve ailesi dört beş odada yaşarlarken elektrik, su, doğalgaz, gıda, aşçı ve hizmetçi gibi giderleri kendi ceplerinden ödüyorlarmış. Sadece koruma ve ulaşım giderlerini devlet karşılıyormuş. Öyle on kadar özel uçakları bile yokmuş. Bir videoda gördüm başkan bir devlet başkanıyla parkta gezerken uzaktan birkaç ajan koruyordu Yanlarından geçtikleri vatandaşları bacak bacak üstüne atarak sohbet bile ediyorlardı. ABD başkanları görev sürelerinde öyle dolar zengini filan olmuyorlarmış. Örneğin eski başkanlardan Clinton kitap yazarak ve konferanslar vererek borçlardan kurtulmuş.
Bizde öyle mi ya… 1100 sarayın günlük giderleri kaç bin emeklinin parası kadar. Daha önce Ahmet Sezer’in 3 Abdullah Gül’ün 13 hizmetkarı varken Çankaya köşkünde bugün yüzlerce çalışanı olduğu söyleniyor. Beştepe’den sonra Ahlat ve Marmaris Otluk koyunda yazlık sarayları var. Bir röportajda sayın Emine Hanım’ın dediği gibi şiir yazmıyorlar ama şiir gibi yaşıyorlar.
Darısı ucuz ekmek ve et kuyruklarında bekleyen emekli ve dar gelirli vatandaşlarımızın başına…
