Eski PKK yeni Akape vekili utanmadan Türkiye televizyonlarında “burası sadece Türklerin değil Suriyelilerin de ana yurdudur” diyecek kadar hadsizleşmiştir. Her gün İmralı heyeti her saat başı televizyonlarda vatan kurtaran kahramanlar edasıyla arz ı endam ediyorlar KÜRT SORUNU ancak böyle çözülürmüş. Yahu dünyada en çok Kürt kökenli insan İstanbul’da yaşıyor. Batı kentlerinde yaşayan Kürt kökenliler doğu ve güney doğudan az mı? TBMM de Kürt kökenli bakan ve vekil sayısı az mı, birçok iş adamı, akademisyen, sanatçı Kürt kökenli değil mi? İçimizde Kürtlere kız verip alanımız yok mu?
En büyük tehlike halkın umudunu yitirmesidir. Bizden adam olmaz diye büyüdüğümüz coğrafya insanlarıyız maalesef.
“Aman sus, başın belaya girer ahir ömründe, Silivri Palasta zorunlu tatil yaparsın.” Bunu diyenlere Hz. Ali’nin, “haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” sözünü hatırlatıyorum, ya da sloganlaşan “susma, sustukça sıra sana gelecek”… Millet üç maymunlara evrimleştirilmek istendi, bundan da büyük ölçüde etkili oldular.
Bırak ya bu halka müstahak, daha beter olsunlar. Dibe vurunca ancak o zaman oradan çıkarız diyenlere sözüm bu dip denilen tam bir bataklık ve oradan zıplayarak veya çabalayarak kurtuluş yok. Daha beter dibe çekiliriz. Yıllarca yavaş yavaş kaynatılan kapta haşlanıp öldüğünün farkında olmayan kurbağa oluruz. Parlak cümlelerle kurulan sivil anayasalı TERÖRSÜZ TÜRKİYE den maksat cani Apo’dan medet ummaksa bu baştan ölü doğum olmaz mı?
Yıllarca asılsın diyenler şimdi serbest bırakılsın yarışındalar.
İhanet çetelerinin dertleri çok masumca(!)
- Anayasadan Türklük sözcüğü çıkartılsın
- Yerel yönetimlere çok daha fazla yetki verilip eyalet sisteminin önü iyice açılsın.
- Türkçenin yanında Kürtçe de anadil olsun, eğitim dili de kürkçe olsun. Bir milleti millet yapan en büyük şartlardan dil birliği yok sayılıyor. Ve niceleri…
Eski PKK yeni Akape vekili utanmadan Türkiye televizyonlarında “burası sadece Türklerin değil Suriyelilerin de ana yurdudur” diyecek kadar hadsizleşmiştir. Her gün İmralı heyeti her saat başı televizyonlarda vatan kurtaran kahramanlar edasıyla arz ı endam ediyorlar KÜRT SORUNU ancak böyle çözülürmüş. Yahu dünyada en çok Kürt kökenli insan İstanbul’da yaşıyor. Batı kentlerinde yaşayan Kürt kökenliler doğu ve güney doğudan az mı? TBMM de Kürt kökenli bakan ve vekil sayısı az mı, birçok iş adamı, akademisyen, sanatçı Kürt kökenli değil mi? İçimizde Kürtlere kız verip alanımız yok mu? Irak tan sonra Suriye de parçalandığı günlerde Bahçeli’nin 180⁰ dönüş yapmasının kerameti daha netleşmiyor mu?
Sözde Esad zulmünden kaçanlar, BOP projesi gereği yurdumuza sokulanlar, işte demokratik özgürlükçü Talibancı Colani rejimi tam size göre, buyurun baba ocağınıza. Sokaklar halâ üreme yarışına giren bu zoraki misafirlerle(!)dolu. Yaşadığım bir olay gelecek tehlikenin öyle uzak olmadığını gösterdi. Minibüste sürücü yanında entarili başı çemberli örtülü bir bedevi resmen yayılmış. “Suriyeli misin?” dedim, sırıtarak evet dedi. “Esad gitti siz neden gitmiyorsunuz?” dedim.Sırıtarak inşallah dedi. Şoför “biz de o durumlara düşebilirdik bunları anlamak lazım” dedi. Ben de “biz Türkler vatanımızdan kaçmadık, gerekirse yedi düşmanla savaştık, şehit olduk gazi olduk. Vatan sevgisi imandan ve vatan namustur” dedim. Tabi böyle BELEŞİSTAN yurdu buldular hiç giderler mi deyince oradan bir genç lafa girdi. Ben de Suriyeliyim çalışıyorum doktor, ilaç parası da veriyorum bedava yaşamıyoruz dedi. Madem çalışıyorsun Esad gitti sizde geri gidin. Aramızda elli yaş kadar fark olan iki ayaklı beni gözüne kestirdi galiba, “El, kol hareketi yapma” dedi yapmadığım halde. Dolu minibüste kimsenin sesi çıkmadı. Durakta inince yanımda hayatımda nefret ettiğim bir silahımın olmasını tavuk bile kesemeyen birisi olarak çok istedim. Ondan bir darbe yemem benim için bin ölümden beter. O utançla yaşamaktansa böyle bir eylemde bulunmak isterim.
O minibüs Türkiye’nin bugün ki özeti aslında. Sus pus başın belaya girmesin. Bela büyüyerek geliyor biz bir şey yapmasak bile…
Bugün yaşananlara bakılırsa bu konuda en etkili siyaseti yapan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın elli günden fazla tutuklu olma nedeni belli değil mi?