Akşam haberlerden sonra her kanalda, küsuratlar da dahil olmak üzere, abuk subuk tartışma programları var. Kıymetleri kendilerinden menkul bir sürü cahil ama her şeyi bilen zevat mı diyeyim yoksa zerzevat mı diyeyim kişiler, ekranlara çıkıp, ahkâm kesiyorlar. Sanırsınız ki, Biden, Macron, Netanyahu, vs karar almadan, arayıp bunlara danışıyor. Çoğunluğu komplo teorisini geçemeyecek bir sürü ipe sapa gelmez fikir leşi benim garip vatandaşlarıma, büyük bir çile eşliğinde servis ediliyor… Ele değneği alıp hepsini kovalama duyguları eşliğinde, kendimi alelacele bir belgesel kanalına attım…
Varsın giderse gitsin. Biz zaten Kasım’ı fazla sevmeyiz… Geçmişe de şamil olacak şekilde ayın onunu yok ederse, belki… İnsanoğlu, sıcak bir yerden, ani olarak soğuğa çıktığında ürperir ya…Hani dua ederken hoş bir ürperti gelir ya…Sık sık öyle bir şeyler oluyor… Memlekette olup bitenler, sıcak ve soğuk gibi. Birini idrak edip, diğerine uyum sağlamak çok zor… Bugün kara, yarın beyaz oluyor, tam alışır gibiyken bir de bakıyorsunuz tekrar kara olmuş… Buharken, sıvılaşmadan buz kesiyoruz. Zarar tabi ki bizim kadar da kabımıza oluyor. Çatlıyor, kırılıyor patlıyor… O kabı, memleket olarak düşünürseniz, vay halimize…
Ayların geçmesi çok doğal da ayla ilgili geçen bir şey daha var… Aralık Ayına geldik 2024’ün kapısını araladık. Böylece ay yalanını da tescillemiş olacağız. İlk defa sert iniş, sonra da yumuşak iniş yapacaktık. Bu işle ilgili birimin bütçesi tamı tamamına, bir milyon lira. Bana kalırsa bu parayla, dolmuş seferleri bile yapabiliriz… NASA gibi kuruluşlar yüzlerce milyar dolara yapamazken, bu bademler eksi paraya bile halledebilirler… Düşünebiliyor musunuz… Bizim müteahhitler gitmeye görsünler. Ağa Alioğlu’ndan tut, Cengiz Efendiye kadar bir dalıversinler işin içine, her taraf gökdelen olur… En büyük krater manzaralı, Dünya manzaralı evler kapış kapış gider. Hele Jet Fakir’i seyreyleyin… Ay yazlıklarını almak için kuyruğa girersiniz, milletvekillerinden torpil yaptırırsınız… Allah’tan Bonkör Kastelli, ahretini değiştirdi. Onun yapacaklarını, ben bile hayal edemem… İmelih’i bilirsiniz. qyı parsel parsel satar, kime mi dersiniz… Başta Mensar Vakfına sonra ddacüppeli, cüppesiz kimi bulursa… Şimdi, siz siz olun ipin ucunu bırakın , yoksa dünyaya rezil olacağız… Nemize lazım, oturalım yerimizde ağrımayan başımıza ağrı mı gerek… Tam kurtulduk derken Reyisimiz projenin 2026’ya ertelendiğini söyledi… Anlaşılan 2028 seçimlerini de aradan çıkaracak… Bir koyundan iki, üç, hatta beş post çıkarma operasyonu tam gaz.
Kışlık mekanımıza çöreklendikten ve de işleri yoluna koyduktan sonra, yaptığımız iş gereği, etrafta ne oluyor ne bitiyor diye bir bakalım dedik. Keşke demeseydik. Yahu çıldırmamak mümkün değil… Akşam haberlerden sonra her kanalda, küsuratlar da dahil olmak üzere, abuk subuk tartışma programları var. Kıymetleri kendilerinden menkul bir sürü cahil ama her şeyi bilen zevat mı diyeyim yoksa zerzevat mı diyeyim kişiler, ekranlara çıkıp, ahkâm kesiyorlar. Sanırsınız ki, Biden, Macron, Netanyahu, vs karar almadan, arayıp bunlara danışıyor. Çoğunluğu komplo teorisini geçemeyecek bir sürü ipe sapa gelmez fikir leşi benim garip vatandaşlarıma, büyük bir çile eşliğinde servis ediliyor… Ele değneği alıp hepsini kovalama duyguları eşliğinde, kendimi alelacele bir belgesel kanalına attım… Bu, maliyeti neredeyse sıfır olan, ucuz programlar, halkı kutuplaştırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor… İnsanlar sinir küpü oluyorlar, uykusuz gecelerin ardından, en ufak bir şeye çok büyük tepkiler veriyorlar. Toplum adeta barut fıçısı gibi. En ufak bir şeyde indifa ediyor… Gündüzleri ise ayrı bir facia… Bir sürü kaşalot, ekran dinozoru, ellerine bir maden geçirip, onlar üzerinden karşılıklı hırlaşmalar oluşturup reyting avına çıkıyorlar…Sizin anlayacağınız üç kuruş uğruna, bir iki puan reyting uğruna, toplum göz kırpmadan ateşin içine atılıyor… Masum gibi görünen yemek programlarında bile, karşılıklı sataşmalar için adeta çırpınıyorlar. RTÜK nerede derseniz de hiç demeyin. Hazretler ancak ve ancak, Saray talimatlarını işleme alıyorlar, gerisi umurlarında değil ve de zaten istenen gündem saptırmalarına vesile oluyorlar… Her şeyi bir kenara bırakıp, müzikle ilgilenelim deseniz de başka bir bela var… Favori kanalım TRT Müzik bile yandaş yaş baklaların yemliği haline getirilmiş… Hele hele bir Mazhar var ki… Adam konuşamıyor, sarhoş gibi, gitti gidecek duruyor ama program yaptırıyorlar. Niye mi. Saraya destekte ondan yani tam bir sadık… Kimlerin sadakatte sınır tanımadığını da varın sizler düşünün, benden bu kadar… Bir zamanlar, kameramanken boş yere kavga etmemişim demek ki…
İçeriye, İsrail düşmanı kesilip dışarıya farklı görünenler defalarca deşifre oldular. Burada, Hamas i nutuklar atılırken Yahudi’ye giden gemiler haber bültenlerinde arz-ı endam ediyor… Verilen cevapta çok komik. Önceden yapılan anlaşmaların gereğiymiş… Acaba hangi Ülkeye, anlaşma yapmadan mal yolluyoruz ki. Hepiniz Yaradan’a emanet olun. Hoşça kalınız…