Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Osmanlı’nın hanedan değiştirmiş halini mi yaşıyoruz?

featured

Recep Efendi, nihayet ağzındaki baklayı çıkarttı… “Allah ömür verirse ve halkımız isterse göreve devam ederim” diyerek nihai hedefinin, ömür boyu olduğunu söyledi. Onlarca yıllık, hilafet söylemlerini de harcın içine kattığımızda, ortaya, Osmanlı’nın hanedan değiştirmiş hali çıkıyor… Araplar sessiz kalırken görmezden gelirken, umursamazken, Gazze, Filistin yaygaraları, kraldan fazla kralcı tutumların sebebi artık anlaşılıyor. Efendi, efendi… Osmanlı’nın en kuvvetli zamanında bile, senin halifeliğin tanınmadı, askerlerinin bağırsağı deşildi, çölde saldırıya uğrayan trenin hala orda, herkese gösterilip para kazanılıyor. Seni dinleyeceğini sandıkların, İngiliz’le bir oldu. Bu hayali bırak. Durum şimdi de farklı değil. Sen hâlâ mevalisin bil…

Hayat elde ettikleriniz ve elde edemedikleriniz arasındaki çizgidir. Bu yüzden ömürde çizgi ötesi diye bir şey yoktur. Hayat hareket ve sürekli zigzaglarla doludur. Menzil belli ama ulaşma süresi belirsizdir. Ozan-ı Kebir’in, “Gidiyorum gündüz gece” dizeleri, bu durumu işaret eder. Ulaştığınız menzilin nimetlerinden istifade eder, ulaşamadığınızın hayaliyle yetinirsiniz. Hepinize merhabalar olsun…

Gelelim, bir bunağın, beyinsizleri bile çileden çıkaracak zırvalarına… Evet İmralı da bu Yurdun bir parçası. TBMM de bu Yurdun parçası. Buraya kadar problem yok. Birisi, kimsenin gitmek istemediği, üstelik tecrit edilmiş bir hapishane, TBMM ise, milletin gözbebeği, kutsalı, demokrasi mabedi. Belli ki bu durumun farkında değiliz. O zaman işi basite indirgeyerek, Banker Bilo’nun bile anlayacağı şekilde anlatmak gerekiyor. Evinizi düşünün. Yatak odası da salon da tuvalet de aynı haneye ait değil mi? Ama biz ne tuvalette yatıyoruz ne de yemek yiyoruz. Banker Bilo anlamıştır ama birilerinin anladığını zannetmiyorum…

Merkez Bankası, sonunda baklayı ağzından çıkardı. 2026’ya ötelenen tek haneli enflasyonun, masal olduğunu açıkladı. Sık sık yapılan revizelerle öğrendik ki 2026’da da enflasyon çift hanelerde olacak, üstelik o zamana kadar daha ne arttırımlar olacak… Bu durum başka bir yaklaşımı da çürüttü. Yapılacak ücret zamları, tahmin edilen enflasyona göre olursa, gerçek ile aradaki fark, memurun, asgari ücretlinin, emeklinin cebinden çalınacak anlamına gelmektedir. Hoş gerçek enflasyonun, gerçek olmadığı TÜİK enflasyonu olduğu da hesaba katılırsa durumun vahameti net olarak ortaya çıkıyor. Yani asrın değil, tüm zamanların soygunuyla karşı karşıyayız…

Ca-Ce’nin, niye birçok konuya sessiz kaldığı, mesela, Andımıza, mesela, TC’lerin kalkmasına, mesela, milliyetçiliğin ayaklar altına alınmasına, suskunluğu tercih edişinin altında yatan gerçek su yüzüne çıktı. Hazret, eline tutuşturulan takvim gereği, Apo olayını bildiği ve rolü için zamanını beklediğinden, bu rezillikleri duymazdan gelmiş… “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen teğmenlere Ağa’sından daha çok kızmasının altında yatan sebep de aynı olsa gerek… Bu arada görevini yapan ve de nezaketle soru soran bayan gazeteciyi azarlaması, yarattığı facianın, ortağınca tam olarak desteklenmemesinden kaynaklı olduğunu zannediyorum… Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi itlerin adını telaffuz etme cüretini gösteren Tenekehan’a her zaman dediğimizi, demekten başka yapacak bir şeyimiz yok… Bak densiz, biz bu yurdun bir karışını bile sizlerden almadık… Tonlarca kan akıttık… Bunlara rağmen, gelin nereleri istiyorsunuz, diyecek halimiz yok, beklemeyin. Mevcut durumda, bizlerden farkınız yok. Ötesi için söylenecek tek laf, beğenmeyen hasseki…

Recep Efendi, nihayet ağzındaki baklayı çıkarttı… “Allah ömür verirse ve halkımız isterse göreve devam ederim” diyerek nihai hedefinin, ömür boyu olduğunu söyledi. Onlarca yıllık, hilafet söylemlerini de harcın içine kattığımızda, ortaya, Osmanlı’nın hanedan değiştirmiş hali çıkıyor… Araplar sessiz kalırken görmezden gelirken, umursamazken, Gazze, Filistin yaygaraları, kraldan fazla kralcı tutumların sebebi artık anlaşılıyor. Efendi, efendi… Osmanlı’nın en kuvvetli zamanında bile, senin halifeliğin tanınmadı, askerlerinin bağırsağı deşildi, çölde saldırıya uğrayan trenin hala orda, herkese gösterilip para kazanılıyor. Seni dinleyeceğini sandıkların, İngiliz’le bir oldu. Bu hayali bırak. Durum şimdi de farklı değil. Sen hâlâ mevalisin bil...

Uzun zamandır aklıma takılan bir konuyla finale gitmek istiyorum. Bu Suriye hava sahası çok karmaşık bir konu. Bir tek bize tehdit oluşturuyor. İsrail, canı istediği zaman giriyor, Halep’i, Şam’ı bombalıyor. En son Şam güneyindeki hedefleri vurdu, elini kolunu sallayarak geldi ve gitti…Büyük bir kısım ABD kontrolündeki, PKK-PYD işgalinde. Amerikan uçaklarının biri iniyor, biri kalkıyor… Ama bize geldiğinde uçak uçuramıyoruz… Acaba her daim olduğu gibi ABD ve Rusya anlaştı Suriye’yi bölüştü, birbirlerinin kuyruğuna basmıyor ama farklı bir sistemede, birlikte “Olmaz ” çekiyorlar? Recep Efendi’nin, olası seçim için ortaya attığı, Suriye şeridinin tamamlanmasına ilk tepki Rusya’dan “Olamaz” diye geldi. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…

Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!