Zaman zaman planlı şekilde, muhtelif illerde hortlatıyorlar. Geçenlerde Diyarbakır’da, bir grup meczup, Yahudilere ait olduğuna inandıkları Cafe ve mekanları basıp halkı tedirgin ettiler… Bunları yönlendirenler, durumu bildikleri halde, sırf, kemikleşmiş tepki deposundan vaz geçmek istemiyorlar. Nerden çıkardın diyenlere cevap hazır… Bu olayların haber olduğu gün, Uyuz-Bir isimli market, Mari-El adlı deterjanda kampanya yapıyordu…
Genelde yazılarıma başlamadan, giriş bölümünde, sizlerle farklı konuları sohbet ediyoruz. Bu bir dostumun dikkatini çekmiş, sordu. Bende önümüzdeki haftayı bekle dedim. Bir insan sevdiği kimsenin, sevdiği bir yazısını okuyup, onun görüşlerine vakıf olabiliyorsa, bu kişinin, siyaset dışı düşüncelerini de merak edebilir. Mesela talancı, hırsız diye bildiğiniz bir kişinin suistimallerle ilgili görüşleri ve yazıları, sizlere inandırıcı gelebilir mi? Bana hayır… Ayrıyeten, yaptığım her şeyin, emsallerimden farklı olmasını isterim. Sürekli okurlarım bilir. Yayıncı kuruluşun da yardımıyla, müzikli makale sistemini, bulduk ve hayata geçirdik… Menemen bile yaparken, bir farklılığı mutlaka sağlarım. Kayınbiraderim ve okurum Dr. M. Kâmil Erkan, şahitlimdir… Artık vakti gelmedi mi, bence geçti bile. Hepinize merhabalar olsun…
Zaman zaman planlı şekilde, muhtelif illerde hortlatıyorlar. Geçenlerde Diyarbakır’da, bir grup meczup, Yahudilere ait olduğuna inandıkları Cafe ve mekanları basıp halkı tedirgin ettiler... Bunları yönlendirenler, durumu bildikleri halde, sırf, kemikleşmiş tepki deposundan vaz geçmek istemiyorlar. Nerden çıkardın diyenlere cevap hazır… Bu olayların haber olduğu gün, Uyuz-Bir isimli market, Mari-El adlı deterjanda kampanya yapıyordu…
Araya karıştı gitti. Gri listeden çıktık diye, bir tek gündüz vakti havai fişek atmadığımız kaldı… Rabbime şükürler olsun CeHaPe’nin bir pisliği daha, Reyis ve ekibince bertaraf edildi… Ben diyeyim ama sizler sakın demeyin. En az %10-15 inanacak potansiyel kitlemiz var…
CHP, toy Genel Başkanı’nın sayesinde, sermayeden tüketmeye devam ediyor. Yahu bunun hiç mi danışmanı, akıl vereni yok… Bir kampanya günler öncesinden duyurulur, uygulama tarihine kadarda, halkın beynine nakşedilir, daha sonra da uygulamaya geçilir. Özgür’ümüzün, öğlen vakti aklına esiyor, karar veriyor, duyuruyor, akşamda hayata geçiriyor… Sonuç fiyasko. Kendi genel merkezinde ve benim de dahil olduğum, tek tük katılımla sınırlı kalan bir eylem. Saat 21.00 denilerek, batı illerimizde aydınlıkta, ışık açıp kapama yapıldı. Tıpkı gündüz vakti havai fişek gibi… RTE, işini biliyor. K.K. dan daha uygun bir rakip seçmiş kendine… Akılsız dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun, derler ya, durum bu. Özel Özgür’ümüz 2.5 yıl senden, 2.5 yıl benden, kampanyası yapıp erken seçim için, RTE ye aday ol çağrısı yapıyor. Peki bunla son seçimde, Anayasa’ya aykırı olarak aday olan kişiye meşruiyet kazandırmış olmuyor mu?
Bizim bu hallere düşmemize vesile olan halkımızı eleştirmek istiyorum. Bu seferki gerçek bir “İstemezük” olayı… Şavşat köylüleri ayağa kalkmış… RES istemiyorlar. Yani en temiz enerji olan, Rüzgâr enerji santrallerini kurdurmak istemiyorlar…Termik santrali anlarım, nükleer santrali anlarım, yerine göre HES’i de anlarım ama güneş ve rüzgâr santrallerine karşı olmayı bir türlü anlayamıyorum. Bir miktar ağaç kesilecekmiş. Kesilir kardeşim. İcabında, yol yapılıyor, baraj yapılıyor vs. yapılıyor, milyonlarca ağaç kesiliyor… Kesilecek tabi… Mühim olan fayda derecelerini değerlendirmek ve de kesilenden fazlasını toprakla buluşturmak. Milyonlarca kişinin ulaşımını sağlayacak yol açma zarureti var bunu bir kenara bırakacağız, sadece bir kişinin tarlasının arkasına mı düşeceğiz… Beyler, biraz akıl, izan sahibi olalım. Bu “İstemezük” işini adam akıllı, baştan değerlendirelim… Bir RES icin 5-10 ağaç kesilmesine karşı çıkacağımıza, maden sahaları için yok edilen ormanlarımızı gündemde tutalım… Basit bir yangında yok olan, binlerce RES kesimi miktarı bir kenara bırakmayalım. Ormanlara girişi yasaklayalım. OGM tarafından, uygun yerlere piknik alanları yapalım, halkın istifadesine sunalım. Mangal sisteminden, WC sine kadar çeşitli imkanlarla donattığımız yerlerin dışına çıkanlara ağır cezalar getirelim… Hepsi masraf diyenlere, bir yangının ziyanından fazla olmaz diyeceğim… Bu mantıkla gidersek, motorlu taşıtları da kaldırmamız gerekiyor. Soluduğumuz egzoz çok zararlı…
Geçtiğimiz günlerde bir karpuz alayım dedim. 9,8 kilo geldi. Kasaya geldiğimde 210 lira ödedim. Yahu bu acemi çavuşlar, vatandaşa, bir karpuzu bile çok gördüler. Gerçi şimdilerde ucuzladı, on lira civarına bulunabiliyor. O bile 100 lira demek. Eskiden fakir fukara bile 3-5 karpuzu rahatlıkla alıp evine koyabiliyordu… Sizler veya bet sesli birileri demeden ben diyeyim… Neredeeeen, nereyeeee…
Hepiniz Yaradan’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…
