Kamyon yükü paraların hesabının sorulması için gün sayıyoruz. Malezya’dan, Çin’e; Katar’dan, İsviçre’ye kadar aktarılan değerlerin araştırılması için gün sayıyoruz… Bohçacı kılıklı kimseler, nasıl hastane zincirlerine sahip olur, doğru mu değil mi, öğrenmek için gün sayıyoruz… Şanslı veletler, ticaret hayatında nasıl bu kadar yükselebilir, öğrenmek için gün sayıyoruz… Çalmanın çırpmanın, ihanetin mükafatı büyükelçilik midir, öğrenmek için gün sayıyoruz…
Bir güzel 13 Nisan günündeyiz. Kimileriniz, 13 uğursuz diyecek olabilir ama, onun bizimle hiç mi hiç alakası yoktur. İşin özeti bir ihanete dayanır. İsa Peygamber’in 12 havarisi vardı. 13.ncü olan, kendisine ihanet etmiş ve çarmıha gerilmesine sebep olmuştur. Bu yüzden, Hristiyanlar ve anlamadan dinlemeden ve de aslını bilmeden bizler de bu rakamı uğursuz sayarız… Tıpkı Salı gibi… İstanbul, salı günü fethedildiği için, Rumlar, bugünü uğursuz sayar ve herhangi bir işe başlamazlar. Hepinize merhabalar olsun mu. Bir de aklımızdan çıkarmayacağımız bir şey vardı, neydi o… Türkiye birden büyüktür… Peki “Bir” nedir… Mini minnacık bir zerredir…
Kart Kripto‘nun (KK) “Devri sabık yaratmayacağız”, lafından sonra gelinen nokta çok memnuniyet verici… Küçük Kripto‘luktan (KK) her geçen gün biraz daha uzaklaşan Özgür, fikren de ismine uygun hale gelmeye başladı. Yapılanların hesabının sorulacak olması, yapılanlara muhatap olanların yüreğine bir nebze de olsa su serpti. Aynı zamanda, gelecek vakti beklemelerine de anlam kazandırmış oldu. Artık, gün sayıyoruz. İçişleri Bakamayanlığınca el konulan, belediyelere ait yüzlerce yolsuzluk dosyanın akıbetlerinin meçhul olmaktan kurtulması için gün sayıyoruz… Kamyon yükü paraların hesabının sorulması için gün sayıyoruz. Malezya’dan, Çin’e; Katar’dan, İsviçre’ye kadar aktarılan değerlerin araştırılması için gün sayıyoruz… Bohçacı kılıklı kimseler, nasıl hastane zincirlerine sahip olur, doğru mu değil mi, öğrenmek için gün sayıyoruz… Şanslı veletler, ticaret hayatında nasıl bu kadar yükselebilir, öğrenmek için gün sayıyoruz… Çalmanın çırpmanın, ihanetin mükafatı büyükelçilik midir, öğrenmek için gün sayıyoruz… Hiç bir özelliği, liyakati olmayan, Bakamayan çocuklarına, aylığı onlarca asgari ücretli maaşı eden rezidanslarda, para sayma makinalarına ne gibi bir ihtiyaç vardır, öğrenmek için gün sayıyoruz… Güvenlik güçlerinin, savaş ortamında, düşman personele bile yapmaması gerekenleri, öz evlatlarına niye yaptığını, sormak için gün sayıyoruz… İktidar sopası haline gelen, yargı mensuplarının, tarafsız ve liyakatli genel içinden ayıklanmalarına gün sayıyoruz… Ordu’nun, Mustafa Kemal’in Askeri olmayanlardan temizlenip ATATÜRK’çü subaylara teslim edilmesi için gün sayıyoruz… Üç – beş milyonluk konser masraflarının değil, milyar dolarlık çöpe giden dinozor masraflarını ve de Ankara’nın parsel parsel kimlere satıldığını öğrenmek için gün sayıyoruz… Mafyadan dolarlı aylığa bağlanan milletvekilleri kim öğrenmek istiyoruz… Gelmiş geçmiş en soylu İçişleri Bakamayanının bildiklerini Cumhuriyet Savcılarına anlatması için gün sayıyoruz… Hani müzik parçası girişinden önce, sazla yol gösterme vardır ya, biz de onu yaptık. Geri kısmını sizler doldurun, kitap olsun, ben başka işlerle uğraşacağım…
Geçtiğimiz ay, İstanbul Saraçhane’de başlayıp, Maltepe’de taçlanan mitingler dizisini yaşadık. Bu demokratik hakların kullanılması birçok sntidemokratik yolla engellenmeye çalışıldı… Yollar trafiğe kapatıldı. Metroların bazı duraklarda duruşu engellendi. Sırf kalabalık kırılsın diye, Ramazan Bayramı tatiline üç tam gün daha ilave edilerek, dokuz günlük tatil icat edildi… En felaketi ise, İstanbul giriş – çıkışlar da yaşandı. Mitinge gitmesi şüphesi, dikkat edin, şüphesi, olanlar geri çevrildi… En temel haklardan “Seyahat Hürriyeti” engellendi… Bir ikaz. Sakın olanlara bakıp, olabileceklerin biteceğini zannetmeyin… Bilakis, giderek artacak. Çünkü başka seçenekleri yok… İktidarı bıraktıklarında, her şeyin biteceğini biliyorlar. Yaptıklarının vahametini, kendilerinden iyi kimse bilemez… Düşünün… Cinayeti işleyen, birisi tarafından görüldüğünü fark ediyor… Onu öldürmek zorundadır… Bu arada iki kişi daha gördü, onların da ortadan kalkması gerekir. Herhalde anlatabildim…
Emekliye %15 zammı, asrın zammı gören zihniyet, elektriğe %30 zammı, gözünü kırpmadan yaptı… Bakamayanı ise sorulan sorular üzerine, henüz yeni bir zammın daha, düşünülmediğini söyleyerek bizleri sevinçlere gark eylediler. Ne diyeyim, çoğunuzun, 20-25 yıldır uyanmak istemeyenlere müstahak dediğinizi duyar gibiyim.
Hepiniz Allah’a emanet olun, hoşça kalınız…
