Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Bir zamanlar emekli kraldı…

featured

Emekliler eskiden, 25 yıl çalıştıktan sonra, işlerinden ayrılınca, ele geçen paralarıyla, mutlaka bir ev alabilirler di. Bazan yanına orta halli araba bile konurdu. Aradaki kısımları ve tarihleri atarak neticeye gelelim. Şimdi ancak motosiklet alabiliyorlar… Onu da alabilen çok az, çünkü biriken kart ve şahıs borçlarını ancak kapatabiliyorlar, çoğu kapatamıyor da… İşin en acı olanını, Diyanet duyurdu… Emekli ve asgari ücretli, “Fitre” alabilir dedi..

Mart ayı beklentiler ayıdır. Son cemreyi beklersiniz, eski ayın birini beklersiniz, kocakarı pardon, yaşı kemale ermiş hanımefendi soğuklarını beklersiniz ve de en önemlisi, Türk Dünyasının, bizim dışımızdaki en büyük bayramı olan Nevruz’u beklersiniz… Haklısınız, bir de emekliler ikramiye bekler. Alım gücü birkaç gofret ve sakız ayarına düşse de gene beklerler, çünkü umuttur, umut da fakirin ekmeğidir, emeklinin de yiyecek tek ekmeği budur… Hepinize merhabalar olsun. Allah çok büyüktür ama Türkiye’de birden büyüktür…

Benim meşhur “Demiştik“lerim var ya, esasında bir de “Nereden nereye” faslı açmamız gerekiyor. Hazır, tavukları yumurtadan kesen bet sesli bir solistimiz de varken fırsatı heba etmeyelim… Emekliler eskiden, 25 yıl çalıştıktan sonra, işlerinden ayrılınca, ele geçen paralarıyla, mutlaka bir ev alabilirler di. Bazan yanına orta halli araba bile konurdu. Aradaki kısımları ve tarihleri atarak neticeye gelelim. Şimdi ancak motosiklet alabiliyorlarOnu da alabilen çok az, çünkü biriken kart ve şahıs borçlarını ancak kapatabiliyorlar, çoğu kapatamıyor da… İşin en acı olanını, Diyanet duyurduEmekli ve asgari ücretli, “Fitrealabilir dedi… Mehter soytarılığını bir kenara, Assolistimiz  söylüyor dinleyin… “Nereden nereye“… Haaa, bir de emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik lafına, halâ inanan var mı? Sadece emekli mı, bu ülkenin %80’ini bu hale getirdiniz ya, alın yeni Türkiye’nizi başınıza çalın

Ufuk bir çizgidir. Oraya vardığınızda, düzlem olduğunu görürsünüz… Uzaktaki bir ev altın gibi parlar, yanına vardığınızda metruk, virane çıkar. İşte iktidarın bize verdiklerinde öyle. Daha doğrusu vermeyip, veriyormuş gibi yaptıkları öyle… Geçenlerde, baca kiri Bakamayan Kurum’un bir başka yanıltıcı müjdesine şahit olduk. İBB Başkan adayı iken halktan fellik fellik kaçıyordu. Herkes bitmeyen daha önceki projeleri soruyordu. Bütün bunlar ve deprem konut rezaleti ortada dururken, beyler başka bir müjde ile (!!!) karşımıza çıktılar.  Utanmadan muaf ve arındırılmış bu adamlar (Lafın gelişi) dar ve orta gelirliler için yeni projeler açıkladı. A-Haber gibi talimat kanalları, projeyi yere göğe sığdıramadı. Bağımsız veya muhalif kanallar, acı gerçeği yüzümüze vurdular. En düşük metrekare ve uygun evlerin aylık taksiti 125-150 bin arasında oynuyor… Sorarım sizlere, bu parayı verebilecek orta veya dar gelirli ülkemizde mevcut mu? Peki bu evler kime? Yüksek bir-kaç maaş ve hakk-ı huzur erbaplarına…

Anadolu’da bir söz vardır. Derki “Sırça köşkte oturanlar komşusuna taş atmasın” Ne kadarda doğru yaklaşım. Peki bazı gafiller ne yapıyor, eteklerinde bir sürü taş, komşu köşke fırlatıyor. Ekrem İmam’ın diplomasından bir şey çıkmaz da başka başka diplomalar incelenirse neler olur bilinmez… Gerçi vakti zamanı geldiğinde de incelenecek gibi.

Artık, bıktım. “Demiştik” demekten. Ey vatandaş artık moral bozma. Bunu sen istedin. Hepiniz muhalefete oy verdi de ben tek başıma mı iktidara oy attım? “Ama abi bunlar müslüman“cılar ve akılsız Türkmen, gittiniz, aslanlar gibi oylarınızı atıp, sinir sistemimizle oynadınız. Şimdi de çarşı pazar, feryat figan halinde siniz ve de daha beterinden sinirimizi bozuyorsunuz. Biliyorum ki, bir kısmınız hariç yarın, iki paket makarnaya tekrar oy vereceksiniz. Beynimizi daha fazla meşgul etmeyin. Sizler yüzünden millet, Silivri’de de ömür tüketiyor… Onlar, iktidara yalakalık yapıp, har vurup harman savurmadılar… Sizi, size rağmen korumak istediler…

Benim kuşağım bilir. Sık sık paylaşımlar alırız. 1950-1960 arası dünyaya gelenlerin, yapıları, karakterleri değerlendirilir. Sonunda “Bunlar az kaldı, kıymetini bilin” denir. Anlatılanlar, 1980-2000 yıllarına kadar olanların özetidir. Peki ya bu 2000-2025 arasını ne yapacağız? Öncekinde, mertlik, fedakârlık, idealizm vs. vardı. Şimdi ise kahpelik, menfaatperestlik kalleşlik var. Bu kadar çileye, ezaya, hıyanete, çifte su verilmiş çelik bile dayanamaz. Kısa bir düşünce fırtınası oluşturursanız, bizi eller üstünde tutmaya başlarsınız…

Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!