Avukat Mehmet Bacaksız tarafından yazılan bu kaynak, Siyasi Ümmetçiler olarak adlandırılan ve tüm Müslümanları kapsayan, şeriatla yönetilen bir halifelik devleti kurmayı amaçlayan bir ideolojiyi eleştirel bir şekilde incelemektedir. Yazar, Siyasi Ümmetçilerin bu hedefin gerçekleşme ihtimalini sorgulamaları gerektiğini savunmakta ve bu fikrin Allah’ın iradesine uygun bir cihat olduğunu iddia ettiklerini belirtmektedir. Kaynak, milliyetçiliği Müslüman birliğini bölen şeytani bir fikir olarak gören bu ideolojinin tarihi ve sosyal tecrübeler ışığında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Özellikle son 100-150 yıllık Ortadoğu olayları ve 7 Ekim 2023 sonrası Gazze’de yaşananlar gibi tarihsel örnekler sunarak, böyle bir devlet düzeninin gerçekleşme ihtimalinin sıfır düzeyinde olduğunu göstermektedir. Bacaksız, Arap ülkelerinin Türkiye’ye karşı düşmanca tavırlarını ve kendi aralarındaki çatışmaları da kanıt olarak göstererek, Siyasi Ümmetçilerin hayalinin gerçekleşme ihtimali olmayan bir durum olduğunu ve kendilerini sorgulamalarının Türkiye ve İslam Alemi’nin hayrına olacağını ifade etmektedir.
Siyasi Ümmetçiler, diğer yazılarımda açıkladığım üzere, başında halife denilen bir kişinin bulunduğu, şeriat esaslarına göre yönetilen, tüm Müslümanları içine alan bir devlet kurma amacındadırlar. Siyasi Ümmetçiler, böyle bir devlet kurmanın Allah’ın iradesine uygun düştüğünü, bu amaç için çalışmanın kutsal bir cihat olduğunu iddia etmektedirler.
Siyasi Ümmetçilere göre, Siyasi Ümmetçilik dışındaki fikirler, şeytani fikirlerdir. Şeytan, bu fikirleri Müslümanları saptırmak için ortaya atmıştır. Şeytani fikirlerin peşinden gitmek, Şeytan’a hizmet etmektir. Siyasi Ümmetçiler, kendilerine göre bu Şeytani fikirleri sayarken en başa milliyetçiliği koymaktadırlar. Onlara göre, milliyetçilik Müslümanların birliğini önleyen, çok kötü bölücü bir düşüncedir.
Bir fikrin, ideolojinin gerçekleşme ihtimali tarihi, sosyal, siyasal, uluslararası tecrübeler sonucunda ortaya çıkar. Ortadoğu Bölgesi’nde yaşanan son 100-150 yıllık tarihi, sosyal, siyasal, uluslararası tecrübeler Siyasi Ümmetçilerin iddia ettikleri devlet düzeninin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda çok önemli ip uçları vermiştir. Halen de vermeye devam etmektedir. Özellikle, 7 Ekim 2023 tarihinden günümüze kadar Gazze konusunda yaşadıklarımız çok önemlidir.
Ortadoğu Bölgesi’nde yaşanan son 100-150 yıllık tarihi, sosyal, siyasal, uluslararası tecrübeler Siyasi Ümmetçilerin iddia ettikleri devlet düzeninin gerçekleşme ihtimalinin sıfır düzeyinde olduğunu göstermiştir. 1. Dünya Savaşı’nın başında Padişah-Halife Mehmet Reşat tarafından yayınlanan, tüm Müslümanları Osmanlı Devleti’nin yanında İtilaf Devletlerine karşı savaşmaya çağıran Cihad-ı Ekber fetvası hiçbir işe yaramamıştır. Dünya Müslümanları bırakın Osmanlı Devleti’nin yanında savaşa girmeyi, aksine Osmanlı Devleti’ne karşı savaşmışlardır. Hicaz, Filistin ve Suriye Cephelerinde Arapların İngilizlerle bir olup Türk Ordusu’nu arkadan vurdukları tarihi vesikalarla sabittir.
Cumhuriyet kurulduktan sonraki dönemde özellikle Arap Ülkelerinin Türkiye’ye bakışları hiç dostane olmamıştır. Araplar, Kıbrıs, Karabağ vb. milli meselelerimizde yanımızda olmadıkları gibi daima Yunanistan’ın, Rumlar’ın, Ermeniler’in yanında olmuşlardır.
Ortadoğu’daki Müslüman Ülkeler, Türkiye’ye karşı dostane davranmadıkları gibi kendi aralarında da dostane ilişkiler kuramamışlardır. Sekiz yıl süren İran-Irak Savaşı, Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgal etmesi, Suudi Arabistan-Yemen çekişmesi, Suudi Arabistan-İran çekişmesi ve Mısır ile Libya arasında yaşanan çekişmeler bu konudaki somut gerçeklerdir.
7 Ekim 2023 tarihinden beri yaşamakta olduğumuz gelişmeler ise Müslüman Ülkelerin içine düştüğü hazin durum çok acı biçimde ortaya koymuştur. İsrail, Gazze’de resmen soykırım uygularken, İran’a karşı son derece haksız saldırılar yaparken pek çok Arap Ülkesi bir birlik oluşturamadıkları gibi İsrail karşısında zavallı duruma düşmüşlerdir. ABD, petrol zengini Arap Ülkelerini adeta haraca kesmektedir. İsrail’in yakıp yıktığı Gazze’nin yeniden imar masraflarını zengin Arap Ülkelerine fatura etmektedir. Halbuki, uluslararası hukuka göre İsrail Gazze konusunda çok yüklü tazminat ödemekle yükümlüdür. Zengin Arap Ülkelerinin yöneticileri, sırf kendi tahtlarını korumak için ABD’nin her söylediğini emir telakki ederek kabul etmektedirler.
Yukarıda söylediklerimi özetleyecek olursam; Siyasi Ümmetçilerin başında halife denilen bir kişinin bulunduğu, şeriat esaslarına göre yönetilen, tüm Müslümanları içine alan bir devlet kurma fikri, geçekleşme ihtimali olmayan bir hayaldir. Bu sebeple, Siyasi Ümmetçiler kendilerini çok ciddi biçimde sorgulamalıdırlar. Bu hem Türkiye’nin hem de İslam Alemi’nin hayrına olacaktır. Aksi durumda hem Türkiye hem de İslam Alemi zarar edecektir.