Gökçeada ve Bozcaada Boğazları kontrol etmeye yarar. Boğazların ağzında bulunur çok değerlidir. Bu iki ada elden çıkarsa Türkiye stratejik anlamda çok şey kaybeder. Kaldı ki, bir çakıl taşı bile elden çıkarılamaz! Devletimiz bunu çok iyi bildiğinden gerekli önlemleri çoktan almıştır amma ben yine sabırsızlandım.
Türkiye’deki basın, Gazze’ye odaklanmış Lübnan ile ilgilenirken, ortalık toz dumana karışmışken, Helen vakfı Atina’da bir toplantı düzenler. Toplantıya, Türkiye’den Fener Rum patriği Bartemeleos katılır.
Konu Bozcaada ve Gökçeada’dır. Bartemeleos, konuşur ve Türklerin yaptıkları sözde zulümleri, kendince anlatır ve Bozcaada ile Gökçeada’nın Yunanistan’a bağlanması gerektiğini vurgular! Haber Aydınlık gazetesi dışında hiçbir yerde görünmez!
İşin tuhafı siyasal iktidar konuyla hiç ilgilenmez! İsrail’in uzun vadeli planlarından bahsedilir. Gereken tepki yeterince ve ciddi olarak gösterilir .İş Yunanistan’a gelince neden sessizliğe gömülünüyor. Veya Fener Rum Patrikliği’ne gelince?
Gökçeada ve Bozcaada Boğazları kontrol etmeye yarar. Boğazların ağzında bulunur çok değerlidir. Bu iki ada elden çıkarsa Türkiye stratejik anlamda çok şey kaybeder. Kaldı ki, bir çakıl taşı bile elden çıkarılamaz! Devletimiz bunu çok iyi bildiğinden gerekli önlemleri çoktan almıştır amma ben yine sabırsızlandım.
Yunanistan’a gösterilen bu anlayışı kavramaktan acizim. İsrail’in ve Yunanistan’ın artlarında ABD var. Açıkça destek veriyorlar. Her türden belayı başımıza açmak için sürekli çırpınıyorlar. PKK’yı var etmeye, büyütmeye gayret ediyorlar. Biz Türklere düşen görev bu bitmez, tükenmez düşmanlığın nedenlerini Türk ulusu ile paylaşmak ve birlik, beraberliğimizi pekiştirmektir.
Ha, devletimizden beklentimiz böylesine ihanete bulaşmışlara cezalarının geciktirilmeden verilmesi ve yüreklerimize birazcık su serpmesidir. İkinci bir Abdülhamit’e ihtiyaç var! İkinci bir kin kapısının olup olmaması çok da tın değil.
Yunan botlarının limanlarımıza kadar izinsiz gelmesi de oldukça düşündürücü. Yetkililer gerekli tepkinin gösterildiğini beyan ettiler. Düşmanlar diş bilerken bizler de Ulus olarak boş durmamalı, çocuklarımıza çok şeyler öğretmeliyiz.
Çocukluğumuzdaki kurtuluş törenlerini özledim yahu! Yunan vahşetini anlatan filimler diziler yeniden yapılmalı, belgeler, bulgular, resimler arşivlerden çıkarılarak kamuoyuna servis edilmelidir.
Konu uluslararası ilintilerle dolu, uluslararası çıkarlar, İnançlar arası düşmanlık başlıca nedenlerle hayat bulmaktadır. Psikolojik savunma hatlarımızı daha çok pekiştirmeliyiz. Karşı hamleler daha da sıklaşmalıdır. Her şeyi devletten beklemek büyük hata olur, devleti üzmeden konuyla her yurttaş ilgilenmeli kendince çareler üretip hayata sokmalıdır.
Düşmanlarımız ne kadar büyük, ısrarcı, hileci, kaypak olursa olsun bizler Türk ulusu olarak o kadar dayanıklı, o kadar güçlü- devletimiz ise hepsinden güçlü. İşler zorlaşırsa belki biraz canımız da yanma olasılığı olabilir.
Ancak hem devlet , hem de Türk ulusu olarak çok güçlüyüz. Yer yarılsa !Gök çökse ne yazar ! Bizler varız! Çok güçlü devletimiz var! Devlet aklı her şeye çözüm bulacak deneyime sahiptir. Korkmadan, endişelenmeden, elimiz titremeden kararlı durmaya- sürekli çokça çalışmaya ihtiyacımız var!
Sathı müdafaada, herkes elini taşın altına sokmak, elinden geleni yapmak, devletimizin etrafında kenetlenmek zorundadır. Şunu asla unutmamalıyız, ”en kötü devlet, devletsizlikten çok iyidir.” Rahmetli babam bunun örneklerini El ezher’de okurken çok görmüş ve bizlere anlatmıştı.
Görklü Çalap’ımızın Görkemli selamları bize güçlü devleti sağlayanların idame ettirenlerin, yarınlara hazırlayanların, günümüzü kurtaranların üzerlerine olsun! Ölenlerin üzerlerine acıması bağışlaması olsun vesselam.