Bu kaynak, Balkanlar bölgesinin jeopolitik yapısını ve Türkiye için oluşturduğu güvenlik risklerini analiz etmektedir. Yazar, bölgenin etnik kimlikler ve küçük devletçikler nedeniyle sürekli çatışma potansiyeli taşıdığını belirtmektedir. İngiltere’nin tarihsel olarak bölgede ayrılık tohumları ekerek karmaşa yarattığını ve bunun Hindistan’dan Kıbrıs’a kadar uzanan bir stratejinin parçası olduğunu öne sürmektedir. Ayrıca, ABD’nin çekilmesi ve Almanya’nın bölgede güçlenme çabaları bağlamında Türkiye’nin dikkatli olması gerektiği vurgulanmaktadır. Metin, Fener Rum Patriği ve eylemlerine odaklanarak, patrikhanenin Türkiye aleyhine niyetler taşıdığını iddia etmekte ve Rus-Çin-Türk ittifakı önerisinin stratejik bir karşı önlem olabileceğini savunmaktadır. Sonuç olarak, Türkiye’nin Osmanlı mirasına sahip çıkarak ve İlahi yardıma güvenerek bu karmaşık jeopolitik ortamda gücünü artırması gerektiği mesajı verilmektedir.
Balkanlar, etnik kimlikleri ve minik devletçikleri ile ilginç bir yapıya sahiptir. Her an kendi aralarında çatışma olasılığı barındıran ve Türkiye’ye karşı olumsuz konumlanma olasılığı yüksek, dağlık ve ormanlık yapısı ile önümüzde durmaktadır.
Balkanlara saatli bomba görevi yükleyen ise İngiltere’dir. İngilizler girerken ayrı- çıkarken ayrı, ayrılık tohumları eker, yerine göre şartlar gerektirirse ;ektiği ayrılık tohumlarını sular büyütür. Örneğin; Hindistan Pakistan arasındaki Jammu keşmir- Kıbrıs’ta Rumlar- Güney Kafkasya’da Ermenistan- Balkanlarda Yunanistan, itina ile besleyip büyüttüğü çıban başlarıdır. Afganistan’da bir başka belayı başımıza sardı.
Çin seddinden ,Avrupa’nın ortasına kadar- Hint yarımadasından , Akdeniz’e- Afrika’nın yarıdan fazlasında ,Türkiye’ye rağmen bir şeyler yapılamaz. Ne İngilizler ne de Almanlar emellerinden vazgeçtiler. Hala yarım kalan işlerinin peşinden koşuyorlar. ABD, Balkanlardan çekilmeye hazırlanıyor, Almanlar Balkanlarda karşımıza dikilmeye çalışıyor.
Balkanlarda; yeni baş ağrılarına karşı, hazırlıklarımızın daha da güçlendirilmesi gerekli. Bakın elin oğlu, 2500 yıllık tabletlerin peşinde. Biz niye yüz yıl öncesine sahip çıkmayalım.(İsrail İstanbul’daki tabletleri istiyor),Türkiye’de doğum yapan İsrailli kadınlar , bu şartlarda bir başka anlam kazanıyor. Türkiye Osmanlıdan devraldığı mirasa, daha sıkı sahip çıkmalı.
Bu hengamede Rusya’nın takınacağı tutumu merak ediyorum. Birazcık devlet aklı var ise; Türkiye’nin müttefiki olur. Dünya şartları bunu gerektiriyor. Devlet Bahçelinin, Rus-Çin-Türk ittifakından bahsetmesi, bu karmaşık ortamda ciddi anlamlar taşıyor.
ABD Turpunun Fener Rum Patriği ile görüşmesi; patriğin hezeyanları, ABD Türkiye ilişkilerinin vardığı noktayı ve niyetleri net bir şekilde ortaya koymaktadır. Anlaşılan Fener Rum patrik hanesinde Kin kapısı iki olacak. Çünkü vatana ihanetten Abdülhamit hanın idam ettiği patriğin izinden bu günkü patrik devam ediyor.
Patrik Barthomoleos yasalara aykırı davranmaktan ve devlet aleyhine suç işlemekten yargılanmalıdır. Balkanlardan- Karadeniz üzerinden Güney Kafkasya‘ya uzanan hatta fitne tohumları canlandırılmaya başlandı. Türk devletinin eli elbet armut toplamıyor, yerine ve zamanına göre önlemlerini alıyor, gücüne güç katıyor.
Sanırım Devlet Bahçelinin Rus-Çin-Türk ittifakı önerisini karı önlem olarak değerlendirsek güzel olacak. Türkler ayağa kalktığı zaman, Kiliselerde çok dua edeceklere benziyorlar. Tanrının kırbacı Atilla üzerlerine indiğinde, Osmanlı-İstanbul’u aldığında, Osmanlı Viyana kapılarına dayandığında olduğu gibi.
Bizlere düşen, Türk olduğumuzu unutmamak, Çalap’ın ordusu(Allah’ın) olduğumuzu hatırdan çıkarmamaktır. Bizler yüce Çalap’ımızın emrinde olduğumuz, emirlerini itina ile yerine getirdiğimiz sürece ,İlahi yardımlar hep bizimle olacaktır.
“Sana vadettiği günler Hakk’ın, belki yarın belki de yarından da yakın” Ben inanıyorum ki ,Çalap’ımızın vadettiği günlere çok yaklaştık.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları; Çalap’ımızın vadettiği günlere kavuşmak için üstün çaba gösteren yurttaşlarımızın üzerine olsun vesselam.