Dengeler-usuller-üsluplar bozulursa devletin işleyişi de zarar görür. Devletin işleyişine zarar vermek- Kamuoyunun şartlanmasına neden olmak- Toplumun her katmanının duygusallaşmasına yol açmak-Karar vericilerin ufkunu daraltmaya çalışmak- Yurduma –ulusuma – dinime –devletime, kısacası her şeyime düşmanlık yapmak anlamına, anlayışına gelmektedir.
Kişilerin bakışı-anlayışı, çok çeşitli veya çok yönlüdür. Etkilenme ve etkileme yönleri de öyle. Onun için birileri psikolojik savaşı icat etmişler, sonradan gelenler de , bu savaş türünü geliştirmeye çalışmışlardır. Yaşadığımız süreçte de geliştirme çalışmaları sürmektedir. Sahada ise; deneme yanılma, verim elde etme çalışmaları ilginç sonuçlar vermektedir.
Psikolojik savaş; elde edilen başarının uzun süreli olmasını sağlamakta, sorgulamadan teslimiyeti tetiklemektedir. Sıcak savaşın maliyetlerini düşürmekte, hedef kitle veya ulusların dirençlerini çabuk kırma, teslimiyeti otomatikleştirmektedir.
Ülkem üzerinde; benim çocukluk yıllarımdan beri, aralıksız sürdürülen psikolojik savaşın yankılamaları hala kulaklarımda çınlayıp durmaktadır. Örneğin; “Amerika’ya, yağ yerine su satanın, anasını, avradını…Zeytinyağlı yiyemem…. ABD’nin uçakları havalansa güneşi göremezsin” ve daha niceleri… Kürtçe alfabe çalışmalarının önce ABD de yapılması, Kürtçe dergi çıkaran Roja Welat’ın ABD’de yaşaması.
İlk Kürtçe alfabenin ABD’liler tarafından resmen Türk hükümetine 1960 yılında sunulması. İlerleyen yıllarda, yatılı kaldığım yurtlarda, okuduğum okullarda , devletimizin kurucusu hakkında düşmanca söylentilerin ısrarla yayılması gibi.
Devletin memuru olarak Diyanet’te göreve başladıktan sonra, devletimize düşmanlığın daha ciddi daha sistemli hale geldiğini gördüm ve yaşadım. Şimdiki vakitlerde; Tarikat-cemaat- dernek gibi kuruluşlarda, bu düşmanlığın değişik kategorilerde daha acımasız, daha pervasızca sürdürüldüğünü görmekteyim.
Basında ise; daha usturuplu-daha sinsi olarak bu düşmanlığın desteklendiğini görmek işten bile değildir. Şimdilerde ise; herhangi bir konuya abartılı bir şekilde yüklenilmesi aylar süren düşünsel bombalama sürdürülmekte ortam ve gündem kararmasına neden olunmakta düşünce hayatında dengeler bozulmakta usul ve üslup yitirilmektedir.
Dengeler-usuller-üsluplar bozulursa devletin işleyişi de zarar görür. Devletin işleyişine zarar vermek- Kamuoyunun şartlanmasına neden olmak- Toplumun her katmanının duygusallaşmasına yol açmak-Karar vericilerin ufkunu daraltmaya çalışmak- Yurduma –ulusuma – dinime –devletime, kısacası her şeyime düşmanlık yapmak anlamına, anlayışına gelmektedir.
Tüm bunlara düşmanlık edenler otomatik olarak benim ve benim gibi düşünenlerin de düşmanları oluyorlar. Benim gibiler yeteneklerine ellerindeki olanaklara göre, değişik alanlarda düşmanlarımızın karşısına dikilip gereğini yapmaktadırlar.
Görklü Çalap’ımızın şanlı kullarının sayılarının artması başarı saklamaları dileğimdir. Umarım ki; kadim devletimizin aklı da benim duygu ve düşüncelerime katılıyordur.
Devletime ve ulusuma savaşın her türlüsünü açmış olanları, hep beraber yıkmaya ne dersiniz. Hem de sağa sola –arkaya bakmadan ileri atılmakta ,sizlere göre sakınca var mı?
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları; devletimize –ulusumuza, cephe gerisinde ve cephelerde savaş açanlara karşı ; direnen –savaşan – çareler üreten- usumuzu(aklımızı) başımıza almamız için savaşan –sağlıklı anlayışlara sarılan-sahip olanların üzerine olsun vesselam.
