H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

ATATÜRK’ÜN TAM BAĞIMSIZLIK POLİTİKASI…

ATATÜRK’ÜN TAM BAĞIMSIZLIK POLİTİKASI…

Atatürk, “Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız.” Diyerek hedefini açıkça ortaya koymuş…Bir çok alanda Türkiye Cumhuriyeti’ne yön çizmiştir. Özellikle ekonomik bağımsızlık ve ekonomik istikrar konusuna çok önem vermiş, prensipler oluşturmuştur.

Dünyada ilk demokratik kalkınma planını 1931 yılında Türkiye’de uygulamaya koymuş, bu planla ekonomide reform hareketi başlatmıştır.

Birinci Kalkınma Planı’nı 1933-1938 yılları, İkinci Kalkınma Planı’nı ise 1938-1944 yılları için hazırlatmış… Her iki kalkınma planının temel amacı, hammaddesi Türkiye’de olmasına karşın dışardan ithal edilmek zorunda kalınan ürünlerin ülkemizde üretilmesini sağlamak olarak belirlemiş. Bu amaçla tekstil, iplik ve dokuma fabrikaları kurulmuş, devletin teşvikiyle özel girişim olarak bazı çiftçilerin de katılmasıyla Alpullu ve Eskişehir gibi bazı şeker fabrikalarının kurulmasına girişilmiş ve bunlar gerçekleştirilmiştir.

Atatürk ülkenin dış düşmanlardan kurtarılmasından sonra ekonomik durumu görüşmek ve alınabilecek önlemleri saptamak üzere oluşturduğu İzmir iktisat kongresinde;

“Bir ulusun hayatıyla doğrudan doğruya ilgili olan ekonomisi, çöküşünün de yükselişinin de nedenidir. Zamanımız bir iktisat çağıdır. Kılıç kullanan kol yorulur ama saban kullanan kol yorulmaz, her gün daha çok güçlenir ve toprağına daha iyi sahip olur. Ulusal egemenlik, iktisadî egemenlikle birleştirilmelidir yoksa kazanılan askerî ve siyasî başarılardan olumlu sonuçlar elde edilemez..

Tam bağımsızlık için şu kural vardır: Milli egemenlik, mali egemenlikle desteklenmelidir. Bizleri bu hedefe götürecek tek kuvvet ekonomidir. Siyasi ve askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadî zaferlerle taçlandırılmadıkça payidar olamaz” diyerek bundan sonra mücadelenin ekonomik düzlemde gerçekleştirileceğinin altını çizmiştir. (1923 İzmir İktisat Kongresi)

Atatürk’e göre, ekonomi alanın ihmal edilmesi tam bağımsızlığın kaybedilmesi anlamına gelecektir.

Dolayısıyla “…askeri ve siyasi bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla taçlandırılırsa korunabilir” anlayışı Cumhuriyet Türkiyesi’nin kalkınma çabalarının temelini oluşturmuştur.

Atatürk liberalizimden başka bir sistem geliştirmiş, kendi ekonomik ideolojisini ortaya koymuştur.

Bu sistem Türkiye’yi has bir sistemdir. Devletin ekonomiye müdahaleleriyle birlikte kişisel özgürlüklerin korunmasına önem vermiş… Bu ideolojiyi fertle devlet arasında korunması gereken bir denge üzerine kurmuştur.

“Atatürk’ün söz ve eylemlerinden anlaşıldığına göre ekonomik kalkınma modelinin amaçları;

Tam çalışma/ hızlı ve dengeli sermaye birikimi/ dış ödemeler ve dış ticaret dengesinin sağlanması/ dengeli gelir dağılımı/ enflasyonsuz hızlı kalkınma/ özel girişimlerin geliştirilmesi/ yabancı sermaye ile işbirliği…

Atatürk ekonomik modelini; devlet bütçesi dengesi/ kaynak harcamalar dengesi/ dış ödemeler dengesi/devlet işletmesi özel işletme dengesi olarak dört dengenin üzerine kurmuştur.”(Mustafa A. Aysan)

Atatürk, ülkelerin yükselmesinde iktisadî koşulların kesin bir rol oynadığını söyleyen ileri görüşlü bir devlet adamıdır ki, İstiklal Savaşı’nı izleyen günlerde, askerî zaferleri iktisadî zaferlerin izlemesi gerektiğini kesin bir direktif olarak ifade etmiştir. İktisat siyasetindeki ana hedefi ise hiç kuşkusuz ekonomik kalkınmadır. Ancak bu kalkınmanın dış borçla, karşılıksız para basılarak, ekonomik bağımsızlığı terk ederek ve ekonomik dengeleri gözetmeden gerçekleştirilmeye çalışılmasına şiddetle karşı çıkmıştır… Zaten Atatürk döneminde bu tür uygulamalara gidilmediğini görmekteyiz.

Bugün ülkemizin karşı karşıya kaldığı ekonomik sıkıntıların hep bu iktisadî ilkelerin göz ardı edilmesi sonucunda meydana geldiği bir gerçektir.

Sonuç olarak; Atatürk’ün henüz İstiklal Savaşımızın tozu toprağı ortadan kalkmadan söylemiş olduğu “…askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisadî zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılan zaferler yaşayamaz, kısa zamanda söner.” sözü Türk siyasetinin yolu olmalıdır.

 Atatürk gibi düşünemeyenler, bağımsızlığımızı tehlikeye soktukları gibi ülkeyi bir adım dahi ileri götüremezler…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!