Kim ne derse dersin kültür farklı bir şey…Kültürlü olmak içinse kültürün içinden membaından gelinmeli.,
O kaynak çok uzağımızda değil.
Kültür ne havuzda ne gölette ne barajda….
Şehrin ruhunda, özünde, tarihinde, kimyasında, taşında toprağında, mayasında…
Anadolu farklı kültürleri barındıran harmanlayan şehirlerle dolu.
Kültürü var eden, yaşatan, canlı ve diri tutan bizim insanımız.
Kültüre damgasını vuranda ondan başkası değil.
Bizim insanımız…
Sıcak kanlı…
Samimi…
İçten…
Kapısı açık…
Gönlü açık…
Sofrası meydanda…
Misafirperverlikte kimse eline su dökemez insanımızın.
Anadolu kendimizi bildik bileli misafirperverliği ile tanınır.
Bazılarımız tanınırdı diyor.
Hatta o eskidendi…
Fi tarihinde kaldı diye de eklemeler yapıyor.
Arkadaşın biri, Hocam dedi, misafirperverlik yerli yerinde lakin misafir değişti…
Yeni misafir bazı dostlarımıza göre çok rahat…
Müdahaleci…
Her şeye karışan…
Ev sahibinin evinde ne var ne çok araştıran bir anlayış geliştirmiş.
Eski çamlar bardak oldu.
Köprülerin altından çok sular aktı…derler ya ona benzer bir şey….
Kim mi bunlar?
Yeni nesil kültürün yeni nesil misafiri…
Dahası yeni nesil akraba…
Yeni nesil akraba da kim ki diyecek olanlara verecek cevabı olan var mı bilemiyoruz.
*****
Eskiler akrep etmez akrabanın akrabaya ettiğini derlerdi ya hani, yeni nesil akraba da böyle bir şey diye anlatanlar pek çok.
Şimdi siz kültür bunun neresinde diye de sorarsınız.
Efendim kültür her yerde kültürdür.
Kültürün yeni nesli, eski nesli olmaz.
Kültürlü insan nazik insandır.
Anlayışlı insandır.
Hoşgörülüdür.
Lakin, yeni nesil kültür acayip bir şey…
Tarifi yok!
Anlatması zor…
Yeni nesil misafir de öyle bir şey…
Arada nesil farkı mı var diyeceksiniz?
İnanın değil.
Yeni nesil akraba, kelli felli, her şeyi belli, tanıdığınız bildiğiniz insanlar.
Ancak, o tanıdıklarınıza bir haller olmuş.
Onlar konuştukça şaşırıp kalıyorsunuz. Bunlar bizim bildiğimiz o insanlar mı diye…
Daha bencil, daha kendini düşünen, daha-daha diye sayılabilecek çok şey sayıyor insanlar.
Pandemi sonrasında, enflasyon sonrasında ve bu anormal zamlar sonrasında hepimize bir şeyler oldu diyenler haksız değiller.
*****
Yeni nesil misafir hem kendini aşmış hem de bendini…
Gittiği yerde gittiği haneye el koyuyor adeta…
Şu olmaz, şu yok mu, bu yok mu, şöyle daha iyi olmaz mı diye başlıyor inciler saçmaya…
Bir anda ev sahibi kendi evinde misafirmiş gibi hissediyor kendini…
Anlatanlar diyorlar ki, gelen yakın akraba…
Sesini yükseltsen, yüzünü buruştursan, bütün sülale, demediğini bırakmaz.
O akraba ne yapılsa mutsuz.
Kendince kendi evindeki yaşadığı konforu arıyor.
Yok uyuyamadım.
Yok yediğim bir şeyler dokundu.
Yok balkonda sivrisinek ısırdı.
Yok yerimi yadırgadım dön-dön sabah oldu.
Bazıları soruyor, yatılı akraba ziyaretinde hoşgörüyü ne ara kaybettiler? Rahat arayan otursun evinde, olmadı otele gitsin.
Tatlı dile güler yüze gelindikten sonra, kusur ve eksik yazmaya gelmedikten sonra neden olmasın diyenlerde yok değil.
Yeni nesil akrabanın o güzelim huyuna, bakış açısına bir haller olmuş diyor insanlar.
Ne dersiniz kültürümüz bu türden davranışları kabul eder mi, yoksa akraba gel eskiye dön, eski haline geri dön. Eski halin ne kadar da güzeldi der mi?
Ya da eski halinle kapımı çalacaksan o kapı sana her zaman açık, yok, şu son geldiğin halinle geleceksen, kendi evinde, kendi köyünde, kendi ilçende, kendi şehrinde mi otur der?
Yorum sizin efendim…
