Celal Duruoğlu
Celal Duruoğlu

Perşembe’nin Gelişi

featured

Son söz Galatasaray Yönetimine, “Bu Hoca ile devam ederseniz, Kadıköy’de tarihi farkla yenilip, Ekim ayında yapılacak Genel Kurulda yolcu olursunuz.” Galatasaray, Okan Buruk’un kaprislerine boyun eğecek kulüp değildir. Burası “Türkiye’nin Avrupa’ya açılan penceresidir.” Galatasaray başta Kerem Aktürkoğlu gibi haddini bilmeyen birinden “Twitter üzerinden mesaj alacak”, Okan Buruk gibi “Ben bu takımı 13. sıradan aldım, şampiyon yaptım” sözleriyle, Galatasaray’ı en önemli değeri Fatih Terim’i küçük düşürecek, terbiye sınırlarını zorlayan sözleri kabul edemez.

Değerli okuyucularımız merhaba.

Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi maçında “Köy Takımı” denen Young Boys’a elenmesi sonrası, hemen yazı yazmak istemedim. Niye? Dedim ki, maç sonrası “Futbol Ulemâlarımız” ne diyecek bakayım, ayrıca da üzüntüyle yazı yazmayayım dedim. Şu sözü çok severim “Sinirliyken hemen konuşmayın, çok mutluyken ya da çok üzgünken karar vermeyin.” Güzel söz… Ama bizim toplumumuza hiç uymuyor.

Gelelim konumuza. Takımın 4-4-2 çıkacağını ve takım kadrosunu, sosyal medyadan saat 14.00 gibi öğrendim. Okuduğumda inanmadım. Niye mi? Yonug Boys takımının hocasına deseniz ki “Galatasaray takımının hangi kadroyla ve sistemle çıksın, kâğıda yazın.” İnanın aynı bu sistemi ve kadroyu yazardı. Neyse, maçtan bir saat önce kadro açıklandı, ben de oğlumu aradım ve bu takımın gol atamayacağını söyledim. Bu arada yayıncı kuruluş TRT’nin yorumcular, Youtube mecrasında yorum yapan kişilerin yorumlarını duyunca, kendi kendime “Acaba rahmetli babamızdan öğrendiklerimiz yanlış mı!” dedim. Herkesin ortak noktası “Bu takım köy takımı” bu kadro ile rahat yeneriz ve turu atlarız düşüncesiydi…

Hiç kimse kusura bakmasın, “Türkiye’de birkaç futbol yorumcusu hariç, herkesin derdi taraftara oynamak ve izlenme oranlarını yükseltmek…” Bitmedi, maçı anlatan spikerimizde, maçta pozisyon olmadığı için olsa gerek “Kerem Aktürkoğlu’nun attığı şut için mükemmel, üstüne gelen topu çıkaran kaleciye muhteşem sıfatlarını uygun gördü.” Güleriz ağlanacak halimize misali acı acı güldüm…

Maç bittikten sonra “Yağcı yıkamacı takımı ne diyecek diye” dinlemeye koyuldum. Maç öncesi “Köy takımı” dedikleri rakibin faziletinden, Galatasaray takımının yanlış sistemle ve oyun tertibiyle oynadığından söz ediyorlardı… Dansözlük meslektir saygım var. Bu mesleği icra edenlere önerim, “Bu söz dansözlerinden biraz kurs görün. Bu kadar kıvrak ve ustaca kıvırtılmaz.” Dedik ya “Türkiye’de futbol yorumculuğunun ana amacı, taraftarların nabzına göre şerbet vermektir.”

Gelelim futbolun gerçeklerine… Bu maç özelinde, bize neler diyor? Önce Euro 2024’te İsviçre Milli Takımı ne yapmış? Almanya ve İsviçre ile berabere kalmış, Macaristan ve İtalya’yı yenmiş. Çeyrek finalde İngiltere ile 1-1 berabere sonuçlanan maçın ardından, penaltılarla elenmiş. Ayrıca bu ülkenin takımı Lugano ve St. Gallen ilk maçlarında kaybetmemişler. Yani İsviçre futbolu, bizim yağcı futbol yorumcularının vurgu yaptığı kadar kötü değil. Düşünün şu an bu ülkenin en çok övgü alan takımına 3 gol attı ve 2 farklı mağlubiyetten geri geldi. Eğer bugün takımlarımız “Rakiplerini küçümserse”, Galatasaray’ın uğradığı akıbete uğrarlar. Aynı akıbete “24 yaş ortalaması olanLille karşısında Fenerbahçe’de uğramıştı. Dünyanın beş büyük Hocasına güvenen Fenerbahçe’de hayal kırıklığı yaşadı.

İlk olarak İsviçre futbolunun hafife alınacak bir yönü olmadığı gerçeğini vurguladık. Sezon başından beri hep belirttik, “Takım çok kötü durumda, forma adaleti yok, kulüp disiplini sizlere ömür…” Bu gidiş kötü önlem alın diye uyardık. Galatasaray yöneticilerinin ve Okan Buruk’un meşhur masalı karşımıza çıktı, “Son iki sezonun Şampiyonu kadromuz var.” Bu kadro Beşiktaş’tan 5 yedi, o da yetmedi “Köy Takımınaiki maçta da yenildi. Neymiş “Kibirlenirsen uçuruma paraşütsüz yuvarlanırsın.” Geçmiş olsun…

Young Boys takımını tek cümle ile nasıl anlatırsınız sorusuna verilecek yanıt “Futbolu fizik güçle oynayan, atletik ve futbolcularının sınırlı yetenekleri olan bir takım…” Yanıt bu. Peki, fizikli ve atletik uzun boylu futbolcuların oluşturduğu takıma karşı ne yapılmaz? El cevap “Uzun, hava toplarıyla oynanmaz ve geniş alanlar bırakılmaz.?” Futbol matematik değildir. Toprağı bol olsun Jupp Derwall’in bir sözü var “Futbolu basit oynamak çok zor ve çok kolaydır.” Temel bilgileriniz iyiyse, az çok bunları tahmin ederseniz. Peki bu takıma karşı nasıl oynarsınız? “Alan daraltarak, hatlar arasında geniş boşluklar bırakmadan, ver kaçlar yaparak ve en önemlisi teknik kapasitesi kaliteli futbolcularınla oynayarak…” Kadroyu ilk duyduğumda niye gol atamayız diye düşündünüz derseniz? El cevap “Bu kadroyla tehlike bile yaratamazsın, üstüne üstlük bol bol kontratak yersin…” Ben kâhin değilim, teknik direktör değilim ama “Temel futbol bilgilerim iyidir.” Futbolda diğer bir kural, “Hücum oyuncusundan asla bek olmaz…” Bu kadar basit. Barış Alper “Türkiye Liginde bek olarak başarılı oldu” derseniz, oynadığın takım Avrupalı, burada yapacağın hatanın telafisi olmaz. Okan Hoca inatçı ya da beni eleştiriyorlar ama bilmiyorlar düşüncesinde. Bu yüzden yanlışta ısrarcı… Hocaların böyle inatları çok maalesef. Ziyech’i kenarda değil, gezici oynatırsan verim alırsın. Defalarca belirttik. Kerem Aktüroğlu gibi, futbol zekâsı, tekniği kısıtlı ve üstüne üstlük fiziki olarak karşı takıma göre bir hayli zayıf oyuncu ile çıkamazsın. Barış’ı Kerem’in yerine oynat, Dubois sağ beke çek, Sarra’yı kenara çek, Mertens’i ilk yarı oynat, yorulduğunda Ziyech’i al. Torreira’nın yanına Berkan’ı koy. Hatlar arası boyu kısalt, yerden isabetli paslarla sabırlı oyun oyna… Bu arada Dubois sol bek olabilir, Jelert sağ bek olur. Okan Hoca’nın yüreği yetmez ama genç stoperi koy Nellson’un yanına, Kaan’ı ister orta saha ister sağ bek oynat. Lille takımında dört futbolcu 19 yaşındaydı. Ama biz de olmaz. O yüzden Edirne’nin dışında başarı yok.

Okan Hoca maç sonrası, benim aklımla dalga geçer gibi, “Biz bu düzenle iki gol attık.” dedi. Okan Buruk gibi futbolculuğu üst düzey yaşamış birinin bunu söylemesinin tek bir izahı vardır, dengesi bozulmuş… “Senin iki gol attığında rakip yorulmuştu…” Bunu da mı düşünemedin, bunu da mı hesap edemedin Okan Hoca. Galatasaray’da en büyük sorunlardan biri de “Barış’ın, futbolu atletizmle karıştırması ve kibrin yoğunlaşması…” Barış kardeşime sesleniyorum “Futbolda kibirlenirsen, bir bakarsın başka yerdesin.”, “Aklını başına al…” Barış’ın yerinde olsam kafamı kaldırarak top sürme ve orta yapma çalışmaları yaparım… Takımın futbol yanlışları o kadar çok ki… On sayfa yazsak yetmez. Bunlardan biri de yeni transferler Jelert ve Sarra’ya yapılan akıl almaz eleştiriler. Sanırsınız ki bu futbolcular bir yıldır takımda ve bu durumda… Bir insan farklı ülkeye gittiği zaman bile uyumu en az iki ayı alır. Futbolcu için de geçerli bu durum. Young Boys takımına karşı yanlış kadroyla çık, ondan sonra, yeni oyuncular bu kadar etmez, şu kadar etmez… Bunu söyleyenlere şunu söylemek gerek “Senin futbol bilginin değeri ne kadar…!” Bu arada dikkatinizi çekiyor mu? Okan Buruk’un eline düşen futbolcu, geriye gidiyor. Sergio ilk geldiğinde nasıldı, şimdi ne durumda… Bitmedi bu takıma sol bek dayanmıyor. Niye acaba? Futbol dâhilerimize göre yetersiz. Ama giden gittiği takımda başarıyla oynuyor. Örnek mi İspanyol sol bek Angelino. Roma’da oynuyor ve kulüp bonservisini almak için uğraşıyormuş. Ya Roma’nın Hocası bilgisiz ya da Okan Buruk? Okan Buruk maç öncesi basın toplantısında “Kimse benim sistemimi anlamıyor.” demiş. Bu sözleri söyledikten sonra biri çıkıp da “Sizin sisteminiz mi var?” sorusunu soramamış. Dedik ya, yıkama yağlama gazeteciliği bu… Takım maçı kaybedince, eleştiriler havada uçuşuyor…!

Gelecek yazımızda Galatasaray’ın sorunlarını daha kapsamlı ele alacağız. Bu hafta Adana Demirspor maçı, gelecek hafta İstanbul’da Çaykur Rizespor ve Kadıköy’de Fenerbahçe maçları var. Bu yazacaklarımızı bir kenara not edin, bu 3 maçtan toplanacak en fazla 3 puan olur. Eğer Adana Demirspor maçında yanlışlıkla 3 puan alabilirlerse, Okan Buruk’un benim gibi futbol cahilinin anlamadığı “Uzun topla çıkma ve geniş alan bırakma sistemiyle” oynadığı taktirde, emin olun İstanbul’da Çaykur Rizespor’a kaybederler. Şundan eminim ki, Okan Buruk ve Yönetimin ipini “Kadıköy’de alacakları farklı yenilgi” çekecektir. Fenerbahçe 6-0’lık tarihi skorunu Kadıköy’de geliştirebilir… Bu oyun anlayışında hangi futbolcuyu getirirseniz getirin başarılı olamaz.

Futbol dâhilerine naçizane bir bilgi verelim. Hücum beki kavramı 3-5-2, 3-4-1-2 ya da 3-4-2-1 oyun sistemi oynayabilen takımlarda geçerlidir. Bu sistemleri oynayabilmeniz için, en az 2 Sanchez tipi stoperiniz, ayrıca orta alanda Toreira’nın yanına onun oyun anlayışında oyuncunuz olması gerekir. Ayrıca bu sistemin doğru çalışması içinde, “Ters kademe kavramını” bilen oyuncularınız olmalı. Son olarak fizik gücünüzün ve atletik oyuncu sayınızın en az 7 olması gerekir.

İcardi’nin ıslıklanacağı günleri görebiliriz.” Niye mi? Okan Buruk yakında “Santrafor değil de, orta saha mevkiinde” oynatacak da ondan. İcardi gibi bitiriciliği üst düzey futbolcuyu, gol atmak zorunda olduğun maçta, oyun kurucu orta saha oynatma düşüncesi de bizim gibi “Futbol cahilinin” anlamadığı sistem olsa gerek.

Yazımızın sonunda altını çizerek vurguluyorum “Futbolcularla, Okan Buruk arasında sorun var. Bu çok açık seçik görünüyor.” Aklıma geldi, ilk maçta “Besin zehirlenmesi” gerekçesiyle kadrodan çıkarılan Barış, ertesi gün uçakla geldi ve oynadı.

Sorum Okan Buruk’a “Zaha soğuk algınlığından bir antrenmana çıkmadı. Maç İstanbul’da oynandığı halde, niye yedeklerde yoktu?” Buradan Okan Buruk’a “Adalet uyarısı yapıyorum, zaten futbolcu da size güvenmiyor.” Son söz Galatasaray Yönetimine, “Bu Hoca ile devam ederseniz, Kadıköy’de tarihi farkla yenilip, Ekim ayında yapılacak Genel Kurulda yolcu olursunuz.” Galatasaray, Okan Buruk’un kaprislerine boyun eğecek kulüp değildir. Burası “Türkiye’nin Avrupa’ya açılan penceresidir.” Galatasaray başta Kerem Aktürkoğlu gibi haddini bilmeyen birinden “Twitter üzerinden mesaj alacak”, Okan Buruk gibi “Ben bu takımı 13. sıradan aldım, şampiyon yaptım” sözleriyle, Galatasaray’ı en önemli değeri Fatih Terim’i küçük düşürecek, terbiye sınırlarını zorlayan sözleri kabul edemez. Sakın kimse, ”O sözlerin muhatabı Torrent” demesin, en azından ben bunu yemem. Sahi Okan Buruk Efendi “Sen Başakşehir’i bıraktığında kaçıncı sıradaydın?” Hatırlamayanlara söyleyelim, 15. sıradaydın… Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyacak… Dedik ya, Hocanın “Dengesi bozulmuş.” Jose Mourinho’nun gelişi, farklı Beşiktaş yenilgisi, ligde de oynan kötü oyun, Şampiyonlar Ligi elemesinde alınan yenilgiler, Fatih Terim’i ensesinde hissetmesi ve futbolcularla iplerin koptuğu gerçeği Okan Buruk’un dengesini bozmuş ve artık düzelmez.” Son söz, “Hakkını yediğin futbolcuların ahından kurtulamazsın.” Angelino veda mesajında acaba niye senin adını bile anmadı… Otur düşün, şurada “Yolun Kadıköy’e kadar…” Ben olsam daha fazla rezil olmadan bırakırım, Galatasaray’ın geleceğini daha fazla karartma…! Yazımızın başlığını unutma “Perşembe’nin gelişi Çarşambadan bellidir…”

Gelen haberler, Galatasaray Young Boys’un sol bekine talip olduğu. Sahi bu takım “Köy Takımı” değil miydi…! Güleriz ağlanacak halimize vesselam.

Hoşça kalın.

 

NOT: Bize ulaşmak isteyen dostlar [email protected] adresine mail atabilir. Düşünce ve önerilerinizi bekliyoruz. Sevgiyle kalın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!