Mevcut yönetimin uyguladığı politikalar halkı ve şirketleri zorluyor. Döviz bozduran vatandaşlar, krediyle borçlanan bireyler ve temkinli hareket eden yatırımcılar, ekonominin daha güvenli bir rotaya girmesi için ciddi değişiklikler gerektiğini gösteriyor. Türk milletinin potansiyeli büyük olsa da hükümetin doğru ve sürdürülebilir adımlar atması şart. Şu anda izlenen yol, halkın güvenini kazanmak ve ekonomiyi düzeltmekten oldukça uzak.
Geçtiğimiz hafta açıklanan ekonomik veriler, mevcut iktidarın uyguladığı politikaların halkı ve işletmeleri nasıl etkilediğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Vatandaşlarımızın tüketici kredilerine daha fazla yönelmesi, yaşam maliyetlerinin artmasının bir sonucu. İnsanlar, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve borçlarını ödemek için bankalardan kredi almak zorunda kalıyor. Bu, halkın alım gücünün ciddi şekilde düştüğünü ve mevcut ekonomik şartların insanların cebine yansıdığını gösteriyor. Öte yandan, şirketlerin kredi kullanımını azaltması, ekonomik belirsizliğin ne kadar derinleştiğinin bir başka göstergesi. İşletmelerin yatırımlarını ertelemesi, aslında hükümetin ekonomik yönetiminin ne kadar temkinli ve riskten kaçan bir hal aldığını ortaya koyuyor.
Döviz piyasasında ise vatandaşların ellerindeki dövizi bozdurması, Türk Lirası’na olan güvenin arttığı anlamına gelmiyor. Bu durum, halkın ekonomik zorluklarla başa çıkmak için dövize başvurmak yerine onu elden çıkarmak zorunda kalmasının bir sonucu. Ayrıca, Merkez Bankası’nın Kur Korumalı Mevduat hesaplarındaki dolar miktarını azaltması, bu sistemin amacına ulaşamadığını ve sonlandırılmaya başlandığını gösteriyor.
Yatırımcılar tarafında ise yabancı sermaye, borsadan çıkarken devlet tahvillerine yöneliyor. Bu, iktidarın ekonomik yönetimine duyulan güvensizliğin bir göstergesi. Yatırımcılar, riskli piyasalardan kaçarken, daha güvenli limanlara yöneliyor. Ayrıca, Türkiye’nin Eurobond’larına olan ilginin düşmesi, dış piyasalarda ekonomimize duyulan güvenin zayıfladığını gösteriyor. Merkez Bankası rezervlerindeki düşüş de ekonomiyi geçici çözümlerle desteklemeye çalışan bir yaklaşımın sonucudur. Ancak bu durum, uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm sunmuyor.
Sonuç olarak, mevcut yönetimin uyguladığı politikalar halkı ve şirketleri zorluyor. Döviz bozduran vatandaşlar, krediyle borçlanan bireyler ve temkinli hareket eden yatırımcılar, ekonominin daha güvenli bir rotaya girmesi için ciddi değişiklikler gerektiğini gösteriyor. Türk milletinin potansiyeli büyük olsa da hükümetin doğru ve sürdürülebilir adımlar atması şart. Şu anda izlenen yol, halkın güvenini kazanmak ve ekonomiyi düzeltmekten oldukça uzak.
