Prof. Dr. Aygün Attar
Prof. Dr. Aygün Attar

29 Mayıs 1918’in Kara Hatırası, Azerbaycan’ın Tarihî Müslüman Türk şehri Revan nasıl Erivan oldu?

featured

29 Mayıs 1918’de Hasan Bey Ağayev’in başkanlığında, Mustafa Mahmudov’un sekreterliğinde yapılan Azerbaycan Milli Şurası toplantısında görüşülmüş. Başbakan Feteli Han Hoyski, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sınır konuları konusunda Konsey üyeleri ile Ermeni Ulusal Konseyi üyeleri arasında yapılan görüşmeler hakkında bilgi vermiştir. Feteli Han raporunda, Gümrü’nün Türkler tarafından alınmasının ardından Ermenilerin kendi siyasi merkezlerini kurabilmeleri için Erivan’ın Ermenistan’a bırakılmasının kaçınılmaz olduğunu belirtmiştir. (Söz konusu tarihte Bakü’de Ermeni teröristlerince Türklere mezalim yapılmaktaydı). Daha sonra Halil Bey Hasmemmedov, Memmed Yusuf Caferov, Ekber Ağa Şeyhülislamov ve Muhammed Maharramov bu konuda konuşmalar yaparak, Erivan’ın Ermenilere verilmesinin tarihi zorunluluğa dönüşen acı bir gerçek olduğunu belirtmişlerdir. Toplantıya katılan 20 Milli Konsey üyesinden 16’sı “Erivan’ın Ermenilere verilmesi” önerisine evet oyu verirken, 1’i hayır oyu kullanmış, 3’ü de çekimser kalmıştır.

Türkülerimize, ninnilerimize ve ağıtlarımıza kadar hatıraları devam eden kadim şehrimiz Revan’ın bugünkü Ermenistan’ın başkenti olma süreci acılarla ve ibretle dolu bir hikâyeye sahiptir.

Aras nehrinin hemen kuzeyinden başlayan düzlüklere kurulu olan ve yüzyıllarca Azerbaycan devlet ve hanlıklarının hâkimiyetinde olan, 18 ve 19. Yüzyıllarda ise bir hanlık merkezi olan bu şehirde, yüzlerce tarihi abide, mezarlık ve sivil yerleşim 20. Yüzyıl başlarından itibaren yok edilerek tarihi kimliği silinmiştir. Ancak Revan’ın (veya Azerbaycan Türkçesi ile İrevan’ın) nasıl bugünkü Ermenistan’ın başkenti olduğu maalesef çok az bilinir.

Esasen Azerbaycan’ın tarihi toprakları olan Revan, Zengezur ve Karabağ’da Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği döneminde büyük bir demografik değişim gerçekleştirilmiştir. Çarlık Rusya’nın 1804-1812 ve 1826-1828 savaşlarıyla İran’a, 1878’de ise Osmanlı’ya karşı kazandığı savaşlardan sonra tüm Güney Kafkasya’da Azerbaycanlı/Türk nüfus azaltılmaya çalışılmış ve Ermeni yerleşimleri dizayn edilmiştir.

Osmanlı ve İran topraklarından Ermenilerin Güney Kafkasya’ya gönderilmesiyle ilgilenmek üzere özel bir komisyon kurulmuş, yüzbinlerce Ermeni, Revan ve Gence vilayetleri ile bunların çevrelerine yerleştirilmiştir. Buna rağmen Azerbaycan Türkleri, Revan’da bile nüfusun çoğunluğunu oluşturmaya 1920 yılına kadar devam etmiştir.

Birinci Dünya Savaşı sürerken Çarlık Rusya’da rejimin değişmesi ve Bolşeviklerin yönetimi ele geçirmesiyle Rusya savaştan çekilip Brest-Litovsk antlaşmasını yapmıştır. Bu anlaşmayla vazgeçeceğini belirttiği topraklar arasında Güney Kafkasya’nın batısındaki Elviye-i Selase de vardır. 1878’den 1918’e kadar nüfus yapısı değiştirilen, Ermeni, Rus, Beyaz Rus, Alman, Duhobor, Molokan gibi pek çok gayrımüslim unsurun yerleştirildiği bölgelerde, Rus ordularının çekildiği bölgelerdeki tüm silah ve teçhizat silahlı Ermeni örgütlerine bırakıldığından buralarda Müslüman Türk nüfusa karşı planlı ve vahşi toplu katliamlar gerçekleştirilmiştir. Antranik, Njde ve Dro gibi katliamcı çete liderlerinin ordu ve asker onurundan mahrum gruplarının bu vahşeti Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü harekâtı ile Kazım Karabekir’in harekatları ile ortadan kaldırılabilmiştir.

Bugünkü Ermenistan’ın ikinci büyük şehri olan Gümrü çok daha önceden Ermenileştirilebilmişken tüm bu katliamlara rağmen şehir merkezi ve çevresinde Türk nüfus hakimiyeti bulunan Revan hedefe konularak burada bir Ermeni ülkesi oluşturmanın adımları atılmıştır. Ancak Osmanlı kuvvetlerinin Gümrü’yü alması ve ilerlemesi karşısında Revan çevresindeki Ermeni silahlı unsurları birleşerek ilerleyişi durdurmaya çalışmışlardır. Öte yandan Mayıs 1918 sonunda Batum’da süren görüşmelerde Osmanlı hükümeti temsilcileri, Ermenilerin Güney Kafkasya’da bir devlete sahip olmaları fikrini dışlamamışlardır. Esasen Enver Paşa ve Talat Paşa bu görüşte olmasa da Halil Paşa ve Vehbi Paşa siyasi merkezi Revan şehri olan bir Ermeni yönetimi kurma konusunda ısrar etmiş ve bunu Azerbaycan Milli Şura temsilcileri Memmed Emin Resulzade ve Memmed Hasan Hacınski’ye kabul ettirmişlerdir.

Batum’daki Azerbaycan temsilcilerinin önerisi üzerine, resmî prosedürlerin tamamlanması amacıyla, Revan’ın Ermenistan’a devredilmesi meselesi, 29 Mayıs 1918’de Hasan Bey Ağayev’in başkanlığında, Mustafa Mahmudov’un sekreterliğinde yapılan Azerbaycan Milli Şurası toplantısında görüşülmüş. Başbakan Feteli Han Hoyski, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sınır konuları konusunda Konsey üyeleri ile Ermeni Ulusal Konseyi üyeleri arasında yapılan görüşmeler hakkında bilgi vermiştir. Feteli Han raporunda, Gümrü’nün Türkler tarafından alınmasının ardından Ermenilerin kendi siyasi merkezlerini kurabilmeleri için Erivan’ın Ermenistan’a bırakılmasının kaçınılmaz olduğunu belirtmiştir. (Söz konusu tarihte Bakü’de Ermeni teröristlerince Türklere mezalim yapılmaktaydı). Daha sonra Halil Bey Hasmemmedov, Memmed Yusuf Caferov, Ekber Ağa Şeyhülislamov ve Muhammed Maharramov bu konuda konuşmalar yaparak, Erivan’ın Ermenilere verilmesinin tarihi zorunluluğa dönüşen acı bir gerçek olduğunu belirtmişlerdir. Toplantıya katılan 20 Milli Konsey üyesinden 16’sı “Erivan’ın Ermenilere verilmesi” önerisine evet oyu verirken, 1’i hayır oyu kullanmış, 3’ü de çekimser kalmıştır. Azerbaycan Milli Şurası, Erivan’ın Ermenilere bırakılması kararını alır almaz, aynı gün Feteli Han Hoyski, Batum’a Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hacinski’ye Milli Konsey’in kararını bildirerek, “Ermenilerle bütün anlaşmazlıklara son verdik, ültimatomu kabul ediyorlar ve savaşı bitiriyorlar. Erivan’ı teslim ettik.” demiştir.

Revan’ın Ermenilere verilmesi ve bölgede bir Ermeni devletinin kurulması karşılığında Ermenistan Türkiye ve Azernbaycan’a karşı şu yükümlülükleri üstlenmiştir:

  1. Ermeniler, Türk-Müslümanlara karşı düşmanlığı ortadan kaldıracak, Ermeni askeri birliklerini Bakü’den çekecek ve Şaumyan ile temas kurarak Bakü’deki Müslüman nüfusun güvenliğini garanti edeceklerdi;
  2. Ermeni silahlı grupları tarafından Azerbaycan vilayetlerinde Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen kitlesel katliamlar durdurulacaktı;
  3. Ermenistan hükümeti, Erivan’da ve yeni kurulan Ermenistan devletinin diğer topraklarında yaşayan Müslümanların dini ibadetlerini, kültürlerini, siyasetlerini ve kendi dillerinde eğitimlerini özgürce yapma haklarını güvence altına alacaktı;
  4. Ermeniler, Yelizavetpol vilayetinin bir kısmı, özellikle Karabağ üzerindeki toprak iddialarından vazgeçeceklerdi.

Ancak, Ermeniler, 4 Haziran 1918 Osmanlı-ErmeniBarış ve Dostluk” Antlaşması”nda ve Gümrü protokollerinde üstlendikleri yükümlülüklerin hiçbirini gerçekleştirmediler!

Ermenistan, bugünkü topraklarında tek bir Müslüman/Türk bırakmayarak, Azerbaycan’ın tarihi topraklarını işgal ederek ve işgal edemediği yerlere de hak iddialarını sürdürerek bu hükümleri bugüne kadar sürekli çiğnemiştir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!