Karabağ’da yeniden bir çatışma başladı.
İyi gidiyoruz.
Belli ki bu bir Rus hamlesi.
Ermenistan’ı ve Kafkasları Batı’ya kaptırmamak istiyor.
Bir ders vererek Ermenistan’ı yeniden tam manasıyla kucağına almak istiyor.
Tıpkı Gürcistan ve Ukrayna’da yaptığı gibi.
Rus’un bu çok yönlü hamlesini iyi değerlendirmek kaydıyla bizim de kazançlı çıkacağımız görülüyor.
Bu konuyu daha çok konuşacağız.
Yalnız, iki aptallık dikkatimi çekti.
Biri, “Türkiye şu yardımı yaptı, bu yardımı yaptı… İşte şu uçak.,. İşte şu kumandan… İşte şu İHA…” demek akıl alır şey değildir.
Türkiye elbette yardım edecektir.
Bunun adını açık açık, şu şu şu şekilde diye söylemek gerekmez.
Fotoğraflamak, belgelemek başkasının işine yarar.
Yarın masada bizi zayıflatır.
En hafifi budur.
Her şeyi yapacağız, ne yaptığımızı bileceğiz ama ne olduğunu söyleyerek değil.
Dikkatimi çeken bir bölücülük de bu olay dolayısıyla hortladı.
Türkiye’nin sözüm ona aydınları, hocaları, okumuşları televizyonlarda yine “Âzerî” demeye başladılar.
Türk’e Türk diyemeyenler kanalları sardı.
Savaş kazanmaktan daha önemli bir savaşı başlatmışlar gibi hissettim.
Bu düşman işidir.
Bölücülüğün en ileri hamlesidir.
Artık benim için bu apaçık bir gerçektir.
Kırk yıldır bu “Âzerî” sözünün yıkıcılığıyla mücadele ediyorum.
Sanırım yazdıklarım, konuştuklarım ciltler tutar.
Dağ taş bile duydu ki “âzerî” İran’da küçük bir gruptur.
Açın televizyonları, Karabağ’da savaşanlara, Bakü’de Türk Türk diye haykıranlara, İran’da bozkurt işaretiyle “Ne mutlu Türküm diyene!” diyenlere “âzeri” diyorlar.
“Hayır sen Türk değil Azerisin!” demek istiyorlar.
Rus’a, Fars’a, ona buna çalışıyorlar.
Ve biz bunlara ses çıkarmıyoruz.
Halbuki Türkiye onları insan içine çıkamaz hale getirmelidir.
O sözü bir daha ağzına alamayacak hale getirmek vatan borcudur.
Çünkü Türk’e düşmanlık ediyorlar, bu kesindir.
Çünkü Türk’ü bölmekte ısrar etmek sadece aptallık işi değildir.
Gaflet değildir.
Türk’e “Âzerî” demek apaçık Türk karşıtlığıdır.
Bilesiniz ki bu bir ağız alışkanlığı olmaktan çıktı.
Mesela şu anda Habertürk’te Nagehan Alçı konuşuyor.
Ermeni’den bahsederken neredeyse özür diler gibi konuşan bu gazetecilikten uzak hanım, bizimkilere on kere ” “Âzeri” dedi.
Şimdi ben bu hatunun iyi niyetli olduğunu düşünebilir miyim?
Hadi okumadı, hadi bilmiyor, hadi cahil…
Bin kere onların Türk olduğunu duydu.
Bin kere…
Türk’e “Azeri” diyenin iyi niyetinden nasıl bahsedilebilir?
Buna karşı çıkmak, Karabağ Savaşı’ndan daha önemlidir.
Karabağ’ı er geç alırız.
Kimliğimiz ve adımız böyle bölünürse bu birliği sağlayacak gücü hiçbir zaman bulamayabiliriz.
Savaş önce ve sonra kültür ve dil savaşıdır.
Kimlik savaşıdır.
Adınızı koruma savaşıdır.
“Adımız andımızdır!”