Arslan Küçükyıldız
Arslan Küçükyıldız
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Roma Kulübü

Roma Kulübü

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1968’de Aurelio Peccei ve Alexander King tarafından kurulan uluslararası bir düşünce kuruluşu olan Roma Kulübü‘ne genel bir bakış sunmaktadır. Bu kulüp, dünya çapındaki önemli sosyal, ekonomik, çevresel ve politik sorunları ele almaktadır. Metin, kulübün Türkiye’deki etkilerine, özellikle Türkiye’nin birincil uygulama bölgesi olduğu iddialarına odaklanmaktadır. “Büyümenin Sınırları” raporu gibi önemli çalışmalarına atıfta bulunarak, kulübün küresel yönetişim ve sürdürülebilir kalkınma üzerindeki etkilerini tartışmaktadır. Ayrıca, kulübün masonik yapılar ve Dünya Ekonomik Forumu gibi gruplarla ilişkisi olduğu yönündeki tartışmalı iddialara da değinilmekte ve bu bağlantıların “Yeni Dünya Düzeni” anlatılarıyla nasıl ilişkilendirildiği belirtilmektedir.

Önceki bir yazımda “3. Roma” kavramı üzerinde durmuş, gelecek yazımda bu hayalin arkasındaki güç olan “Roma Kulübü” üzerinde duracağımı söylemiştim.[1] Araya biraz zaman girdi. Bu yazıda Roma Kulübü çalışmaları, ana çizgileriyle Türkiye’deki etkileri ve 3. Roma hayali ile ilişkileri üzerinde durulacaktır. Çünkü Roma Kulübü idaresindeki kişi ve kurumların söylem ve eylemlerinin odağında Türkiye olduğu, ülkemizin ilk uygulama bölgesi seçildiği iddiaları vardır. Türk kamuoyunun açıklamakta güçlük çektiği birçok konunun (Emine Erdoğan ile Papa’nın görüşmesi, İklim Kanunu’nun kabulü, gelişmiş ülkelerin dev sanayi kirlilikleri dururken hayvanlarımızın sera gazı salınımı üzerinde durulması, bütün Türkiye’yi hedef alan orman yangınları, su sorunları, zeytinlikler ve maden sahaları… gibi) Roma Kulübü’yle ilişkili olduğu; Türkiye “tarlalarının” çok uzun süredir fazla bilinmeyen bu örtülü güç tarafından sürüldüğü söylenmektedir.

Roma Kulübü (Club of Rome), 1968 yılında kurulan, küresel ölçekte önemli sosyal, ekonomik, çevresel ve politik meseleleri inceleyen uluslararası bir düşünce kuruluşudur. İtalyan sanayici Aurelio Peccei ve İskoç bilim insanı Alexander King tarafından kuruldu.

Uluslararası Klubün Tam Üyeleri (Full Members): Bilim insanları, ekonomistler, iş ve toplum liderleri, eski devlet başkanları, düşünürler ve yüksek düzey kamu görevlileridir. Üyelik davetle gerçekleşir. Üye sayısı genellikle yaklaşık 100 kişiyle sınırlıdır. Roma Kulübü’nün uluslararası üye listesi katı ölçütlere dayanır ve üyeler arasında “kamuya açıkça ilan edilmesi zor” (gizli) kişiler bulunmaktadır. Önemli üye örnekleri arasında Al Gore, Kofi Annan, Mikhail Gorbachev, Bill Clinton, Frances von Weizsäcker, Jane Goodall, George Soros, Ted Turner gibi uluslararası figürler bulunur.

Uluslararası Tam Üyeleri arasında resmî kayıtlarda yer alan Türkiye’den başlıca isimler; tam üye ve Türk Millî Bölümü Yürütme Kurulu üyesi (Turkish Chapter of the Club of Rome) Bilkent Üniversitesinden Prof. Orhan Güvenen ve Türk edebiyatı alanında çalışan eski üye Prof. Talat S. Halman, Roma Kulübü kurucularından ve ilk vizyon belgelerinin hazırlanmasında yer alan diplomat Hasan Özbekhan, Roma Kulübü Başkanlarından işadamı Dr. Zeynel Abidin Erdem’dır.

Türkiye’de kurumun genel raporlarına, atıflara veya yerel temsil faaliyetlerine sınırlı referans sunulmakla birlikte, kültürel ve akademik anlamda bilinirlik kazandırılmıştır.

Kamuya açık yayınlarında kâr amacı gütmeyen, politik olmayan bir yapıya sahip olduğu “belirtilir.” Kuruluş amacı, dünya çapında insanlığın karşılaştığı temel sorunlara dair disiplinler arası ve uzun vadeli “düşünce üretmek”tir. Kamuoyunda pek bilinmeyen bu örgütün ortaklarına/paydaşlarına; işbirlikçilerine yakından bakıldığında etki alanı anlaşılacaktır:

Orhan Güvenen hakkında kısa bir bilgi verelim: 1973-1988 yıllarında OECD Sekretaryasında istatistik ve niceleyici teknikler konularında çalışmış, 1995-1997’de Büyükelçi ve OECD nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi, 1966-1967 de OECD İcra Konseyi Başkan Yardımcısı görevlerini ifa etmiştir. 2001-2005’de UNESCO İcra Konseyi Türkiye Temsilcisi, 2002-2005’de Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı görevlerinde bulunmuştur. 1988-1994’de T.C. Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanı, 1997-1999’da Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı görevini ifa etmiştir. 1988-2017’de Bilkent Üniversitesi Dünya Dinamikleri ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Kurucu Direktörü ve Profesörü.[2] Türkiye’nin istatistiğini ve devletin planlamasını teslim ettiği bir kişi. “Dünyanın Büyük Başarıları Ödülü – Uluslararası Gusi Barış Ödülü” (2013) gibi ödülleri var. Eh artık milliyetçi bir kuruluş da ona ödül versin değil mi? “TÜRKSAV Türk Dünyasına Hizmet Ödülü” (2012).

Roma Kulübü’nün doğrudan işbirliği içinde olduğu veya faaliyetlerini destekleyen kurumsal yapılar şunlardır:

Akademik ve Bilimsel Kurumlar

  • MIT (Massachusetts Institute of Technology) – İlk modeller burada hazırlanmıştır.
  • Potsdam Institute for Climate Impact Research (PIK)
  • Stockholm Resilience Centre
  • IIASA (International Institute for Applied Systems Analysis)

Küresel Kuruluşlar

  • Birleşmiş Milletler (UNEP, UNDP gibi alt ajanslar)
  • Dünya Bankası (özellikle çevresel projelerle dolaylı temas)
  • OECD
  • Avrupa Komisyonu (bazı projeler için fon sağlayıcı)

Vakıf ve Enstitüler

  • Rockefeller Vakfı
  • Volkswagen Stiftung
  • Ford Foundation
  • Club of Budapest – Roma Kulübü’nden ilham alan ayrı bir oluşumdur.
  • World Resources Institute

Değişik çevrelerin yorumlarına göre gizli olduğu iddia edilen örgütsel ilişkileri ise şunlar:

Masonik Yapılar ve Gizli Cemiyetler İddiaları

  • Roma Kulübü’nün bazı üyelerinin masonik ya da ezoterik yapılara bağlı olduğu öne sürülmüşür.
  • Tapınak Şövalyeleri, Bilderberg Grubu, Skull and Bones gibi yapılanmalarla örtüşen üyelikler veya toplantı temaları olduğu iddia edilmiş; benzer “gizli elitler” ya da “dünya düzenini kontrol eden yapılar” olarak anılmışlardır.

Not: Bu gruplarla doğrudan belgelenmiş bir “örgütsel” bağ yoktur, ancak bazı üyelerin birden çok elit kulüpte yer alması bu iddiaları beslemiştir.[3]

Bilderberg Grubu ve Dünya Ekonomik Forumu (WEF)

  • Ortak üyeler ve benzer küresel söylem nedeniyle Roma Kulübü’nün WEF (Davos) ile ideolojik bağ taşıdığı düşünülür.
  • Özellikle “küresel elit”, “büyümeyi durdurma”, “insan nüfusunu yönetme”, “iklimi bahane ederek Yeni Dünya Düzeni kurma” gibi iddialarda bu bağ sıkça dile getirilir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Gates Vakfı

  • Pandemi döneminde Roma Kulübü’nün önerdiği bazı küresel yönetişim modelleri ile WHO-Bill Gates ekseni arasında örtüşmeler kuran yorumlar yapılmıştır.

Özetle:

Tür Örgüt/Paydaş Not
Açık MIT, UNEP, Rockefeller, Avrupa Komisyonu Bilimsel, finansal ve politik işbirlikleri
Tartışmalı Bilderberg, Tapınak Şövalyeleri, WEF Spekülatif bağlar; ortak üyelikler iddiası
Destekleyici Vakıflar Volkswagen Stiftung, Club of Budapest Roma Kulübü’nden etkilenmiş veya destek vermiş yapılar

 

Buraya kadar verdiğimiz bilgilerden yola çıkarak kısa bir değerlendirme yapmak gerekirse Roma Kulübü, tek başına bir küresel iktidar gücü değildir. Ancak önerdiği sistem modelleri, nüfus kontrolü, sürdürülebilirlik üzerinden ekonomi-politik yönlendirmeler içerdiği için bazı çevrelerde “örtük bir ideolojik yapı” olarak görülmektedir. Buradan hareketle bazı “kontrollü dünya dönüşümü” senaryolarında kilit oyunculardan biri olarak anılmaktadır.

Roma Kulübü çalışmalarını uluslararası toplantılarla, çeşitli konulardaki hükümetler üzerinde etkili raporlar hazırlayıp bunları güncelleyerek sürdürmektedir. Bu toplantılardan biri de Roma Kulübü’nce “Ortağımız ve ev sahibimiz” diye nitelenen Bilkent Üniversitesinde, kamuya kapalı-gizli olarak yapılmıştır. Prof. Dr. İhsan Doğramacı; Prof. Dr. Suat Çağlayan; Prof. Talat Halman; Prof. Oktay Yenal; İlter Türkmen; Prof. Baran Tuncer toplantıda tebliğ sunmuşlardır. Bu toplantıyla ilgili olarak Alev Alatlı Vakfınca kapsamlı bir eleştiri yazısı yayınlanmıştır.[4]

Roma Kulübü hükümetlere doğrudan emir vermez, ancak hazırladığı raporlar ve önerilerle politikaları etkileme gücüne sahiptir. 1970’lerden günümüze hükümetlerin Roma Kulübü’nce üretilen düşünceleri (raporları) adeta bir emir gibi algılayarak kalkınma planlarında yer verdikleri ve buna göre uygulamalar yaptıkları görülmektedir.

“Roma Kulübünün Gündemindeki Temel Konular” incelendiğinde bunların gündelik hayatımızla ve geleceğimizle hayati oranda doğrudan ilgili konular olduğu görülür:

  • İklim değişikliği ve çevresel yıkım
  • Küresel eşitsizlik
  • Enerji, su ve gıda güvenliği
  • Sürdürülebilir kalkınma
  • Küresel yönetişim eksiklikleri
  • Kapsayıcı ekonomi ve sistem dönüşümü

Büyümenin Sınırları (Ya da Büyümeye Sınır Çizme?)

Roma Kulübü’nün en bilinen çalışması, 1972 yılında yayınlanan “The Limits to Growth” (Büyümenin Sınırları) adlı rapordur. Bu rapor; Massachusetts Institute of Technology (MIT) araştırmacıları tarafından hazırlanmıştır. (Donella Meadows, Dennis Meadows, Jørgen Randers, William Behrens ) Rapor, nüfus artışı, sanayileşme, çevre kirliliği, tarım üretimi ve doğal kaynakların tükenmesi gibi etkenlerin mevcut gidişatla sürdürülemez olduğunu savunmuştur. Öngörüsü şudur: Kaynaklar tükenir, çevre zarar görür ve eğer önlem alınmazsa 21. yüzyıl ortalarında ekonomik ve çevresel çöküş olur. Bu çalışma, sistem dinamikleri modellemesi kullanılarak yapılmış ve oldukça ses getirmiştir. Bazı çevrelerce şeytanî bir plan ve “kıyamet tellallığı” olarak görülse de, 2008 ve 2020 analizleri orijinal öngörülerin çoğunu “doğrulamıştır.” 1992, 2004, 2012’de rapor güncellenmiştir.

Kulübün diğer önemli raporları Beyond the Limits (1992), The First Global Revolution (1991), Come On! Capitalism, Short-termism, Population and the Destruction of the Planet (2018)’dir.

Beyond the Limits (1992):

Bu rapor Büyümenin Sınırları raporunun 20 yıl sonraki güncellemesidir. Donella Meadows, Dennis Meadows ve Jørgen Randers tarafından hazırlanmıştır.

Ana noktalar:

  • Dünya, 1972’de belirtilen sınırların çoğunu aşmıştır.
  • Doğal kaynakların tükenmesi ve çevresel yıkım hız kazanmıştır.
  • İnsanlık, mevcut üretim ve tüketim kalıplarını sürdürürse, sistemik çöküş kaçınılmazdır.
  • Sürdürülebilirlik hala mümkündür ancak radikal yapısal değişiklikler gereklidir.
  • Karbon salınımı ve biyolojik çeşitlilikteki düşüş alarm vericidir.

Kaynak: Meadows, D. H., Meadows, D. L., ve Randers, J. (1992). Beyond the Limits. Chelsea Green Publishing.

2. The First Global Revolution (1991)

Alexander King ve Bertrand Schneider tarafından editörlüğü yapılan bu rapor, Soğuk Savaş sonrası dönemde insanlığın ortak sorunlarına çözüm önerileri sunar.

Ana noktalar:

  • Dünyayı birleştirebilecek yeni ortak düşmanlar olarak çevre krizleri, yoksulluk ve nüfus artışı ön plana çıkarıldı.
  • Küresel iş birliği ve ortak etik anlayışı gerekliliği vurgulanır.
  • Teknoloji ve ekonomi merkezli yaklaşımlar yerine insan, etik ve doğa öncelikli modeller önerilir.
  • Bazı çevrelerce, raporun içeriği “Yeni Dünya Düzeni” planları ve “Kontrollü İnsan Yönetimi” iddialarıyla gündeme getirilmiştir.

Kaynak: King, A., ve Schneider, B. (1991). The First Global Revolution. Pantheon Books.

3. Come On! Capitalism, Short-termism, Population and the Destruction of the Planet (2018)

Roma Kulübü’nün 50. kuruluş yıl dönümünde yayınlanan bu rapor, kapitalizmin kısa vadeli çıkar odaklı yapısını eleştirir. Mathis Wackernagel, Ernst von Weizsäcker ve Anders Wijkman tarafından hazırlanmıştır.

Ana noktalar:

  • Kapitalist sistemin, doğa ve insanlığı tüketen bir model olduğu vurgulanır.
  • “Kısa vadecilik” (short-termism) aşırı tüketimi ve çevresel yıkımı hızlandırmaktadır.
  • Yeni bir “Aydınlanma Çağı”na ihtiyaç vardır; bu çağda bilim, etik ve doğayla uyumlu yaşam ön planda olacaktır.
  • Nüfus artışının kontrolü ve ekonomik büyümenin sınırlandırılması gerekliliği belirtilir.

Kaynak: Weizsäcker, E. U., Wijkman, A. (2018). Come On! Capitalism, Short-termism, Population and the Destruction of the Planet. Springer.

Roma Kulübü’nün Diğer Dikkat Çekici Çalışmaları

  • “Yeni Bir Düşünce Biçimi” (No Limits to Learning)
  • “Come On!” (2018) – sürdürülebilir kalkınma ve ahlaki çağrı
  • İklim değişikliği, demokrasi krizi, eşitsizlik gibi güncel sorunlara yaklaşımları

Roma Kulübü bu çalışmalarındaki aşırı karamsar öngörülerle “felaket tellallığı” yapmakla suçlanmıştır. Bu suçlamanın bizzat Roma Kulübü tarafından kamuoyunu ileri sürülen düşüncelere alıştırmak için ortaya atıldığı söylenmiştir. Bu karamsar öngörüleri yapan güçle, öngörülerde sözü edilen değişmelerin gerçekleşmesini sağlayan gücün aynı güç olduğu savunulmuştur. Üyelerinin, Dünya Ekonomik Forumu, Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Birliği Komisyonu gibi kuruluşlara, örneğin David Lehrer’n aynı anda ABD Roma Kulübü Derneği, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü ve Dünya Ekonomik Forumu Teknoloji Dürüstlük Topluluğu üyesi olması bu görüşü desteklemektedir.

  • Görünmez gücü sayesinde pek çok önerisinin ve uyarısının hayata geçirilmiş olduğu görülmüştür.
  • Özellikle çevre krizleri konusunda erken uyarıcı bir role bürünmüştür.

Türkiye’de Roma Kulübü ve Büyümenin Sınırları Raporu

  • 1970-80’ler: Türkiye’de DPT ve akademik çevrelerde sürdürülebilirlik tartışmalarına etki yaptı.
  • 1980 sonrası: Eleştirel akademisyenler, çevreciler ve bazı basın organları tarafından referans gösterildi.
  • 2000’ler ve sonrası: Sürdürülebilir kalkınma gündeminde dolaylı etkiler, ancak siyasal söylemde büyüme odaklı politikalar ağır bastı.
  • Siyasi söylemler:  Devlet ve hükümet yöneticileri ve bir kısım yerel yöneticiler (Örneğin Gaziantep Belediye Başkanı Fadime Şahin) Roma Kulübü raporlarının söylemlerini tekrarlamaktadır.
  • Akademik kaynaklar: Türkiye’de sürdürülebilir kalkınma ve çevre politikaları alanında Roma Kulübü’ne atıf yapan makaleler ve kitaplar bulunmaktadır.

Özetle Roma Kulübü, bilimsel ve politika alanında çevresel sürdürülebilirlik için uyarılar yapan, Türkiye’de sınırlı ama önemli bir akademik etkiye sahip kuruluştur. “Büyümenin Sınırları” raporu, küresel çevre sorunlarını anlamada temel belge olmuştur ve halen güncelliğini korumaktadır. Kulübün diğer raporlarına da atıflar yapılmaktadır.

3. Roma İddiası ile Roma Kulübü Arasındaki Olası İlişkiler

“3. Roma” söylemi, siyasi ve kültürel bir tartışma alanı olup halkın büyük çoğunluğu tarafından bilinmemekte, tartışılmamaktadır. Roma Kulübü ile “3. Roma” söylemi fikir düzeyinde, özellikle küresel sistem tartışmaları ve Yeni Dünya Düzeni arayışları bağlamında kesişmeler söz konusudur:

a. Roma Kulübü’nün Küresel Kriz Uyarıları

Roma Kulübü, özellikle ekonomik büyümenin sınırları, doğal kaynakların tükenmesi ve çevresl çöküş üzerine yaptığı çalışmalarla, mevcut sistemin sürdürülemez olduğunu ileri sürer. Bu uyarılar, dünya genelinde:

  • Yeni ekonomik modellerin,
  • Yeni toplumsal düzen arayışlarının,
  • Hatta yeni “medeniyet” veya “imparatorluk” tahayyüllerinin ortaya çıkmasına fikirsel zemin hazırlamıştır.

Bu bağlamda, “3. Roma” gibi alternatif sistem arayışlarını besleyen bir entelektüel atmosferde Roma Kulübü’nün katkısı olduğu söylenebilir.

b. Roma Söylemi: Yeni Bir Medeniyet İddiası

“3. Roma” fikri, Batı Roma (ilk), Bizans (ikinci) ve ardından Moskova (üçüncü Roma) gibi tarihsel zincirlerden ilhamla: “Yeni bir merkezî otorite”, “Yeni bir uygarlık liderliği” ve “Yeni bir imparatorluk”  kurma arzusunu ifade eder. Bunlar, Roma Kulübü’nün “mevcut sistemin iflası” analizleriyle örtüşen bir sistem-sonrası gelecek arayışıdır.

c. İdeolojik Çatışma mı, Paralel Arayış mı?

Roma Kulübü’nün yaklaşımı küresel sorumluluğa, çevre dengesine ve sürdürülebilirliğe vurgu yapar. 3. Roma düşüncesi ise genellikle jeopolitik güç, medeniyet hamlesi ve egemenlik iddiasıyla yüklüdür. Bu açıdan bakıldığında:

  • Roma Kulübü daha kozmopolit ve eleştirel bir dünya tahayyülü sunarken,
  • 3. Roma hayali daha kültürel (dinî) ve tarihsel kaynaklı görünür.

Ancak iki anlayış da mevcut düzenin kriz içinde olduğu teşhisinde buluşmaktadır.

d.  Ortak Çıkış Noktası: “Roma”

Hem “Roma Kulübü” hem de “3. Roma” kavramı, Roma İmparatorluğu mirasına atıfta bulunularak inşa edilmiştir. Bu durum, iki tarafın da bir tür medeniyet merkezi tahayyülü taşıdığını gösterir. Ancak biri evrensel sorumluluk ararken, diğeri egemenlik ve merkezî güç kurma peşindeymiş gibi gözükmektedir.

e.  Örnek Bağlantılar veya Söylemler

Bazı sıra dışı söylemlerde Roma Kulübü ve benzer kuruluşların Yeni Dünya Düzeni’ni planladığı, “3. Roma” gibi projelerin de bu düzenin parçası olarak şekillendirildiği
ileri sürülmektedir. “Kanıttan çok yorum niteliğinde olduğu” söylenen bu görüşler günümüzde akademik çevrelerde de dillendirilmeye başlanmıştır.

Gelecek yazımızda Roma Kulübü’nün Türkiye’deki etkilerine yakından bakmaya çalışacağız. 1940’lı yıllarda ABD’nin etkisine giren Türkiye, 1970’lerde nasıl Roma Kulübünün etkisine girmiş, buna bakacağız.

 

[1] https://haberiniz.com.tr/kose-yazari/arslan-kucukyildiz/yazi/turkelinin-gelecegi/

[2] https://www.listennotes.com/podcasts/turing-konferanslar%C4%B1/turing-konferanslar%C4%B1-prof-dr-QyjRbW9aCHw/?srsltid=AfmBOoqGjVnhNqXT6mI6m0SzR-HvqRbbDMXnS89PwAa1PjrYGy94q20u

[3] https://www.clubofrome.org/members/

[4] https://alevalatli.org.tr/bilkentte-neler-donuyor/?utm_source=chatgpt.com

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.