Ermenistan, 27 Eylül’de niçin olduğu çok da anlaşılmaz şekilde Azerbaycan topraklarına saldırı başlattı. Bunun birlikte cin şişeden çıktı. Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını kurtarmak için 30 yıldır beklediği fırsatı yakaladı.
Bölge, 90’lı yılların başında Batı’nın şımarık çocuklarından Ermenistan tarafından işgal edilmişti. Saldırılar sırasında büyük bir katliam da yaşandı. 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece, Hocalı’da, 613 kişi kadın, çocuk, ihtiyar demeden, sadece Türk oldukları için katledildiler. Bu tam anlamıyla soykırımdı. 1994’de imzalanan ateşkesten bu yana da işgal devam ediyordu.
Ermeniler Birinci Cihan Harbi yıllarında da benzerini yapmışlardı. Barış ve huzur içinde yaşadıkları devletlerine ihanet ettiler. Topraklarımızı işgal eden Rusya ile işbirliği yapıp ordumuzu arkadan vurdular. Yüzlerce yıldır birlikte yaşadığı komşularını çok vahşi yöntemlerle katlettiler. Ama tarih farklı seyretti. Ruslar çekilme kararı alınca onlar da beraber bugünkü Ermenistan topraklarına çekildiler. Bu gelişmeler Batı’nın iki deniz arasında devlet vaadinin sonucuydu. Huzurlarını kendileri bozmuşlardı.
Yine şaşırdılar ya…
Bugün de buna benzer bir vaat olsa gerek, Azerbaycan’a saldırdılar. Azerbaycan da şahsiyetli bir devlet olarak derhal karşılık verdi ve işgal altındaki topraklarını kurtarmak için bir harekâta başladı. Her geçen gün güzel haberler gelmekte.
Doğu Avrupa, Kafkasya ve Asya haritalarına birlikte baktığımızda, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinin, bu coğrafyanın sıklet merkezlerinden birisi olduğu hemen görülür. Moskova, Tahran ve Pekin birlikte düşünülerek bakıldığında, aradaki bölge Türk Coğrafyası. Hazar Denizi de büyük bir iç deniz. İran’ın doğusunda, Asya’nın Hint okyanusuna iniş yolu Afganistan’da da Türkler var.
İran’ın nüfusunun çok önemli bir bölümü Türk. Çoğunluğu da Güney Azerbaycan’da yaşıyor. Aras Nehri, Oğuz Türklerini iki devlete paylaştırmış. Bir kısmı kuzeyde Azerbaycan Cumhuriyetinde bir kısmı da aşağıda İran topraklarında. Daha önce sık sık Traktör Futbol Takımı ile kamuoyumuzda görünen İran Türklüğü bu sefer Karabağ için yaptıkları gösterilerle öne çıktı. Tebriz’de yapılan gösterilerde Ermenistan’a yardım eden İran yönetimini protesto ettiler.
İran yönetimi yine daha önce izlediği politikayı tercih etti. 1992’de İran askerleri Aras Nehri’nin kuzeyine geçerek soykırımdan kaçan Karabağ Türklerinin İran topraklarına geçmesini önlemiş, Ermenilere yardım etmişti. Hâlbuki onlara sığınanlar da Müslümandı. Yani, mesele inanç değildi. İran, tıpkı o gün olduğu gibi bugün de aynısını yaptı, Ermenistan’ı Türklere tercih etti.
Batı sesini çıkarmaya başladı
Bu yazı yazılırken Kanada’dan, “Türkiye’ye yapılan ihracat izinlerinin geçici olarak askıya alındığı” açıklaması basında görüldü. Sunulan bahaneler ise Türkiye’nin Kanada’dan aldığı bazı teknolojik ürünleri Ermenistan’a karşı yapılan harekâtta kullandırması iddialarıydı. Alman basınında da Türkiye karşıtı manşetler görülmeye başladığı sosyal medyada dolaşmaya başladı.
Batı, yediği tokadı feryat figan bütün dünyaya şikâyet eden Ermenistan’a yavaş yavaş destek çıkmaya başladı. Bunun arkasında Aras Nehri kıyısından devam eden Türk demiryolunun yanında karayolu bağlantısının kurulma ihtimâli endişesinin hatta korkusunun olması kuvvetle muhtemel. Azerbaycan Nahçıvan arasındaki bağlantı, karadan da sağlanacak olursa Türk dünyası arasındaki kopukluk ortadan kalkar.
Savaş diplomasisi dikkat ister
Türkiye ve Azerbaycan yönetimleri bu süreci çok dikkatli bir şekilde yönetmek zorundadır. Özellikle Türkiye, diplomasiyi ustaca kullanmalı, mazlum kardeş Azerbaycan Devleti yanında dururken çok dikkatli davranmalıdır. Açıklamaların lüzumundan fazla, hamaset yüklü ve Türkiye kamuoyunu düzenlemeye yönelik anlaşılmasından dikkatle kaçınmak mecburiyettir.
Karabağ meselesinin hâl edilmesi Türk dünyası için büyük bir moral kaynağı olacaktır. Türk jeopolitik coğrafyasında taşlar yerinden oynayacak, oyun yeniden kurulacaktır. Türk dünyasından, özellikle aydınlar ve halktan gelen destek mesajları bunun işaretleridir.
Türkiye, Azerbaycan ve bu coğrafyadaki diğer Türklerin çoğunluğu Oğuzlardır. Türkiye Türkleri birliğini sağlayabildiği takdirde, Oğuzların bulundukları yerlerde büyük siyasi güç kazanmaları çok daha kolay olacaktır. Doğru adımlar atıldığı takdirde, Karabağ’ın işgalden kurtarılması, ilk küçük domino taşının devrilmesi olabilir.