Ümit Özdağ siyasi bir parti kurdu, Adı Zafer Partisi. Şimdi şöyle bir lakırdı var ortalıkta, Ümit Özdağ ve diğer siyasi partilerden ayrılıp parti kuranlar AKP’nin ekmeğine yağ sürüyorlar. Diğer siyasi partilerden ayrılıp parti kuranların gerekçeleri kendilerini bağlar ancak Ümit Özdağ’ın gerekçesi farklı.
Her şeyden önce Ümit Özdağ kendisini Türk Milliyetçisi, Türkçü, Ülkücü olarak tanımlıyor ki, onu tanıyan ve bilen herkes onun bu kimliği ile tanımıştır. Türk siyasi hayatına çıktığı ilk günden itibaren fikir ve düşünceleri bu yönde yaptığı çalışmalar, yazılar, konuşmalar, açıklamalar ve birçok kitapla tescillidir. Ayrıca ailesinin geçmişi de bu yolda verilen mücadele timsalidir.
Türk Milliyetçiliği Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran fikirdir. Atatürk kendisini ben her şeyden önce bir Türk Milliyetçisiyim diyerek tarif etmiştir. Türk siyaseti uzun yıllardır Atatürk dönemi yaşanılan siyaset anlayışının boşluğu sebebiyle, bir takım ithal beynelmilel fikir ve düşüncelerin tesiri altında kalmış veya kurulan siyasi partilerin bu düşüncelerinin yaydığı siyaset anlayışı toplumu hakimiyet ve egemenliğine alarak bugün içine düştüğümüz güdük, lider sultasına bağlanmış siyaset sarmalına mahkûm olmuş, edilmiştir. Bu durumu çok iyi bile sayın Özdağ konuya Türk Milliyetçiliğinin bayraktarlığını yapan bir siyasi organizasyon olarak MHP’den giriş yapmış, ancak MHP Alparslan Türkeş’in vefatı sonrası yaşanan demokratik görünümlü bazı anti demokratik gelişmelere bağlı bir işgal girişime maruz kalarak bu duruma bağlı yaşanılan fikri erozyona uğramış, halen iş başında bulunan genel başkanı ve yönetiminin anti demokratik, tepeden inmeci uygulamaları sebebiyle Ümit Özdağ fikir ve düşüncelerinin ışığında yaptığı mücadelesi sebebiyle parti içinde yerleşmiş hakim odakların iktidar kudretinin sağladığı fayda yardımıyla parti dışına sürüklenmek istenmiş, nihayetinde parti dışına itilmiştir.
Partisinden ayrılan Ümit Özdağ yine taşıdığı fikirlerin ışığında bir başka siyasi parti kurmuş ancak partiyi kurduğu kişilerin Türk Milliyetçiliğini merkeze alan Özdağ teorisine karşı partiyi birlikte kurduğu genel başkanın merkez sağda yer alma isteğine karşı duruşu sebebiyle birlikte, parti içinde öbekleşen bir takım şaibeli kişilerin varlığı ve bunların önemsenmesine karşı durması sebebiyle parti dışına itilmeye çalışılmasına karşı mücadele etmiş, ancak parti içinde karşılık bulmayan fikri mücadelesi yeni bir siyasi parti kurmak zorunluluğunu ortaya çıkartmıştır. Özdağ’ın siyasi mücadelesinin ve henüz kurduğu siyasi partiyi kurma aşamasına nasıl geldiğinin kısa tarihçesi bu şekildedir. Ancak onun gerçekte fikirlerinin ışığında yapmaya çalıştığı siyasi faaliyeti anlatmaya elbette bu ifadeler yetersiz kalır, onun kitaplarını ve tüm söylev ve faaliyetlerini takip etmek onu ve mücadelesini anlamanın en iyi yoludur.
Özetle Ümit Özdağ’ın bir siyasi parti kurarak AKP ve yandaşlarının ekmeğine yağ süreceği tezi bir martavaldır. Bu martavala inanlar, öncelikle Türk Milliyetçiliği fikrini ve tarihçesi ile birlikte konunun siyasal tarihçesini bilmek durumundadırlar. Bu konuyu bilmeyenlerin veya bildiği halde kasıtlı saptıranların farkında olarak:
Türk Milliyetçiliğinin kurduğu bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti, başta gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türklerin göz bebeğidir. Kendisine her şeyden önce bir Türk Milliyetçisiyim diyen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde bir siyasi çizgi çizen kişinin, Türklüğün değerlerini saldıran, katleden ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran iradenin de felsefesi olarak Türk Milliyetçiliğini ayakları altına alana güruha hizmet edeceğini savunmak ahmaklık değilse, aptallık veya bilmediği her konuda konuşan şahsiyetini menfaatlerine göre kiralayanların kara propagandası olarak kabul etmek durumundayız. Çünkü Ümit Özdağ bu siyasi partiyi tek başına kurmamış ve yürütmeyecektir. Bu yolda Ümit Özdağ’ın fikir ve görüşlerine değer verip, onunla birlikte yola çıkan binlerce kişi vardır. Bu anlamda kurulan siyasi parti vasıtasıyla AKP iktidarının veya fikir çizgisini kırıp AKP ile siyasal İslamin kazanması için yol arkadaşlığı yapan MHP’nin kurduğu Cumhur ittifakına hizmet edileceğini öne sürmek, kara propagandanın en fesat söylevlerinden bir tanesidir.