Seçimler gelince meydanlar şenleniyor ya, benim kalemim de, nedendir bilmem adaylara karşı bileniyor, ellerim mazilere gidiyor.
Dün yaptıkları ile bugün söyledikleri arasında Everest kadar fark olan elemanları görünce de, değmeyin keyfime.
Bugün kendime iki malzeme buldum; AKP ve CHP’nin İzmir adayları.
Neyse lafı fazla uzatmadan AKP ile başlayayım ben;
AKP İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayı Binali Yıldırım’ı alışkın olmadığı ama aslında milletvekili olduğu İzmir’in havası çarptı sanırım.
Zat-ı Alileri; Ankara’da yaptıklarını unutup, Kuvay-ı Milliye’nin onurlu kalesi İzmir’e gelince, çantasında tuttuğu fason sloganı meydanlara salıverdi; "tek vatan, tek bayrak, tek dil, tek millet" .
Merak ediyorum doğrusu, Sayın Bakan, muhtemelen aldığı uyuşturucunun etkisinde kalıp hangi hayaller aleminde bu söylemi söyleyebilmiş acaba?
Sayın Binali Yıldırım’ın değişik makamlarda görev yaptığı AKP iktidarının, 12 yıllık icraat döneminde bu ülke de;
· 78 yıldır kale gibi bütün devlet kurumlarında duran Türkçemiz, güneydoğuda ki belediyelerimizin tabelalarında çatallaşmadı mı?
Sayın Bakan’ın kabine arkadaşları buna yıllar boyunca göz yummadı mı?
Şimdi Sayın Bakan, söyler misiniz, siz Oslo’da söz vermediniz mi, bu ülkede iki dil olacak diye?
· Sayın Başbakanın savcı makamında olduğu davalarda, bu ülkede tek millet diyerek dağlarda savaşanlar tabutluklara atılırken, yine üstün vasıflı, çok yüzlü eşgüdümünüzden sorumlu olan sayın Başbakan’ınız 36 faktörden bahsetmedi mi?
Her tarafı mermer gibi sertleşmiş bu milletin yiğit evlatlarını mozaik kıvamına indirgemeye uğraşmadınız mı?
Şimdi hangi yüzle tek millet diyorsunuz?
· Sizin iktidarınızın başı, bu ülke topraklarını da içine alan Büyük Kürdistan hamisini selamlamadı mı?
Üstelik can kardeş ilan ettikleriniz, yıllar yılı bu toprakların kendisine verdiği pasaportla dünyayı gezerken ne oldu da, bu ülkeye kedi bile vermeyecek kadar cesaret kazandılar?
Aşiret liderlerini devlet başkanı statüsüne koymak Allah aşkına söyler misiniz hangi bürokrasi kitabında yazar?
Siz, devleti babanızın çiftliği sanmadınız mı, yıllarca Sayın Bakan?
Siz, Ege’nin yiğitlik dolu zeybeklerini bir kenara bırakın. Onlar size yaraşmayacaktır. Siz dilinize başka türküler alın Sayın Bakan!
Yılan dili gibi çatallı olan dilinize, İmralı’daki dert ortağınızın anasının dilinde olan bir türkü alın ve adına "hernepeş" deyin.
Bir de, ortaya renk diye bir şey çıkardınız. Bu da nereden çıktı Sayın Bakan?
Kıblenizin yönünü biliyoruz, oralardan alıntılar yaptınız sanırım sırf nostalji olsun diye ama bu toprakların nostaljisi biraz farklıdır. Bu toprakların nostaljisinde Menemen’de Mavro Efeler vardır. Sizin zihniyetinizin atası Derviş Mehmet’e sorun, kendisi Arap Ali Osman Efe’yi…
Şunu da belirtelim ki Sayın Bakan;
Ten rengimiz ne olursa olsun biz İzmirliler, vatanın fedaisiyiz.
Sizin iktidarınızda satılan toprakları yeniden "vatan" eyleyen Arap Ali Efe’nin torunlarıyız.
Siz onu bunu bırakın da; Belediye Başkanı olursanız tek bir ihaleyi bile yandaşa peşkeş çekmemeyi başarabilecek misiniz?
Sahi ya Sayın Bakan, sizin ayakkabı kutunuz kaç numara?
****
Bir de, Aziz’im var benim dostlar;
Diyarbakır’da Kürtçe kervanına giren, İzmir’de Kuvvacı olan…
Dostum bizim bu Aziz, sanki KCK’nın isteklerini bilmez gibi Kürtçe tabelalar altında dostluk köprüleri kurar. Gerçi kimi kime dost ediyor, orası apayrı bir mesele…
Diyarbakırlı ile İzmirli aynı Cevher-i Aslî’den beslenirken sanki düşman iki kesimden bahsedenlerin zihniyetini, sanırım Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu’nda aramak gerekiyor.
Neyse konuyu fazla uzatmayayım.
İşi bir sözle bağlayalım;
Aziz sazendeliğine Binali’nin sözleri eşlik etsin de, İzmirli ikisinin de kıblesinin ABD olduğunu bu şeciimde görüp kıblesi Mekke, ruhu Tanrı Dağları’nda olan MHP’ye oy versin…