Fatih Akın, 2015’te yayımlanan çok satışlı biyografi kitabı Alles oder Nix’ten (Ya Hep Ya Hiç) senaryosunu yazdığı Ren Altını filminde Kürt kökenli Alman rap yıldızı Giwar Hajabi’nin (Xatar) kaotik, şaşırtıcı, inanılmaz öyküsünü anlatıyor.
Sosyo politik dram, komedi, gerilim, suç türlerini harmanlayan, 1970’lerin B serisi ile dövüş sanatları filmlerinden yararlanan Akın, hapiste büyüyen Giwar’ın Suriye, Fransa, Almanya, Hollanda’da yaşadığı ayrıksı yaşamını duygu sömürüsü yapmadan direkt, gerçekçi, belgesele yakın bir anlatımla başarıyla irdeliyor.
İranlı ünlü besteci babası Eghbal, müzisyen annesi Rasal, Giwar’ın piyanist olması için çok çabalarlar. Humeyni Kürtlere karşı fetva çıkarınca maestronun besteleri İran’da yasaklanır, aile kaçarken tutuklanır, Eghbal’a işkence edilir. 1990’da Bonn’a kaçmayı başaran Hajabi’ler küçük işler yaparak Giwar’a klasik piyano dersleri aldırır.
Ergenliğinden itibaren torbacılık yapan, uyuşturucu ve porno film satan, dayak yememek için dövüş tekniğini öğrenen Giwar’ın başına gelmedik kalmaz. Martin Scorsese’nin anti kahramanları gibi Giwar’da şiddet sarmalının içine düşer. Rapçi Kanakonda’nın büyük hayranı olan Giwar onun yapımcısı olur. Çocukluk aşkı Şirin’i hiç unutmaz.
WAGNER’İN RHEİNGOLD OPERASI
Filmine Rheingold adını verip ironi de yapar Akın. Irkçı ve Yahudi düşmanı olan Richard Wagner’in ünlü operası Rheingold’u Hitler çok severdi. Ortadoğu’nun etnik halkları Araplar, Kürtler, İranlılar, Yahudiler, Alman kültürünün dışladığı tüm bu gruplar filmde Ren altınını çalarlar, bu eleştirel gönderme dikkat çekicidir.
Sıvı kokain, 250 kiloluk altın soygunu, Uğur Yücel’in yorumladığı Yero amcanın evi, üç bakire deniz kızının koruduğu ölümsüzlüğün simgesi som altın kayası sahneleri unutulmaz sekanslardır. Giwar’ın çocuk, ergen, yetişkin dönemlerini canlandıran oyuncuların hepsi başarılıdır. Emilio Sarkaya, Ilyes Moutaoukkil, Arman Kashani, Mona Pirzad, Sogol Faghani, Uğur Yücel, Denis Moschitto’nun oynadığı Ren Altını “İnsan kendi hayatını kendi yazar” diyor.
BİLİNÇALTININ DERİNLİKLERİNDE
Ruhlar Bölgesi efsanesinin (2010-2023) beşinci bölümü Kırmızı Kapı ikinci bölümün devamı niteliğinde. İkinci bölümün sonunda Dalton ve babası Josh astral yolculuğa çıkarak ölülerle iletişim kurulan fantastik boyutun kapısı Öte’yi kapatmışlardır. Şeytan ve kötülük kovucu Elise Rainier Dalton’la Josh’un tüm anılarını silmiştir. Kırmızı Kapı’da tüm bu olaylardan on yıl sonrasına gideriz. Büyükanne vefat etmiştir, tüm aile parçalanmıştır. Josh ve Renai boşanmıştır. Dalton sanat okumak için üniversiteye gider. Baba ile oğul yıllar önceki hipnoz seansında yaşadıkları paranormal olayları hatırlamazlar.
Şok edici bir olayı unutmak mı yoksa olayla yüzleşmek mi daha iyidir? Resim derslerini terapi gibi yaşayan Dalton’ın aydınlık-karanlık, gölge ve ışık arasındaki denge düzeneği filmin renk seçimlerine, mekân tasarımlarına, kostümlerine de yansır. Öte’nin mavimtırak kırmızı renkleri, astral yolculuktaki gaz lambası yine vardır. Korkudan çok psikolojik dram diyebileceğimiz Kırmızı Kapı’da ritim daha ağırdır, duygusal bir anlatım vardır.
Bu baba-oğul öyküsünde ebeveyn olmak, ailenin gizli sırrı, travmatizm temaları işlenir. Yalıtılmış büyük evin yerini öğrencilerle dolu üniversite kampusu alır. Ne kadar Öte’ye giderseniz yolculuk o denli tehlikeli olur. Ruhlar Bölgesi’nin baş aktörü Patrick Wilson hem Josh’u oynar hem de filmin yönetmenidir. Ty Simpkins, Rosie Byrne, Hiam Abbas, Sinclair Daniel, Lin Shaye’in oynadığı Ruhlar Bölgesi: Kırmızı Kapı dün gösterime girdi.