İklim değişikliği kanun taslağı hakkında Zafer Partisinin Açıklamasını Prof. Dr. Ümit Özdağ bugün(22 Eylül 2023)’de X hesabından duyurmuştur. Özdağ, bu taslağın kabul edilmesi demek “iklim değişikliği yasası değil karbon piyasası yasasıdır. TBMM bu kanun taslağını asla ve kat’a onaylamamalıdır, geri çevirmelidir.” Devamı…
İklim değişikliği kanun taslağı hakkında Zafer Partisinin Açıklaması:
“Geri Çekilmelidir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından hazırlanan kanun taslağı Avrupa Birliği tarafından hazırlanmış tercüme kokan bir kanun taslağıdır. Öncelikle ifade edelim ki, bu yasanın adı yanıltıcıdır. Bu yasa iklim değişikliği yasası değil karbon piyasası yasasıdır. TBMM bu kanun taslağını asla ve kat’a onaylamamalıdır, geri çevirmelidir.”
“Kanun eğer TBMM’nden geçerse üretici AB şirketleri karşısında rekabet edebilme şanslarını kaybedecekler”
“Bu kanun eğer TBMM’nden geçerse oluşturulacak olan Emisyon Ticaret Sistemi ile Türk çiftçisi ve kobiler başta olmak üzere gerçek üretici AB şirketleri karşısında rekabet edebilme şanslarını kaybedecekler ve karbon alım satımı gibi bir piyasa ile ve yeni bir vergileme usulü ile baş başa kalacaklardır. Kyoto Protokolünü imzalamış olan Türkiye’nin sera gazı emisyonları bağlamında tarihi bir sorumluluğu mu vardır?”
“Türkiye kişi başı emisyonları bakımından ortalamanın çok altındadır. Türkiye’nin ek dışı ülke olarak iklim değişikliği ile mücadelede daha etkin katkı sağlayacağı inancı daha önce uluslararası camiada paylaşılmış olmasına rağmen şimdi alelacele tamamen dışarıda hazırlandığı anlaşılan bir kanun çıkarılarak Türk ekonomisi üzerine yeni bir yük bindirilmesi kabul edilemez.”
“Akbelen’de karbon emilimi bakımından asırlık özelliği ile en etkin ormanlarımız yok edilirken, müphem bir kurul hangi sorunu çözecektir?”
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kazdağları yok edilirken, İliç’te devasa siyanür havuzunun çevreyi tahribatı ve meralarımızı yok etmesi bütün dünyanın gözü önünde cereyan ederken, Akbelen’de karbon emilimi bakımından asırlık özelliği ile en etkin ormanlarımız yok edilirken, asbestli gemiler Aliağa önlerine gelirken, Türkiye’nin birçok yerinden iklim değişikliği ile mücadelede yapılması gerekenleri yapmayıp emisyon ticaret piyasası ile kurulacak müphem bir kurul hangi sorunu çözecektir?”
“Üstelik bu kurulda hiçbir çiftçi kuruluşu ve gerçek üretici yoktur. Ergene havzası kirletilirken ve Ergene üzerindeki atık arıtma tesislerinin işlevi yerine getirilmeden dünyanın en önemli iç denizi Marmara’mızın kirletilmesine bu piyasa spekülasyondan başka ne katkı sağlayacaktır?
Küresel sorunlara karşı küresel bir mücadele verilmesi gerektiği fikri milliyetçiliğin tek adresi olan Zafer Partisi’dir!
“HERKES BİLMEKTEDİR Kİ; karbon emiliminde ve sera gazı emisyonları bağlamında okyanuslarda sıcaklığın artması, yağmur ormanlarının katledilmesi, kutupların erimesi gibi sorunlar küresel asıl sorunlardır. Küresel sorunlara karşı küresel bir mücadele verilmesi gerektiği fikri milliyetçiliğin tek adresi olan Zafer Partisi’nin inkâr ettiği bir mesele değil bizatihi katıldığı ve katkı vermek istediği bir meseledir. Su ve toprak kaynaklarımızı korumak, üreticimizin yanında yer almak, tarım alanları amaç dışı kullanılırken çiftçilerimizle omuz omuza mücadele vermek, Develi’de madencilerimiz zehirlenirken onların davasını üstlenmek yanında Zafer Partisi elbette iklim değişikliği ile mücadelede ve küresel ısınmanın getireceği yeni göç dalgalarına karşı tedbir almak adına insanlığın verdiği mücadelenin yanındadır.”
Kurulun bu iktidar zamanında çevresel adaleti yerine getirme ihtimali sıfırdır
“Hazırlanan Kanun taslağı ile iklim değişikliği ile mücadelede ne gibi eylem planları ortaya konduğu muğlaktır. Devlet Planlama Teşkilatı kapatılmış bir yönetimin bu kanun ile işlevi doğru dürüst tanımlanmamış bir üst kurul marifetiyle iklim değişikliği ile mücadele yürütmesi mümkün değildir. Bu kurulun bu iktidar zamanında çevresel adaleti yerine getirme ihtimali sıfırdır. Kanunda hakkaniyet kavramı yoktur.”
“Ticareti yapılan her ürünün pazarı da olacağı için ETS üzerinden zaten kırılgan olan ekonomimiz üzerinde yabancı firmaların karbon alım satım ve kredileme marifetiyle yönlendirmesine açık bir ortam oluşacağı kesindir. Avrupa ile daha yoğun ticaret yapan bazı firmaların ve kuruluşların bu kanun taslağına verdiği desteğin sebebini az çok anlayabiliyoruz. Fakat şurası da muhakkak ki, Avrupa’nın Türk firmalarına karbon vergisi uygulamasından çekinerek adı geçen kuruluşların bu kanuna destek vermesinin bir de kimi yabancı yatırımcıların karbon kaçağı olan ülkelere yöneleceğini hatıra getirmeleri gerekir.”