Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın seslendirdiği türküde kopuz çaldığı için eleştirilen müzisyen Erkan Oğur’un, bu tepkilere verdiği yanıtı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Sözlerine “Usta fotoğrafçı Ara Güler, altı yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Kısıklı’daki evinde torunlarıyla beraber vakit geçirirken fotoğraflamıştı. Sol-laikçi mahalle köpürdü tabii; Güler’e edilmeyen hakaret kalmadı. Hatta Cumhuriyet Gazetesi ‘Usta’yı ‘Ara’ ki bulasın’ şeklinde orantısız zekâ içeren bir başlık bile attı” hatırlatmasında bulunarak başlayan Kaplan, Oğur’la ilgili sert açıklamalarda bulundu.
Kalın’ın şarkısı için kopuz çalan Oğur’un da ‘kutuplaşmadan muzdarip olduğunu iddia eden sol-laikçi mahalle tarafından hedef alındığını’ söyleyen Kaplan, “Sefil ve kirli diyen mi ararsın, ölümünü ilan eden mi, ‘Ruhunu şeytana sattı’ diyen mi; yine her türlü hakaret mevcuttu” ifadesini kullandı.
Kaplan, Oğur’un bu konudaki açıklamasını ise şöyle aktardı:
“Oğur da şahsiyet(sizliğ)inin gereğini yaptı ve sol-laikçi linç kabilesine ‘özeleştirisini verdi’: ‘İçimin bir köşesi cız etmişti, benim ne işim var diye. Belki benim de hatam olmuş olabilir, böyle bir şeyi kabul etmek. Ben sadece müzik tarafına baktığım için çalmakta pek sorun görmedim. İnsanlar başka taraflara çektiler. Beni tanımadıkları için. Ben bugünkü iktidarı, hükümeti politikaları nedeniyle tasvip eden biri değilim.’
Oğur, affına yeterli olmayacağı kaygısından olsa gerek iyice çirkinleşerek şöyle devam etmiş: ‘Benim Saray ve kendi menfaati için müzik yapan birisi olduğumu ifade edenler oldu. Tersine Saray’ın verdiği ödülü kabul etmemiştim. Cumhurbaşkanlığı Müzik Ödülü’nü kabul etmemiştim.’
Oğur, sol-laikçi ‘kabile tanrıları’ tarafından affedilip kurban edilmekten vazgeçilir mi bilinmez ama bu kafayla gidilirse iktidara yakın çevrelerin daha çok ‘Neden kültürel hegemonya kuramadık?’ diye sorması kaçınılmaz” ifadesini kullanan Kaplan, yazısını “Kimse kusura bakmasın; kapısını çoktan kapatmışların kapısını ısrarla çalmaya da kızılcık sopasıyla üstümüze yürüyenlere zeytin dalı uzatmaya da gerek yok” diyerek sonlandırdı.