Ortadoğu gazetesi yazarı bakın nasıl nefret kustu?

Alnıaçık, yazısında Türkiye'nin Ege bölgesi ile Doğu bölgesini ayrıştırıcı ve bölücü bir şekilde kıyaslayarak siyaset üzerinden CHP'li ve muhalif kesimi hedef aldı. 

İşte Şükrü Alnıaçık'ın o yazısı: 

Türkiye'nin batısındaki CHP şeridine bakınca analiz meraklılarında şöyle bir heves oluşuyor:

Bakın!.. Batının eğitimli seçmeni CHP'yi tercih etti. Demek ki halkı eğitirsek herkes CHP'li olur!..

Ne eğitimi? Göbek dansı eğitimi mi?..

Milleti, eski bir pagan geleneği olan Kakava şenlikleriyle mi eğiteceksiniz yoksa rakı kokan Keşan panayırıyla mı?..

Ege'nin bugün para kesen turistik bölgelerinin daha düne kadar sürgün yeri olduğunu ne çabuk unuttunuz?

Cevat Şakir, Bodrum'a sürgün gidip de "Halikarnas Balıkçısı"nı yazmasaydı belki de orası hala Karaburun gibi ıssız olacaktı.

Mesele, yol ve bayındırlık meselesidir. Yolu, suyu, adamı olan belde kalkınır.

İç Anadolu'nun, Güney'in hatta Doğu'nun pek çok kenti, bu konularda Ege'den daha fazla kalkınmıştır.

***

MESELE "EGE'NİN EĞİTİMLİ OLMASI" DEĞİLDİR!

Batı'nın daha çok da İzmir ve Trakya'nın "CHP'li" olmasının, Ege'deki MHP oylarının "akışkan" olmasının ve İP'in Ege'de daha fazla "götürmesinin" en az on sebebi vardır.

Ama bunlardan hiç biri "eğitim seviyesinin yüksekliği" değildir.

Her bölgede kentli ve köylü vardır.

Her bölgede akıllı ve saf vardır.

Her bölgede erken yerleşik ve geç göçebe vardır.

Devecisi ayrıdır, Keçicisi ayrıdır.  

Toplumdaki üretim kabiliyeti ve tüketici bilinci, ilçeler arasında bile birbirinden farklıdır.

Bunların köyleri ve köylüleri arasında da farklar vardır.

Dağdakiler ayrıdır, ovadakiler ayrıdır!..

İlçelerin coğrafi konumu, tarihi maceraları oradaki insanları yoğurur ve herhangi bir siyasi çizgiye yaklaştırır veya uzaklaştırır.

Sizin o "eğitim" dediğiniz mektep ezberi, dış kapının son mandalıdır.

***

PEKÂLÂ, ÖYLEYSE NEDİR MESELE?

Ege'de, Marmara'da ve daha ziyade Trakya'da sola ve CHP'ye alan açan faktörlerin başında "Osmanlı siyasi sürgünleri" gelir!..

Aynı şekilde Cumhuriyet sürgünlerinin doğuya doğru yapılması da Doğu'yu sola açmış ve sonunda o kapıdan PKK girmiştir.

Osmanlı Devleti, Anadolu'da yeterince Selçuklu yatırımı mevcut bulunduğu ve nüfusun ihtiyaçlarını karşıladığı için medeniyet mührünü İstanbul'un çevresine, özellikle de batısına vurmayı tercih etmiştir.

Bursa'nın 1400'lerdeki itibarını 1500'lerde Edirne almıştır.

Boşnaklardan ve bir kısım Arnavut'tan başkası Müslüman olmayınca da Rumeli eyaletine Anadolu'dan nüfus aktarmak zorunda kalmıştır.

Kentlere yerleşmiş, Selçuklu medeniyetinden istifade ederek özgüveni yüksek bir sosyalleşme içinde işine gücüne bakan eski kentlilere dokunmamış, nerede bir arıza çıkaran, bir asinin peşine takılan insanlar varsa onları cezai bir kararla, denize doğru sürmüş veya Rumeli'ye çıkarmıştır.

Mesele fetret devri asilerinden olan Şeyh Bedreddin'in aralarında Rumların ve Yahudilerin de bulunduğu müritlerinin Sürgün yeri İzmir Karaburun'dur.

Kendisi Serez'de idam edildiğine göre geri kalanı da Rumeli'ye dağılmıştır.

Bunlar daha sonra Balkanlar kaybedildikçe "muhacir" ve "mübadil" olup yine İzmir'e ve Ege kıyılarına kapağı atmışlardır.

Şefik Hüsnü Değmer, Nazım Hikmet, (Selanik) Hikmet Kıvılcımlı, (Priştina) Mihri Belli, (Silivri) Sabahattin Ali (Gümülcine) gibi eski tüfek Sosyalistler arasında Balkan muhacirlerinin çoğunlukta olması bir tesadüf değildir.

Bu isimler, Malazgirt'ten sonra Selçuklu Nizamiye medreseleriyle doktrine edilen Anadolu kent Türklerinin aksine henüz Anadolu'da Milliyetçiliğe esas olmak üzere ailevi itibar ve şahsi özgüven verecek şekilde kök tutmadan Rumeli'ye gönderilmiş sürgünlerin torunlarıdır.

Çoğu hem Osmanlı'ya hem de bir Bulgar'ın önünden kaçarken bir mefahirini göremedikleri "milliyet"e düşmandır.

İzmir gibi CHP kalelerinin, Atatürk'ten ve Milliyetçilikten uzaklaşarak bu adamlarla şöhret ve itibar bulan sol sosyalist fikirlerden beslenmesi bu demografik karabetten kaynaklanır.

Bunun "medeniyete yakın olmak"la bir alakası yoktur.

***

İRFAN'IN ÖTEKİ ADIDIR "ANADOLU!.."

Hiç kimsenin sandık aritmetiği işine gelmedi diye…

Arkası sıkıştıkça kurtarıcı olarak yöneldiği, Hacı Bayram-ı Veli'nin Ankara'sını, Mevlana'nın, Konya'sını, Ehi Evran'ın Kırşehir'ini, Hacı Bektaş-ı Veli'nin Nevşehir'ini, Fatih Ahmet Baba'nın Elazığ'ını, Battal Gazi'nin Malatya'sını, Melik Gazi'nin Kayseri'sini, Nene Hatun'un Erzurum'unu, Şahin Bey'in Anteb'ini, Gizik Duran'ın Adana'sını, Karayılan'ın Urfa'sını, Sütçü İmam'ın Maraş'ını küçümsemeye, hor görmeye hakkı yoktur!

Batıdaki Amerikan kolejlerinden oluk oluk ihanet akarken hiç kimsenin Anadolu'ya "eğitim" demeye izni de yoktur!..

Anadolu, 5 milyonla bin yıl elde tuttuğumuz bu vatanı, 80 milyonla bir gecede düşmana kaptıran kafası güzellere sandıkta "erkân-ı harp" eğitimi verecek kadar adamdır.

Anadolu, Ömer Halisdemir'le Fethi Sekin'in yan yana yattığı vatandır.

Anadolu, halk irfanının öteki adıdır!

Size bu vatan kaybettiren eğitiminizi de alıp defolun şimdi!..

Anadolu hem vatan; hem de taşıyla toprağıyla "adam"dır!..

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!