Mehmet Harun Yüksel / Ankara
Hızlıca bakalım.:
İstanbul’da BM, Türkiye, Ukrayna ve Rusya’dan oluşan MTM kısaca, “Ukrayna’nın gerçekten tahıl sattığı”ndan emin olmak için;
“Gayet de başarıyla yapabilir. “Savaş var” itirazı gelebilir ama yoğun çatışma dönemlerinde bile ticari gemiler devam etmedi mi? Dahası, İstanbul’da bu dörtlü hazır bulunurken niye Ukrayna’da yüklemeyi sadece BM denetliyor. Rusya düşman, anladık da Türkiye neden orada yok?”
“Binlerce ton tahılı yükleme sırasında mı daha rahat denetlersiniz, yüklendikten sonra mı? Hadi Ukrayna; Rusya ve Türkiye’yi kabul etmedi diyelim. Neden BM görevlilerinin gemilere refakat etmesi sağlanıp sorun çözülmedi?”
“Ruslar, “İlla biz de göreceğiz” dediğinde de Moldova, Bulgaristan, Romanya orada… MTM bunlardan birine kurulup sorun yine çözülebilirdi. Niye Israrla İstanbul? Ucu size dokunabilecek bir sorunu milli egemenliğinizi delmeden ve ülkenizden uzakta çözebilmek varken yabancı görevlilerin yer aldığı bir merkezi hem de Türk boğazlarının gözbebeği olan İstanbul’da neden kurdunuz ki?”
“İitirazına, “uluslararası siyasette stratejik hücumun en büyük düşmanı, kendi sahanızda kurduğunuzu sandığınız oyundur” cevabını verelim. Şurası net ki, Türk düşmanı AKP, Türk boğazlarını yabancı erişimine açabilmek için sanal “tahıl” algısını da kullanarak tüm Türkiye’yi “dünyanın açlık sorununu çözüyoruz” diyerek kandırmaya çalıştı. Ve Kanal İstanbul, ve Tayvan ve Akkuyu… Uykuya yatmış gibi gözükse de, Türk Boğazları Montrö Sözleşmesi’nin delinmesiyle beraber Kanal İstanbul’da da hareketlenme başlayacaktır.”
“Hatta ilk haber geldi bile Danıştay’ın iptal ettiği “Halkalı-Kapıkule yeni demiryolu Kanal İstanbul geçişi” ihalesi aynı firmalara iki katı fiyata verildi. Proje sessiz ama derinden devam ediyor. Tamamlandığında da İstanbul, batısında kanalın, doğusunda ise boğazın yer aldığı bir ada haline gelecek İstanbul boğazı aynı zamanda bu projenin Asya kıyısı olacağı için Türk Boğazları Montrö Sözleşmesi’nin yürürlükten kalkması hayati önem taşıyor Çin ile ABD’nin Tayvan üzerinden kozlarını paylaşmanın eşiğine gelmesi, Rusya’nın eş zamanlı olarak Akkuyu Nükleer Santrali’ndeki ağırlığını artırması “kelebek etkisi” ile Türk boğazlarını iyice yaşamsal öneme sahip hale getirdi.”
“Türkiye, İsmet İnönü’nün 2. Dünya Savaşı’ndaki başarılı “aktif tarafsızlık” yöntemini – şu an belli olmasa da – bozmuş durumda. Baştakiler, belki de kişisel ikballerinin kaygısıyla Anadolu’yu cehennem dolu günlere taşıyorlar. On binlerce Afgan savaşçı erkeğin ve milyonlarca geçici sığınmacı ile kaçağın da coğrafyamızın tam ortasında devasa mayınlar gibi durduğunu düşünürsek, neden @zaferpartisi olarak, “Türk yurdu yok olmak” üzere dediğimiz çok daha iyi anlaşılacaktır.”
1 ) İstanbul'un kilidi açıldı!
Tahıl (!) için kurulan Müşterek Koordinasyon Merkezi (MTM) ile Türk boğazlarında "her ne olursa olsun" sizden başka denetleyene, "evet" dediyseniz Türk Boğazları Montrö Sözleşmesini açıkça ihlal etmişsiniz demektir+@zaferpartisi @umitozdag pic.twitter.com/7lruswtjOE
— Kapt. Mustafa Can (@kaptmustafacan) August 6, 2022
Sn CANDemizcilik kariyer bilgileriniz ışığında olayların içyüzünü açıkyüreklilikle ortaya koyduğunuz içinteşekkürlerSaygılar