ükrolsun , kurtulduk dördü , mördü tekerlemesinden… Bulduk ayın beşini. Herkes dünden beri, afiyettedir İnşAllah…Merhabalar Efendim… Bugün epeydir aklımıza takılan , bir türlü zihnimizden yollayamadığımız bir kaç mevzu ile işe koyulalım. Vakit ve hacim kalırsa, gereğini düşünürüz…
Eski Ankara Bld. Başkanı ,İ. Melih Gökçek’i seversiniz sevmezsiniz ayrı bir mevzu. Bende sevmeyenler arasındayım. Üstelik hemşehrim olmasına rağmen. Urfa’da bir laf vardır ” Hırıflamış” diye. Halk arasında da biraz amiyane ama bu durumlar için “Kafayı sıyırmış” derler…Akıl ve dolayısıyla İman sağlığından şüpheye düştüğüm , İ. Melih, geçenlerde sosyal medyada bir paylaşımda bulundu…”İmamoğlu, hani herşey güzel olacaktı, bu Hortum’da neyin nesi” diye… Sevmem ama , imansız gitmesini de istemem… Sevgili hemşehrim, Yüce Allah’ ın 4 büyük Meleği vardır. Bunların hepsine de , Yaradan tarafından, önemli görevler verilmiştir. Hz. Mikail, doğa olaylarını da idare etmek dahil, birçok şeyle ilgilidir. Dersimiz , Din Bilgisi olmadığı için kısa kesiyorum… Sen sanki bu hortum olayında, İmamoğlunun bir dahli var gibi yazmışsın... Bunun en özet açıklaması “Şirk” tir… Tövbe edip, Kelime-i Şehadet getirdin mi bilmiyorum ama hemen yap, yoksa mazAllah imansız gidersin…
Canan Kaftancıoğlu‘nu aşağı yukarı, bütün Türkiye tanıyor. İ.B.B seçimlerinin kazanılmasın da çok büyük katkısı olduğu aşikâr… Geçtiğimiz günlerde sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlardan dolayı 9 yıl cıvarında hapisle cezalandırıldı…CHP İstanbun İl Bşk ına geçmiş olsun diliyorum. Yargıtay’ dan beraat etmesini umuyorum… Bu kısmı ,Bağımsız (!) mahkemelerle çözersiniz. Bizi ilgilendiren ,esasında başka bir paylaşımınız. Eski okurlarım bilir, bir ara epey peşine düşmüştüm. “Mustafa Kemal’ in askeri değilim” dediğiniz paylaşımın , arkasında durup durmadığınızı defaatle sormuştum… Halâ cevap alamadım. Bir Mustafa Kemal Askeri olarak gene soruyorum… Canan Hanım. Mustafa Kemal Askeri misiniz, değil misiniz… Hiç kıvırmaya gerek yok evet veya hayır demeniz yeterlidir. Bizim size muhabbetimizin yegane şartı budur…
Bu +65 e değinmeden geçmemiz mümkün değil. Her gün harika birşeyler oluyor. Mesela 1 Temmuz’da , Düğün salonları açıldı. Peki bu düğünlerin sahibi kim olacak. Saat 20.00 dan sonra, evde kalması gereken, dışarı çıkmaları yasak olan, Babalar, Analar Dedeler Neneler vs vs olmadan bu düğünler nasıl yapılacak... Zihni Sinir türü kararlarla insanları çileden çıkaran , bilim kurulu, Zulüm Kurul’u haline gelmiştir… Açıklanan resmi rakamlara göre, yasaklara uymayanlara, Türkiye çapında 400 milyon tl. İdari para cezası kesilmiş… Peki bunlar kimler. Hepsi emekli olmuş, henüz yeni yükseltilmiş 1500 tl maaşla geçinen kimseler… Bu adamlara 3150 tl ceza hangi vijdana sığar. Hele yanında Karısı da varsa 6300 tl parayı bunlardan nasıl talep edeceksiniz. Sizlerde hiç utanma yokmu, hiç vijdan yokmu… Ceza, terbiye amaçlı bir araçtır. Siz bunu insanları, öldürme gayesiyle kullanıyorsunuz... Unutmayın, bu sizden kuruş kuruş çıkar… Ağlayanın malı, gülene kar etmez… Maske mecburiyeti koydunuz. Bunun, ilanından çok, 900 tl. cezası oduğunu duyurdunuz… Bu Dünya’ da hesap var ama Allah , ahrette yardımcınız olsun... Sizin şeytanlıklarınızı bildiğim için , aklıma geliyor. Acaba , bunlarda seçim öncesi silinen köprü cezaları gibi affedilip, “Seçimlere Destek” katagorisinde mi değerlendirilecek. Miktarın çok artmasının sebebi, bu olabilir mi. Ne dersiniz…
Çeri çöpü temizlendikten sonra, er geç dönecegimiz, değişmez yuvamız MHP’nin , Gn. Bşk. ı geçenlerde beyanat verdi. Meclis Başkanlığı seçimlerinde Cumhur İttifaki’ nin gereğini yapacağız diye… Böyle sözünün eri bir davranışa ancak gurur duyulur. Ey , DB… TC si kaldırılmış kurumların önünden geçerken, başın dik mi yoksa, yere bakarak mı geçiyorsun… İlkokullarımız bahçesinden And’ımızı duyamamak neşenizi mi arttırıyor yoksa utanç mı hissediyorsunuz... Kendinizi bir kontrol edin, bu dediklerim, sizi rahatsız ediyorsa bir umut var demektir, yoksa Parti’ nin girişini “Habur Rezaletinin” fotoğraflarıyla süslemenizin bir sakıncası yoktur…
Her sistemimiz gibi, adalet te bizleri hayretlerden hayretlere düşürmeye devam ediyor… Evlada hatta toruna intikâl etmiş davalar mevcutken, filmlere konu olmuş çarpık bir sistem varken, galiba iyileşme başladı, umutları da yeşermiyor değil… Nerden anladın diye fevri davranacaklara fırsat vermeden açıklayayım… Bir çok değerli Hanımefendi’nin çantası ve çok değerli oğlunun , izanınından bahsetmek yasaklandı… Adli Sistemle alakalı , umut veren bu jet gelişme, ileriye umutla bakmamızı sağladı…
Bir de son zamanlarda yayınlanan mahkeme tutanakları var. Milli güreşçimiz, Hamza Yerlikaya, ortaokul mazunu olduğunu söylüyor. Birinin kendisine Lise Diploması getirdiğini açıklıyor ve Yüksek okula bunla başvurduğunu söylüyor... Yahu, Bu Memleket’te bizim bilmediğimiz bir kuruluş mu var… Ortaokulu bitirenlere hazır Lise Diploması tedarik eden… Muz Cumhuriyetlerine hayranlık duyar olduk. Onlarda böyle bir şey olsa, MEB den başlıyarak taa tepeye kadar herkes istifa eder. Yer yerinden oynar… Biz de ,ilgili şahıs bile tınmıyor… Yeni İslâmi model bu mu. Gemisini yürüten Kaptan mı… Makam , mevki için herşey mubah mı... ABD tasarım çulu örtmek yetiyor mu… Hakiki diplomalı milyonlar işsizken ; tepeden tırnağa şaibeli diplomalar niye gündemde… Başta Hamza Efendi olmak üzere, daha ne kadar şaibeli diploma sahibi varsa , tez elden açıklama yapmalıdır… Yoksa yedikleri tek kuruşu bile kendilerine helâl etmiyoruz…
Bir Hükümet klasiği yaşandı ve her 6 ayda bir de yaşanmaya devam edecek. Aralık ve Haziran aylarında , başarılı bürokratımız, enflasyonu ; hükümetin vereceği zamma göre ayarlar... Hükümetimiz de bir yıl önceden belli olan artışı temmuz ayı başında uygulamaz, enflasyon farkı gerekçesiyle bir ay -0- faiz para olarak elinde tutar… % 4 artış zaten çoktan belliydi. Üzerine gelecek enflasyon farkı belli değildi ( esasında talimatı verilmiştir belli ama belli değil) Biz o cuzi enflasyon farkı için %4 ü de bir ay bekleriz… Bunun normali ve olması gerekeni, %4 zam hemen uygulanır , enflasyon farkıda ay içi ödenir…
Hayatımın sonbaharını yaşadığım bu dönemlerde hüzne alışığız ama , sizlerden beş günde olsa ayrılacağımızın ki bambaşka…Yazının başından itibaren içime çöktü. Köşemle başbaşa kalmış, sizlerden ayrılıp, yoğun duygularımla haşır neşir olma vakti geldi… Hepiniz Yüce Yaradan’ ıma emanetsiniz… Hoşçakalınız…
