Gelecek Partili Özdağ’dan AKP’den ayrılış süreciyle ilgili çarpıcı açıklamalar: “Milletimden özür dilerim”

Gelecek Partili Özdağ’dan AKP’den ayrılış süreciyle ilgili çarpıcı açıklamalar: “Milletimden özür dilerim”

AKP’den ayrılış süreciyle ilgili konuşan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, “3 dönemi dolduran AKP milletvekillerinin hemen hemen tamamının kızlarını, oğullarını, gelinlerini, damatlarını, ağabeylerini, eşlerini milletvekili yapmak için sıraya girdiklerini gözlemledik. Berat Albayrak’ın milletvekilliğine karşı çıktık. Binali Yıldırım beyin Ulaştırma, Denizcilik ve Habercilik bakanı olmasını istemedik” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, katıldığı programında Ahmet Davutoğlu ve kendisinin AKP’den ayrılış süreciyle ilgili parti içi darbe iddiaları ve partideki yolsuzluk iddialarıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Selçuk Özdağ, AKP’den ayrılışı sürecini şu şekilde aktardı:

“CUMHURBAŞKANININ ELİ PARTİNİN ÜZERİNDEYDİ”

-Biz Katar’daydık. Katar öncesinde bazı hususları MKYK’da MYK’da olsun hissetmeye başlamıştık. Sayın Cumhurbaşkanının eli partinin üzerindeydi. Hem Cumhurbaşkanlığı yapmak istiyor, hem AK Parti’nin genel başkanlığını yapmak istiyor, hem başbakanlık yapmak istiyordu; hatta 15 Temmuz’un birinci yıl dönümünde meclis başkanlığı da yapmak istedi. Bunu gözlemliyorduk.

-Kendisiyle bir defa uzun bir saati aşan konuşma yapmıştık. O zaman da anlamıştım. Ahmet Davutoğlu ile Recep Tayyip Erdoğan’ın arasında ihtilafları olduğunu gözlemlemiştim.

“MİLLETVEKİLİ YAPMAK İÇİN SIRAYA GİRDİLER”

-Bu ihtilaflar neydi? Birincisi, milletvekilliği listeleri yapılırken Berat Albayrak’ın milletvekili olmasını istememiştik. Çünkü 7 Haziran seçimlerine gittiğimizde 3 dönemi dolduran AKP milletvekillerinin hemen hemen tamamının -istisnaları tenzih ederim- kızlarını, oğullarını, gelinlerini, damatlarını, ağabeylerini, eşlerini milletvekili yapmak için sıraya girdiklerini gözlemledik.

-Bunun üzerine de zaten 49,9 oy aldıktan sonra erken seçim öncesi koalisyon sürecinde Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi ile o süreç yürütüldü. Ardından bir erken seçim kararı alındı. Erken seçimde biz hiçbir milletvekilinin birinci ve ikinci dereceden akrabalarının milletvekili olmasını istemedik.

“ERDOĞAN, ‘AKRABAM DEĞİL, DAMADIM’ DİYE SAVUNDU”

-MYK’da bir karar aldık. Bu kararı Sayın Cumhurbaşkanı bozdu. Berat Albayrak’ın akrabası olmadığını, damadı olduğunu söyleyerek onun listede olmasını istedi.

-Bir kere öncelikle bu etik değildi. Bu partinin genel başkanı Ahmet Davutoğlu idi. Artık siz Cumhurbaşkanı olmuşsunuz. Partiler kişilerin değildir. Partiler kurucularının değildir. Partiler milletindir. Kurarsınız ama o devlete, millete aittir. Birinci problem buradan oldu.

“BİNALİ YILDIRIM’IN BAKAN OLMASINI İSTEMEDİK, KARŞI ÇIKTILAR”

Selçuk Özdağ, daha sonra şu sorunların yaşandığını belirtti:

-Hükümet olduk, yüzde 49,5 oy aldık. Binali Yıldırım beyin Ulaştırma, Denizcilik ve Habercilik bakanı olmasını istemedik. Çünkü çocukları denizcilikle uğraşıyordu. Bunun etik olmayacağı söylendi. Burada da Sayın Cumhurbaşkanının bir karşı koyuşuyla karşı karşıya kaldık.

“SİYASİ ETİK YASASI ÇIKARSA İLÇE BAŞKANI BİLE BULAMAYIZ”

-Ardından o süreç içerisinde bir imar yasası çıkaralım dedik. Böylece Türkiye’deki belediyelerde bazı istismarları, sanayicilerin bile arsa alıp belediyelerle görüşerek rant peşinde koştuklarını, yatırımların durduğunu gözlemleyince Sayın Davutoğlu imar yasası çıkarmak istedi.

-Bunu da engellediler. Sayın Başbakan (Davutoğlu) ilk önce Türkiye’de parti içinden başladı. ‘Bir milletvekili, mal varlığı bugünkünden yarın bıraktığı zaman artıyorsa bunun hesabını sorarım. Siz de benim mal varlığım artarsa benden hesabını sorun’ diyerek parti içinde mücadele başlattı siyasi etik konusunda.

-Siyasi ahlak yasası çıkarmak istedik buna da engel oldular. Orada şunu söylediler, ‘Biz ilçe başkanı bulamayız’ dediler. Bir problem de buradan doğdu.

“MİLLETİN VERDİĞİ KOLTUĞU PARTİ İÇİ DARBEYLE ALDILAR”

-Ardından yolsuzluğu ve hırsızlığı önleme yasası çıkartalım diyerek gayret sarf ettik. Bunda da aynı şekilde karşı çıktılar. Sayın Ahmet Davutoğlu’na milletin vermiş olduğu koltuğu, bir parti içi darbeyle ellerimizden almak istediler ve başardılar bunu.

-Biz Katar’dayken sabaha karşı geldik. Geldikten sonra birkaç saat uyuyarak MKYK toplantısına gittiğimizde özel kalem müdürüm bana bir imza toplandığını söyledi. Sayın Davutoğlu’nun görevi bırakması isteniyor dendi.

-İl ve ilçe başkanları atamaları gibi yetkiler Davutoğlu’na verilmişti. Geldiğimizde bu yetkilerin Mustafa Ataş beye verilmesi kriz çıkardı. Bu bir tahkir hareketiydi.

“FETÖ PARMAĞI VARDI”

Davutoğlu’nun partiden ayrılması sürecinde FETÖ parmağı olduğunu da iddia eden Selçuk Özdağ, şunları anlattı:

-FETÖ’yle ilgili mücadelede Sayın Davutoğlu, başbakan olduğu zaman bunların MİT, Emniyet’ten gelen bilgilerle üst kademesinde bulunanları tasfiye etti. Böyle bir örgütün hemen aynı anda Sayın Davutoğlu’na karşı tepki koymasını sağladı.

-Bu, Recep Tayyip Erdoğan operasyonuydu. Bunun sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın egosu nedeniyle yapılmış olan bir operasyon olmadığını düşünüyorum. Burada FETÖ parmağının olduğunu da düşünüyorum.

-Manisa’da ikinci dönem milletvekili olmamam için çok çalıştılar. Çünkü ben onların dediklerini yapmadım, onların dediği kişileri atatmadım. ‘Siyaset kurumunu hiç bir kimseye bırakamayız, ben vesayetçiler tarafından yönetilmem’ dedim. ‘Siyasetçiyim, iktidar partisinin milletvekiliyim, biz yönetiriz, niye bir cemaat yönetsin, niye gelsin onlar bana istedikleri kişiyi atatsınlar’ diyerek onlarla mücadele ettim.

-Onlar da benim ikinci dönem milletvekili olmamam için çok çalıştılar. Çok yönlü bir çaba içerisinde de Ahmet Davutoğlu tasfiye edilmiştir, parti içi bir darbe yapılmıştır.

“EVET OYU VERDİĞİM İÇİN ÖZÜR DİLERİM”

Selçuk Özdağ, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne karşı çıktıklarını belirterek, ‘evet’ oyu verdikleri için Türk milletinden özür diledi. Selçuk Özdağ, şunları söyledi:

-Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne de karşı çıktık biz. ‘Sizi güçlü başbakan yapalım, siz gelin, bir yandan biz CHP ve MHP ile görüşelim, sizi AKP’nin tekrar başında görelim. CV’nizde bir Cumhurbaşkanlığı makamı var. Tekrar partinin başına gelin. Madem benimle anlaşamadınız, daha sonra gelecek olan kişilerle de anlaşamayacaksınız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Devlet beyin peşine takılmayın. Gelin sizi başbakan yapalım. Sembolik bir cumhurbaşkanımız olsun. Bütün yetkileri siz kullanın. Hem genel başkan hem başbakan olun’ dedik. Sayın Cumhurbaşkanı bunu kabul etmedi.

-Dilekçemi yazmıştım, partiden istifa etmiştim. Cumhurbaşkanı beni aradı. Yarım saat konuştu. İstifa etmememi rica etti. Benim orada siyasi hatalarımdan bir tanesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne evet oyu vermiş olmak.

-Milletimden bir kez daha özür diliyorum. Hakikaten evet oyu vermemeliydik. Bugünleri yaşamasaydık hain olarak bu krizlerin tamamını bize yükleyeceklerdi. Bir diğer hatam o gün istifa mektubumu geri çekmiş olmamdı. Ben istifa etmeliydim o gün.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!