Gazze Şeridi’ndeki Filistin Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Doktor Abdullatif el- Hac, Gazze Şeridi’nde sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle İsrail saldırılarının sona ermesinin ardından yaralananlar için yaklaşık 500 bin cerrahi operasyona ihtiyaç duyulabileceğini söyledi.
Gazze’deki saldırılarda yaralanan iki torunu için Türkiye’de bulunan el-Hac, AA’ya verdiği röportajda, “Gazze’de 94 binden fazla yaralı bulunuyor. Saldırılar sonrasında yaralılar tedavi için ortalama 3 ila 4 cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyabilir.” dedi.
“Savaş sonrası Gazze’de yaralananlar 500 bin ameliyata ihtiyaç duyacak.” diye konuşan Hac, tam teşekküllü cerrahi teçhizat ve uzman ekibin yanı sıra sağlık sektöründe önemli bir görev ifa eden sahra hastanelerinin desteği olmadan bu gerekli operasyonların gerçekleştirilemeyeceği değerlendirmesinde bulundu.
“Ateşkes sağlanır sağlanmaz hastanelerin onarılması, tıbbi ekipman, ilaç ve tıbbi malzemelerin getirilmesi için hızlı bir çalışma yapılması gerekiyor.” diye konuşan Hac, enerji krizi çözülür çözülmez radyoloji ekipmanı, MRI makineleri, görüntüleme sistemleri, laboratuvar taramaları ve modern elektrik jeneratörlerinin yanı sıra tamamlanmış ameliyathanelerin bulunduğu etkili sahra hastanelerinin Gazze’de kurulması gerektiğini vurguladı.
“Şifa Hastanesi’nin İsrail’in hedefi olabileceğini hiç düşünmemiştim”
Filistinli yetkili, Gazze’deki sağlık durumuyla ilgili olarak değerlendirme yaparak, Gazze’deki sağlık sisteminde felaket noktasına gelmiş çok büyük sıkıntılar olduğunu belirtti.
“İsrail, hastaneleri, okulları ve anaokullarını bombalayarak tüm insani değerleri ve uluslararası yasaları hiçe sayıyor.” diye konuşan Hac, “Gazze’deki Şifa Hastanesi’nin İsrail’in hedefi olabileceğini hiç düşünmediğini ancak İsrail ordusunun hastaneyi işgal ederek büyük bir kısmını yakıp yıktığını, sağlık personelini hastaneden uzaklaştırarak hastaları ve yaralıları öldürdüğünü” söyledi.
“İsrail tankları ve buldozerleri Şifa Hastanesi avlusunda defnedilen şehitlerin naaşlarını çiğnedi, yaralıları hayattayken öldürdü.” diye konuşan Hac, hastanelerin büyük bölümünün bombalanması ve hizmet dışı kalması nedeniyle Gazze’deki sağlık sisteminin şu anda klinik kapasitesinin yüzde 70’ten fazlasını kaybederek büyük zarar gördüğünü ifade etti.
“Sağlık hizmeti verebilecek her binayı faaliyete geçirme çalışıyoruz”
Hac, Gazze’de şu anda 14 hastanenin faaliyet gösterdiğini, bunların sadece 4’ünün büyük hastane, geri kalanının ise küçük sivil toplum merkezleri olduğuna dikkati çekerek, İsrail ordusunun hastaneleri bilinçli olarak hedef alması üzerine Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti verebilecek her binayı faaliyete geçirme yoluna gittiğini anlattı.
Filistinli doktor, sağlık personelinin, İsrail ordusunun terk ettiği hastanelerin bazı odalarını yaralı ve hastalara sağlık hizmeti verecek şekilde yenileyerek yeniden hayata geçirmeye çalıştığını; tedavi için gerekli ilaçların yarısından fazlasının, laboratuvar malzemelerinin ise yüzde 60’ının şu anda Gazze’de bulunmadığının altını çizdi.
“Sağlık personelinin kaybı ateşkes dahi olsa geleceği etkileyecektir”
İsrail saldırılarının başlangıcından bu yana 880’den fazla sağlık personelinin öldürüldüğünü kaydeden Hac, sağlık personellerinin her birinin rolünün çok önemli olduğunu ifade etti.
Hac, “Seçkin sağlık personelini kaybetmek telafisi mümkün olmayan bir trajedi; hizmet sunumunun seviyesini kesinlikle olumsuz etkilemiştir. Onların kaybı, ateşkes olsa dahi geleceği etkileyecektir.” dedi.
“İsrail, Gazze Türk-Filistin Dostluk Hastanesi’ni üs olarak kullandı”
Gazze Türk-Filistin Dostluk Hastanesi’nin Gazze’deki hastaneler içinde öne çıktığına işaret eden Hac, son dönemde bölgedeki kapsamlı bir kanser tedavi merkezi olarak kabul edildiğini belirtti.
Hastanenin, İsrail ordusunun kuzeyde Gazze Şeridi’nin güneyinde ve merkezden ayırdığı Netzarim Koridoru bölgesinde yer aldığını kaydeden Hac, “İsrail ordusu, Gazze Türk-Filistin Dostluk Hastanesini etrafında İsrail askeri araçlarının toplandığı bir üs haline getirdi ve burayı lojistik hizmet sağlamak için kullandı.” bilgisini verdi.
Filistinli doktor, saldırıların bitmesi ve hastanenin restore edilerek Türk tarafıyla işbirliği içerisinde yeniden hizmete açılmasını umut ettiğini kaydetti.
Sınır kapılarının kapatıldığı Gazze’de salgın hastalıklar artıyor
Gazze’deki sınır kapılarının tamamen kapalı olduğunu anımsatan Hac, Gazze’de sadece az miktarda yardımın girmesi, içilebilir suyun bulunmaması ve yiyeceklerin hijyenik olmaması nedeniyle salgın durumunun giderek kötüleştiğini söyledi.
Hac, yerinden edilen insanların çok sayıda yaşamsal ihtiyaç, kamu sağlığı, kişisel hijyen, içme suyu ve yiyecek olmadan çadırlara, okullara veya akrabalarının evlerinde kalmak zorunda olduğunu anlattı.
Tüm bunların Gazze’de olmayan Hepatit gibi salgın hastalıkların yayılmasına yol açtığını ifade eden Hac, 70 bin kişinin neredeyse bölgede kaybolmuş olan “tip 1 otoimmün hepatite” yakalandığını, buna gıda ve su kirliliği ile aşırı kalabalığın neden olduğunu belirtti.
Hac, solunum yolu hastalıkları ve ishal vakalarının yayıldığına da dikkat çekerek, aynı nedenlerden dolayı Gazze Şeridi’nde kolera salgını çıkmasından endişe edildiğini ifade etti.
Gazze’de ilk çocuk felci vakasının tespit edildiğini hatırlatan Hac, sularda buna neden olan virüs numunelerinin bulunduğunu kaydetti. Hac, çocuk felci salgını konusunda uyardı.
-İsrail’in Hac ailesine yönelik katliamı
Hac, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin orta kesiminde yaşayan ailesine yönelik “katliama” da değindi.
Çoğu çocuk ve kadın olmak üzere yaklaşık 56 yakınının, İsrail ordusunun Gazze kenti sakinlerine evlerini boşaltıp, Gazze vadisinin güneyindeki bölgelere taşınma çağrısının ardından kendi evine sığındığını belirten Hac, şunları söyledi:
“21 Kasım sabaha karşı 4’te evde herkes uykudayken İsrail uçakları ABD füzeleriyle doğrudan evimi hedef aldı. Bu bombalama sonucu evde bulunan 48 kişi anında yaşamını yitirdi. Ölenler arasında büyük oğlum, eşim, bir yaşındaki kızım Sara, Dünya Sağlık Örgütü çalışanı olarak çalışan kızım, eşi ve 6 aylık bebeği ile Türkiye’de tıp okumayı düşünen lise öğrencisi oğlum da vardı.”
Hac, kız kardeşi ile ailesinin, kayınpederi ve kayınvalidesinin de yaşamını yitirenler arasında olduğunu ekleyerek, “İsrail ordusu evin boşaltılması konusunda herhangi bir uyarıda bulunmadı; evdekilerin tamamı sivildi.” dedi.
Hac, katliam haberini aldığı anı ise şöyle anlattı:
“O sabah şehit olan oğullarımın, torunlarımın, kardeşlerimin cenazelerini teslim aldım. Çok zor bir durumdu ama güçlü durmaktan başka seçeneğimiz yoktu.”
Doktor Hac, şu anda aralarında İsrail saldırıları sırasında doğmuş, ev bombalandığında 14 günlük olan bir kız bebeğin, kalça kemiği ve ellerinde kırıklar bulunan 9 yaşındaki erkek kardeşinin de bulunduğu yetim torunlarına baktığını belirtti.
Ebeveynlerinin öldürülmesinin ardından kendilerine bakacak kimsenin olmaması nedeniyle Türkiye’ye yaptıkları tedavi seyahatinde onlara eşlik etmek durumunda kaldığını kaydeden Hac, şunları kaydetti:
“Torunlarımla birlikte yurt dışına çıkmak zorunda kaldım ve bu kolay bir karar olmadı, özellikle hastanelerde sağlık sisteminin başında olduğum için çalışma alanından ayrılmak zor oldu.”
Hac, Türkiye’de tedavi görmek için Gazze’den ayrılan 400’e yakın yaralı ve kanser hastasının bulunduğunu aktardı.
Filistinli yetkili, Türkiye’yi, “Gazze’de sağlık sektörünün yeniden inşası ve bu bölgede hayatın canlanmasının hızlandırılması için her türlü desteğin toplanacağı uluslararası bir finansman fonu oluşturulması amacıyla uluslararası bir konferans düzenlemeye” çağırdı.