Roman yazarı Burhan Sönmez, bir söyleşisinde diyor ki;
“Ne zaman yazarsam yazayım hep aklıma yoksul insanlar geliyor.”
Ne Temmuz ayıydı… Zam üstüne zam yağdı, fiyatlar coştu, vergi oranlarında yapılan artışlar halkın sırtına bindirildi, akaryakıt fiyatı görülmemiş seviyeye çıktı, borsa tarihi rekor kırdı, dövizin nerede duracağı tahmin edilemez oldu, zamlı ücretler eridi, yoksulluk zirve yaptı, vatandaş kredi kartına yüklendi…
TÜİK VE ENAG ENFLASYONU ARASINDA 2.5 KAT FARK VAR
Ve sonunda TÜİK, Temmuz tüketici enflasyonunu açıkladı, 59 yılın rekoru kırıldı: aylık yüzde 9.5, yıllık yüzde 48
ENAG ise, “Temmuz’da yüzde 13 arttı, yıllık yüzde 123 oldu” dedi.
AKARYAKIT UÇUŞA GEÇTİ, 2.5 AYDA YÜZDE 92 ARTTI
Enflasyon tamamıyla dar gelirlilerin, yoksulların tepesine bir balyoz, çünkü Temmuz’da ulaştırma giderleri yüzde 29, akaryakıt yüzde 28, sebze yüzde 20, meyve yüzde 16, ilaç yüzde 16, ekmek yüzde 14 arttı. Bu da resmi veri…
DİSK’in Ege Bölgesi Temsilcileri, TÜİK Bölge Müdürlüğü’nün kapısına dayanıp, “Gerçekleri açıkla, emeğimizle oynama” diye pankart açtılar.
Akaryakıt fiyatları uçuşa geçti. Motorin 36.5, benzin 38 lira oldu. Seçim öncesinde 18 Mayıs’ta motorin 19, benzin 20 liraydı, yüzde 92 zam yaptılar.
Seçimlerden önce türlü yöntemlerle bastırılan döviz fiyatları ve enflasyon zıvanadan çıktı.
18 Mayıs’ta 19.8 lira olan dolar bugün 26.9 lira, 2.5 ayda lira yüzde 26.4 eridi.
Simit 10 lira oldu, bir kilo şeftali 40 lira, karpuzun kilosu 10 lira, kılçıksız Ayşe fasulye 100 lira, zeytinyağının litresi 160 lira…
Ziraat Odaları açıkladı: Meyve ve sebze fiyatları daha da artacak. İyi haberler veremiyoruz.
‘FATURAYI BİZ ÖDÜYORUZ, BU YÜKÜ TAŞIYACAK MECALİMİZ KALMADI’
Vergi yükünü yine halka yüklediler. KDV oranı yüzde 18’den 20’ye çıktı, tüketici kredisi vergisi yüzde 10’dan 15. Motorlu taşıtlar vergisini hiçbir yerde görülmemiş biçimde ikinci kez alacaklar.
Emekçiler ve meslek örgütleri toplandı, “Krizin faturasını emekçiler ödüyor, bu yükü taşıyacak mecalimiz kalmadı” dediler. “Temel tüketim mallarına yapılan zamlar hemen geri alınsın, temel ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkartılsın. Gelir uçurumu büyüdükçe büyüyor, nüfusun yüzde 1’i ulusal servetin yüzde 54’ünü elinde tutuyor” diye açıklama yaptılar. Tabii seslerini duyuramadılar.
ÖTV GELİRLERİ YÜZDE 96 ARTTI, ASGARİ ÜCRET 60 DOLAR ERİDİ
Krizin yükünün ücretlilerin üzerinde olduğunu tek bir rakamla açıklayalım: Akaryakıttan sigaraya, içeceklerden dayanıklı tüketim mallarına kadar milyonlarca tüketicinin her alışverişte ödediği dolaylı vergi; Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gelirleri ilk altı ayda yüzde 96 arttı.
Dolardaki artışla asgari ücret eridi, Haziran’daki artışla 482 dolardı, şimdi 422 dolar, 60 dolar dolar buharlaştı.
TÜRK-İŞ, “Açlık sınırı Temmuz’da 11 bin 658 lira, yoksulluk sınırı ise 37 bin 974 lira oldu” dedi. Asgari ücret açlık sınırının altında kaldı.
Emekli maaşlarını varın, siz düşünün. Yaklaşık 9 milyon emekli 7 bin 500 lira maaş alıyor.
2000 öncesi emeklilerin tamamı, 2000-2008 arası emekli olanların yüzde 80’i açlık sınırının ve asgari ücretin altında maaş alıyor.
KREDİ KARTI HARCAMALARI TEMMUZ’DA PATLADI
Dar gelirli kredi kartları ve tüketici kredileriyle geçinmeye çalışıyor. Kart harcamaları Temmuz ayında patladı. Haziran’da 785 milyar lira iken Temmuz’da 839 milyar liraya çıktı. Tüketicilerin kredi ve kart borcu 2.24 trilyon liraya (839 milyar lirası kart borcu) çıktı. Yılbaşından beri kredi borcu 322, kart borcu 364 milyar lira arttı.
Diğer yandan kredili mevduata uygulanan faiz ve kredi kartı gecikme faizi artırıldı. Kartla taksitli harcamalara yeni kısıtlamalar getirildi.
Adliyelerde icra takibindeki kişi sayısı 3.8 milyona çıktı.
51.6 MİLYON KİŞİ AÇLIK SINIRININ ALTINDA, DESTEK ALAN AİLE SAYISI 3.6 MİLYONA ÇIKTI
Yoksulluğun arttığının bir başka kanıtı; Aile Desteği Programı’ndan yardım alanların sayısı Haziran’da 3.5 milyona, Temmuz’da 3.6 milyona çıktı. Bu sayı geçen yıl Haziran’da 2.5 milyondu. Elektrik faturasını sosyal yardımla ödeyebilen hane sayısı 4.1 milyon, bakılamadığından ailesinin yanından alınma riski olan çocuk sayısı 168 bine çıktı.
CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi raporuna göre, ülkede 32 milyon kişi yoksulluk, 51.6 milyon kişi ise açlık sınırının altında yaşıyor. 14.8 milyon kişi yeterli gıda tüketemiyor, çocukların yüzde 42’si iyi beslenemiyor.
Devlet bu kaynak sıkıntısında (6 aylık bütçe açığı 438 milyar lira oldu) parayı dini hizmetlere akıtıyor. İlk 6 ayda dini hizmetlere ve dini eğitime 19.2 milyar lira harcandı.
Köprüleri ve otoyolları inşa eden, araç geçse geçmese de devletten garanti para alan yandaş müteahhitlere ise yapılan ödemeler yüzde 17 arttı, toplam 23.8 milyar lira ödendi.
Tüm bu yoklukta, yoksullukta Borsa İstanbul’daki yatırımcıların keyfi yerindeydi. BİST100 endeksi Temmuz’da yüzde 25 prim yaptı. Bir ayda Emek Elektrik yüzde 221, Oyak Yatırım yüzde 214, Edip Gayrimenkul yüzde 212 gibi spekülatif kazançlar getirdi.
İşte, Önceki yıllarda çoğu kişinin tatilde olduğu, ekonominin rölantide çalıştığı, yaz bolluğundan dolayı fiyatların indiği, döviz girişlerinden dolayı dolar ve Euro fiyatının durgunlaştığı Temmuz ayının bu yıla yansıyan yürekler acısı özeti…
DÜNYANIN GÜNDEMİ DE KONTROLDEN ÇIKAN GELİR ADALETSİZLİĞİ
Dünyanın yakıcı gündemi kontrolden çıkan küresel eşitsizlik…
Zengin ve fakir arasındaki uçurum iklim değişikliği riskini artırırken yoksulluğu da kalıcı hale getiriyor.
Bu cümle, dünyanın 200’den fazla önde gelen ekonomistinden oluşan bir grubun, dünyanın zenginleri ve fakirleri arasındaki genişleyen uçurumun üstesinden gelinmesi hakkında Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası’na yazdığı açık mektuptan bir alıntı…
DÜNYANIN EN İYİ EKONOMİSTLERİ ‘HAREKETE GEÇİN’ DEDİ
Evet, dünyanın en iyi ekonomistleri kontrolden çıkmış küresel eşitsizlik konusunda harekete geçme çağrısında bulundu
67 ülkeden 200’den fazla ekonomistin imzasıyla, Temmuz ortasında BM Genel Sekreteri António Guterres ve Dünya Bankası Başkanı Ajay Banga’ya gönderilen mektupta, iki kurumu, İkinci Dünya Savaşından bu yana küresel eşitsizlikteki en keskin artışı tersine çevirmek için daha fazlasını yapmaya çağırdılar.
İmzacılar arasında eski BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Yeni Zelanda’nın Eski Başbakanı Helen Clark ve ekonomistler Jayati Ghosh, Joseph Stiglitz ve Thomas Piketty yer alıyor.
ÇEYREK ASIRDIR İLK KEZ KÜRESEL YOKSULLUK VE AŞIRI ZENGİNLİK AYNI ANDA ARTTI
Mektupta, çeyrek asırdır ilk kez küresel yoksulluk ve aşırı zenginliğin aynı anda arttığı, artan eşitsizliğin “büyük ölçüde göz ardı edildiği” vurgulanarak, gelir ve servet uçurumlarını daraltmak için daha iddialı hedefler talep ediliyor.
“Küresel nüfusun en zengin yüzde 10’luk kesimi şu anda küresel gelirin yüzde 52’sini alırken, nüfusun en yoksul yarısı bunun yüzde 8,5’ini kazanıyor. Milyarderlerin sayısı son on yılda iki katına çıkarken, milyarlarca insan yüksek ve artan gıda fiyatlarının ve açlığın korkunç zorluklarıyla karşı karşıya. 2019 ile 2020 arasında küresel eşitsizlik, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana hiç olmadığı kadar hızlı büyüdü” deniliyor.
UNDP: EN YOKSUL YÜZDE 10 PANDEMİ ÖNCESİ GELİRİNE ULAŞAMADI
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) da Temmuz ayında yoksullaşma konusunda iki ayrı rapor yayımladı. Raporlarda dünyamızın yaşamakta olduğu “çoklu krizin” en yoksul insanlar üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne seriliyor.
UNDP’nin “Hareketsizliğin İnsani Maliyeti: Yoksulluk, Sosyal Koruma ve Borç Servisi, 2020–2023” başlıklı yeni politika özetine göre, günde 3,65 doların altında yaşayan insan sayısıyla ölçülen yoksulluk oranları, 2020-23 arasındaki üç yıllık dönemde arttı ve 165 milyon kişi daha yoksulluğa sürüklendi. Daha kötüsü de kapıda.
Dünya nüfusunun en yoksul yüzde 10’luk kesimi, 2023 yılına kadar pandemi öncesi reel kişi başı gelirini geri kazanamayan tek grup olacak ve İnsani Gelişme Endeksi’nde de şok edici bir düşüş yaşanacak.
165 MİLYON YOKSULU AZALTMANIN YILLIK MALİYETİ KÜRESEL GSYİH’NIN yüzde 0.009’U
UNDP’ye göre, 2022 yılında 25 gelişmekte olan ekonomi, kamu gelirlerinin yüzde 20’sinden fazlasını toplam dış borç ödemesine harcadı. Bu 2000’den bu yana en yükseği…
Ortalama bir düşük gelirli ülke, faiz ödemelerine sosyal yardıma göre yaklaşık 2,3 kat daha fazla harcıyor. UNDP’nin çalışmasına göre, bu 165 milyon yoksulu azaltmanın yıllık maliyeti 14.24 milyar dolar; başka bir deyişle küresel GSYİH’nın yüzde 0,009’u…
110 ÜLKEDEKİ 6,1 MİLYAR İNSANDAN 1,1 MİLYARI AKUT ÇOK BOYUTLU YOKSULLUK İÇİNDE
UNDP’nin 11 Temmuz tarihli “2023 Küresel Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi, Küresel Yoksulluğu Ortadan Kaldırmak: Yüksek Etkili Eylem İçin Veriler” başlıklı raporuna göre ise, dünyada 110 ülkedeki 6,1 milyar insandan 1,1 milyarı akut çok boyutlu yoksulluk içinde yaşıyor. Bunun 534 milyonu Sahra altı Afrika’da ve 389 milyonu Güney Asya’da… Yani, her altı yoksuldan beşine bu bölgeler ev sahipliği yapıyor.
Tüm yoksul insanların yaklaşık üçte ikisi (730 milyon) orta gelirli ülkelerde yaşarken, yüzde 35’i ankete katılan nüfusun sadece yüzde 10’unu oluşturan düşük gelirli ülkelerde yaşıyor. Açık farkla en kötü etkilenenler ise, yoksulların şaşırtıcı bir biçimde yarısı olan (566 milyon) 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşan genç nesil. Çocukların yüzde 27,7’si ve yetişkinlerin yüzde 13,4’ü yoksul.
FITCH, ABD’NİN NOTUNU DÜŞÜRDÜ; EKONOMİK VE FİNANSAL GERİLEMEDE KİLOMETRE TAŞI
Küresel ekonomide bir başka önemli gelişme 1 Ağustos Salı günü, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından, ABD’nin uzun vadeli kredi notunun düşürülmesi oldu.
Fitch’in artan açıklar ve siyasi kutuplaşmayla ilgili endişeler nedeniyle kredi notunu AAA’dan AA+’ya düşürmesi, ülke ve mali sağlığı için uzun vadeli sorunlara işaret ediyor. Not indirimi kimi uzmanlar tarafından “ABD’nin tarihi ekonomik ve finansal gerilemesinde önemli bir kilometre taşı” olarak değerlendirildi.
Bu not indirimi, ABD’nin sonu gelmeyen savaşları finanse etmek için kontrolden çıkmış askeri harcamalarına eşlik eden bir dizi banka ve şirket kurtarma paketinin, ülkenin kamu borcunda yarattığı büyük artışı yansıtıyor.
Fitch, ABD’nin “yaşlanan nüfus nedeniyle artan sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarının yarattığı maliyetlerle ilgili orta vadeli sorunların üstesinden gelmede sınırlı ilerleme kaydettiğini” vurgulayarak, sosyal harcamaları kısma önerisinde bulundu.
GEÇEN HAFTA NELER OLDU, BU HAFTA NE OLACAK?
Bir başka olumsuz gelişme, Cuma günkü istihdam verileri oldu. Temmuz ayında ABD’de 187 bin yeni iş yaratıldığı açıklandı. Beklenti 200 bindi. Faiz artırımlarının emek talebini düşürmesine ve FED’in beklentileri dahilinde işgücü piyasasının soğumasına dair yorumlar üzerine başlangıçta Wall Street’te hisse senedi fiyatları yükseldi.
Ancak Apple’ın beklentilerden kötü bilançosu endeksleri aşağı çekti. Apple’ın ikinci çeyrekte cirosu yüzde 1 düştü, iPhone satışları geriledi. Endeksler hafta boyunca Fitch’in ABD’nin kredi notunu düşürmesi nedeniyle genel olarak düşüşteydi.
Haftalık olarak Dow Jones yüzde 1.1, S&P 500 yüzde 2.3 ve Nasdaq yüzde 2.8 düşüş gösterdi. Avrupa borsaları da inişteydi, kıtadaki 600 hisse senedinin ortalaması STOXX 600 endeksi yüzde 2.4, Alman DAX endeksi yüzde yüzde 3.1 geriledi.
Petrol fiyatları altı haftadır art arda yükselişte… Suudi Arabistan (günde bir milyon varil) ve Rusya’nın (günde 300 bin varil) Eylül ayında üretim kısıntısına gideceklerini açıklamasıyla Batı Teksas petrolünün varili 82, Brent petrolün varili 86 doların üzerine çıktı. Çin’in cansız ekonomik toparlanması fiyatların daha fazla yükselmesini baskı altında tutuyor.
Bu hafta ABD’de bilanço dönemi sürecek, tüm dikkatler Perşembe günü açıklanacak ABD enflasyon verilerinde olacak. Çin’in enflasyon ve dış ticaret verileri ile İngiltere’nin GSYİH büyüme rakamları izlenecek.