Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Türkiye’de faaliyet gösteren bazı medya kuruluşlarına yabancı ülkelerden fon sağlandığına ilişkin haberlerde isminin yer almasına yönelik açıklama yaptı. Uçum, “Hiçbir ilgim ve bilgim olmadığı halde sanki fonlar benim kararımla alınmış hatta ben almışım gibi bir algı oluşturulması bunu yapmaya çalışanların ahlaki ve etik sorunlarla malûl olduklarını gösterir” dedi.
Odatv, Türkiye’de bazı medya kuruluşlarının ABD merkezli Chrest Foundation’dan fon aldığına ilişkin olarak bir haber yayımladı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Uçum açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Tesev ve Podem’in Chrest Vakfından proje fonu aldıklarını medyadaki son haberlerden öğrendim. Hiç bir zaman Tesev’in de Podem’in de herhangi bir proje fonu almakla ilgili herhangi bir karar alma merciinde ve sürecinde bulunmadım. Podem’in kuruluşundaki çok kısa bir süre hariç hiç bir zaman bu kuruluşlarda yönetsel ve icrai bir görev üstlenmedim. Ayrıca 2014 sonundan itibaren Tesev’le herhangi bir ilişkim de olmadı.
“Bunun ahlaki açıdan sorunlu olacağını her dürüst insan bilir ”
Hiç bir ilgim ve bilgim olmadığı halde sanki fonlar benim kararımla alınmış hatta ben almışım gibi bir algı oluşturulması bunu yapmaya çalışanların ahlaki ve etik sorunlarla malûl olduklarını gösterir. Örneğin Tesev’de gerek kuruluşunda gerekse sonraki dönemlerde katılanlarla çok sayıda her türlü görüşe mensup siyasetçi, iş insanı, sivil toplumcu, çeşitli meslek mensupları, yazar, çizer, aktivist yüzlerce kişi yer almıştır. Tesev’in sadece kuruluşunda 270’den fazla insan vardır. Şimdi Tesev’in aldığı proje fonlarını bunlar mı almış oluyor. Tesev’le öyle ya da böyle ilişkili ancak karar mercilerinde yer almayan herhangi bir insanı öne çıkarıp sen fon aldın demenin doğru olmayacağını, bunun ahlaki ve etik açıdan sorunlu olacağını makul bakışa sahip her dürüst insan bilir.
“Proje bazlı fon ile gazetecilerin doğrudan fon alması aynı değil”
Ayrıca genel olarak fon esaslı faaliyet yürütmenin çeşitli etkileri ve sorunları bir yana düşünce kuruluşlarının proje bazlı fon almasıyla gazetecilerin doğrudan kendilerine fon alması aynı kategoride değildir. Bu haberler çıktıktan sonra Podem yetkililerine sorduğumda sadece bir kere sözü edilen vakıftan proje fonu aldıklarını, bu projenin Suriye konusunda olduğunu, yazdıkları iki raporu internet sitelerinde yayınladıklarını bu raporların halen daha sitelerinde durduğunu söylediler. Merak edenler bu raporlara Podem’in sitesinden ulaşabilir.
“Bazı çevrelerin ismimi kullanarak meşruiyet aramaları beyhudedir”
Medya mecralarına ve gazetecilere aktarılan fonlar ise her hangi bir proje için değil o mecraların ve kişilerin doğrudan desteklenmesi amacıyladır. Birbirinden niteliksel olarak farklı bu iki durumu bir ve aynıymış gibi sunmak zaten başlı başına bir aldatmacadır. Aslında mesele fon alınır mı alınmaz mı hususundan çok medya mecralarının ve gazetecilerin doğrudan kendilerine finansman sağlamak amacıyla fon alıp alamayacağıdır. Dış fonlardan doğrudan kendilerine destek sağlayan medyacıların, gazetecilerin bağımsız olup olamayacağı, yurtseverce davranıp davranamayacağı soruları da çok haklı ve yerinde sorulardır. Kamuoyunun haklı sorularını gölgelemek ve asıl gerçekleri saptırmak maksadıyla bazı çevrelerin benim ismimi ısrarla kullanarak dış destekli medya faaliyetlerine meşruiyet kazandırma çabaları beyhudedir.
Ne olmuştu?
Odatv, Türkiye’de bazı medya kuruluşlarının ABD merkezli Chrest Foundation’dan fon aldığına ilişkin olarak bir haber yayımlamıştı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye’de faaliyet gösteren bazı medya kuruluşlarına yabancı ülkelerden fon sağlandığına dair habere ilişkin AA’ya yaptığı açıklamada “Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır. Bunun örneğini Amerika Birleşik Devletleri’nde görmemiz mümkündür. Örneğin ABD’de yabancı devletler tarafından fonlanan medya kuruluşları, altı ayda bir ABD makamlarına çalışmaları hakkında detaylı bilgi vermek durumundadır. Türkiye’de de benzer statüde faaliyet gösteren, doğrudan yabancı devletler tarafından fonlanan çeşitli medya kuruluşları bulunmaktadır. Bunlarla ilgili kamu düzeninin korunması ve halkımızın doğru haber hakkının teminat altına alınması amacıyla, ihtiyacımız olan düzenlemeleri en kısa sürede tamamlayacağız.” demişti.